– Allah’ın isim ve sıfatları, Kur’an ve hadislerde belirtilmiştir. Neşe kelimesini çağrıştıracak bir isim ve sıfat söz konusu değildir. “En güzel isimler Allah’ındır, o halde bu isimlerle onu çağırın, ona dua edin. O’nun isimleri konusunda haktan sapanları terk edin. Onlar işledikleri suçun cezasını çekeceklerdir.”(A’raf, 7/180) mealindeki ayetten alınacak önemli dersler vardır. – Neşe, sevinç anlamına gelen ferah / ferahlık sözcüğü, hadislerde kullanılmıştır. Hz. …
Devamını oku »:cennetinbahcesi
“Her şeyin melekûtu Allah’ın elindedir.” ayeti bizlere ne anlatmaktadır?
Risale-i Nur eserlerinde geçen “Her şeyin dışına mülk, içine ise melekût denir.” ibaresinden öğrendiğimize göre, şu görünen şehadet âlemi, aynı zamanda mülk âlemidir. Görünmeyen emir âlemi, melâike âlemi, âhiret âlemi gibi bütün âlemler de melekût ile ifade edilirler. Bazı âlimlerimiz insan bedeninin mülk, ruhunun ise melekût olduğunu ifade ederken, diğer bir kısmı bedenin görünmeyen kısımlarını da gayb, dolayısıyla melekût olarak kabul ederler. Buna göre, “Her şeyin melekûtu Onun elindedir…”(Müminün, …
Devamını oku »:Allah’ın her yerde olduğunu nasıl anlayabiliriz?
1. Bu tür meselelerin, soruların hepsinde olduğu gibi bunda da basit bir sistematik tahlil konuyu temelden ele almayı gerektirir. Temel (eğer soru şüpheden kaynaklanıyorsa, yani tereddüt Allah’ın bir mekanının olması gerektiği ise), Allah’ı mekan, zaman, ihtiyaç, sebep-netice gibi insani ve mahlukata dair şartlarla sınırlandırılmış olarak, bu şartlarda tahayyül ve tasavvur etme icraatından ibarettir. Halbu- ki, zat-ı Uluhiyet’le ilgili meselelere gelince durum …
Devamını oku »:Allah’ın ilminin nihayetsizliğini nasıl anlarız, Allah’ın kainatı yapabilmesi için kainatı yapabilir bir ilminin olması yetmez mi?
Kainatta bulunan bir tek varlığı yaratmak da sonsuz ilimle olur. Evvela, Allah’ın sonsuz ilim sahibi olduğunu bizzat Kur’an’dan öğreniyoruz. Söz gelimi, “Allah ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.” (Talak, 65/12) mealindeki ayette açıkça her şeyi kuşatan, yani sonsuz olan bir ilimden söz edilmektedir. İkincisi: İnsan aklına göre, sonsuz olan kâinatın yaratılması, yönetilmesi, ayakta durması ancak Allah’ın ilim, kudret ve iradesiyle mümkündür. Sonsuzu yöneten bir ilim …
Devamını oku »:Cenâb-ı Hak bu âlemi kendisini tanıtmak için yarattığına göre, bu dünya hayatında hiç hastalık ve musibet olmasaydı, yine de Allah’ı tanır mıydık?
Bir hadis-i kutsîde şöyle buyruluyor: “Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim (bilinmeye muhabbet ettim) ve kâinatı yarattım.”(Acluni, Keşfü’l-Hafa, II/132) Kâinatın ömrü milyarlarca yıl ile ifade ediliyor; insanlık âleminin ömrü ise on binlerce seneyle. Henüz insan nevi yaratılmadan, bu hadis-i kutsîde verilen haber, öncelikle melekler âlemine bakıyordu. Allah’ı bilen, eserlerini temaşa ve tefekkür eden, Ona isyandan uzak bu mübarek varlıklar, …
Devamını oku »:Şuunât-ı İlahiye ne anlama geliyor?
Şuunât, şe’nin çoğuludur. Şe’n için ‘hal, kabiliyet, istidat’ gibi mânâlar veriliyorsa da bunları İlâhî hakikatlere aynen uygulamak, insanı yanlış düşüncelere ve bâtıl hayallere götürebilir. Nur Külliyatında, şuunât konusunda iki önemli açıklama görüyoruz. Birisi: Hâlıkiyet, hâkimiyet, mâlikiyet… için şuunât denilmiştir. Yani, Allah, hâlıkiyet, mâlikiyet, rububiyet, rahîmiyet, rahmâniyet sahibi bir zâttır. Bütün bunlar Allah’ın şuunâtındandır. Hâlıkiyeti misal alarak şöyle söyleyebiliriz: Halk (yaratmak) bir fiildir. Hâlık …
Devamını oku »:Allah’a imanın maddi ve manevi faydaları nasıl sınıflandırılmalıdır?
Şirk, Allah’a eş ve ortak koşma manasına gelir. Allah’ın birliğine ortak kabul etmek şirk olduğu gibi, kudret ve tasarrufunda O’na ortak kabul etmek de şirktir. Şirk’in diğer bir çeşidi de, yalnız Allah’tan beklenmesi gereken sonuçları, Allah’tan başka güç ve kişilerden beklemektir. Şirk’in zıddı tevhiddir. O da, Allah’ın varlığını ve birliğini kabul etmekle beraber, O’nun tasarruflarında tek kudret sahibi olduğunu, hüküm ve irâdesinin her şeyin …
Devamını oku »:Allah bu dünyayı neden adalet üzerine yaratmadı da, savaş ve adaletsizlik üzerine yarattı?
Adalet, genel kavramı itibariyle varlıkların muhtaç oldukları hak ve ödevlerini, konumlarına uygun bir şekilde verip tevzi etmektir. Karıncadan bir deve yükünü taşımasını, bir inekten kuş gibi uçmasını, bir insandan tavşan gibi koşmasını istemek adaletsizliktir. Kâinat çapında var olan dengelerin hepsi Allah’ın sonsuz adaletinin birer yansımasıdır. Derin çukurlardan su içmesi, yüksek yerlerden otlaması için devenin boynunun uzun olması ve sıcak çöllerde uzun süre susuzluğa …
Devamını oku »:Allah sevdiği kuluna, dünyanın fani olduğunu anlamasını, üstün bir ilim elde etmesini ve hatalarını görme imkanını tanımakta mıdır?
1. Dünyanın fani yüzü, Allah’ı düşünmeye, ona kulluk etmeye mani olan yönüdür.Rivayetlerde “Dünya sevgisi bütün günahların başıdır.” denilmiştir. Onun geçici olduğunu, hiç kimseye sonuna kadar yâr olmadığını görmek, ondan vazgeçmenin bir yoludur. Ondan vazgeçmek ise, kalben sevmemektir. Yoksa, çalışmayı bırakmak demek değildir. Abdulkadir Geylanî Hazretleri “Dünyayı kalbinden çıkarıp, eline alırsan, sana zarar vermez.” der. “Lezzetleri acılaştıran ölümü çokça hatırınıza getirin.” mealindeki hadis, bize bu …
Devamını oku »:Sonsuz merhamet sahibi olan Allah, niçin kullarını cennet için sınav oluşturuyor da, direk cennetle ödüllendirmiyor?
Canlı varlıklar arasında sadece akıl sahibi olan meleklerin yanında, sadece nefis sahipleri olan hayvanlar vardır. İmtihan zıtların varlığını istediği için bu iki grup varlık imtihana tabi değildir. Eğer imtihana tabi tutulmayan varlıklar söz konusu ise bu iki varlık zaten vardı. Ancak Allah, hem meleklerin aklını, hem de hayvanların nefsini (öfke, iştiha ve kuvvetini) barındıran insanların da varlığını murat etmiştir. İşte, insanlarda akıl, öfke ve iştiha kuvvetleri olduğundandır ki, imtihana tabi tutulmuştur. …
Devamını oku »: