Sual: Müslümanlar kiralık ev sıkıntısı çekerken, evini boş tutmak günah değil midir? Bazıları iyi kimselerin, salihlerin gücü yetmediği için, yüksek fiyat veren fâsıklara, fena kimselere, evini kiraya veriyorlar. Salihleri düşünmemek vebal değil midir?
CEVAP
Müslümanlar kiralık ev sıkıntısı çekerken evi boş tutmak israf ve günah olduğu şeklinde, yüksek fiyatla kiraya vermek de asla uygun değildir.
Allahü teâlâ, (Bana şükredin, nankörlük etmeyin) buyuruyor. (Bekara 152)
Şükür nedir? İslam âlimleri şükrü çeşitli şekilde tanım etmişlerdir: Şükür, İslamiyet’e uymak, Allahü teâlânın verdiği nimetleri Onun sevilmiş olduğu yerlerde kullanmaktır. Her uzvun şükrü vardır. Örnek olarak gözün şükrü, arkadaşların kusurunu görmemek, kulağın şükrü, söylenilen ayıpları duymamış olmak, ayağın şükrü, fena bölgelere gitmemek, bedenin şükrü, oruç tutmaktır. Malın şükrü ise zekât, sadaka vermektir.
Allahü teâlâ insanları sabır ve şükürle sınav etmektedir. Daha fazlaca fakiri sabırla, zengini ise şükürle sınav etmektedir. Allahü teâlânın, (şükredin nankörlük etmeyin) buyurduğunu bildirmiştik. Nankörlük nedir? Nankörlük şükretmemektir.
İmam-ı Mücahid, Nahl süresinin, (Nimetin Tanrı’tan geldiğini itiraf eder, hemen sonra da, onu inkâr ederler. Onların bir çok kâfirdir) mealindeki 83. âyet-i kerimesini (Nimetlerin Tanrı’tan bulunduğunu bilirler. Fakat “Bu tarz şeyleri biz kazandık yada bizlere miras kaldı” diyerek nankörlük ederler) diye tefsir etmiştir.
Allahü teâlâ, bir müslümana iki ev kayra etmiştir. O da, birini boş tutuyor yada yüksek fiyatla veriyor. Sebep olarak da, (Sen benim ortağım mısın? Ben bu evi ne sıkıntılarla yaptırdım. Ben evimi istediğim fiyatla istediğim hiç kimseye fâsık, salih ayırmadan veririm) demek, imam-ı Mücahidin tefsirinde bildirdiği nankörlüğe benzemiyor mu? O yörede kiralar 100-150 lirayken, iyi insanoğlu içinde oturmayı arzu eden kimselere evini, 250-300 liraya kiraya vermek bu iyi niyetli insanları, dışlamak kötüler arasına atmak olmaz mı? Çoluk çocuğunun bozulmasına, sebep olmak değil midir? Kendi akrabasına yada mesai arkadaşına fazla para veremiyor diye, fâsıklara, fena insanlara yüksek fiyatla vermek şükür müdür? Kimi de, yüksek fiyatla kiraya verenleri örnek gösterip, (Hepimiz yüksek fiyatla veriyor, beni mi görüyorsun) diyor, her insana uymak iyi değildir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İnsanların çoğuna uyarsan, seni Tanrı’ın yolundan saptırırlar.) [Enam 116]
Dinimiz, iyi zenginleri över, fena zenginleri yerer. Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(Kullarımdan şükreden azdır.) [Sebe 13]
(İnsan, varlıklı olunca azar.) [Alak 6-7]
(Malı pek fazlaca seviyorsunuz.) [Fecr 20]
(Altın ve gümüşü [parayı] biriktirip Tanrı yolunda sarf etmeyene fazlaca acı bir azap vardır.) |Tevbe 34]
(Mallarınız ve çocuklarınız, Tanrı’ı anmaktan [iyilik ve ibadet yapmaktan] alıkoyarsa, hüsrana uğrarsınız.) [Münafikun 9]
Peygamber efendimiz de buyuruyor ki:
(İyilik fazlaca, icra eden ise azdır.) [Hatib]
(Cehennemdeki insanların bir çok, zenginlerdir.) [İ. Ahmed]
(Zenginler helak olur. Sadece malını hayra harcayan kurtulur. Bu şekilde zenginler ise azdır.) [İbni Mace]
Evin şükrü iyi mi olur? Tecrübelerle sabittir ki, birden fazla evini kiraya verip bunu geçim vasıtası icra eden, bu paranın hayrını görmez. Bu sebeple dinimiz, fazla olan evin, satılıp parasının değerlendirilmesini yada salihlere Tanrı rızası için, parasız yada ucuz kiraya verilmesini tavsiye etmektedir. Fazla evin şükrü sadece bu şekilde olur. İyilik etmenin, ahiretten başka, dünyaya da faydası vardır. Malı verimli olur. Harcamış olduğu para, fazlası ile geri döner. Hadis-i şerifte, (Bir kimsenin namazı, orucu sizi yanıltmasın. Onu iyi idrak etmek için, para ile arasının iyi mi olduğuna bakın) buyuruldu.
Bir kimsenin para ile arasının iyi mi olduğu da bu şekilde hallerde belli olur. O kimsenin namazı doğru olsaydı, onu kötülükten alıkoyar, iyileri sıkıntıya sokmazdı. Peygamber efendimiz, giden birinin kim bulunduğunu sordu. Oradakiler dedi ki: Bu, o şekilde bir zengindir ki, hangi hanımla evlenmek istese, derhal verilir, biri için aracı olsa, derhal kabul edilir, ortaya bir düşünce atsa, sözü dinlenir. Peygamber efendimiz sustu. Oradan biri daha geçince, Resulullah onun da kim bulunduğunu sordu. Oradakiler dedi ki: Bu o şekilde bir fakirdir ki, bir hanımla evlenmek istese, verilmez, birine aracı olsa, aracılığı kabul edilmez, bir şey söylese, sözü dinlenmez. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Şu salih fukara, diğeri fâsık varlıklı şeklinde dünya dolusu kişiden daha hayırlıdır.) [Buhari]
Ne mutlu malını hayra harcayan zengine.
Acıyana acınır
Yukarıdaki insaflı olmakla ilgili yazıdan dolayı dört sual soruldu.
Birinci sual:
Bir evim olması durumunda, borçlanarak bir ev daha yaptırdım. Borcumu ödeyene kadar evimi düzgüsel rayice bakılırsa kiraya vermem günah mıdır?
CEVAP
Günah değildir.
İkinci sual:
Evim, işyerime uzak olduğundan, işyerime yakın ufak bir evde kirada yaşıyorum. Boş duran kendi evimde, kimi zaman çocuklarım kalıyor. Rahat iş yapabilmek ve dinlenmek için ve daha başka sebeplerle kendim de gidip kalıyorum. Misafirim erişince, rahat etsin diye, boş duran eve alıyorum. Bazı komşular da piknik yeri şeklinde kullanıyor. Evimi bu şekilde kullanmam günah mı?
CEVAP
Günah değildir. Evi sırf konuk için ayırmak da caizdir.
Peygamber efendimiz, (Her şeyin bir zekâtı vardır. Evin zekâtı ise, konuk odasıdır) buyurdu.
Evin bir odası yerine tamamını misafire ayırmak elbet daha iyi olur.
Üçüncü sual:
Evimizi kiraya vermek suretiyle istişarede bulunduk. Bir büyüğümüz, (Evi sat, parasını değerlendir. Ya da birine ucuz ver, duasını al) dedi. Durumu hanıma anlattım. (Büyüklerin sözüne devamlı uymadığına bakılırsa, bu sefer de uyma) dedi. Bu söz, benim de aklıma yattı. Gene hanımın sözünü dinleyip evi yüksek fiyatla kiraya verdim. Allahü teâlâya üç türlü şükrediyorum:
1- Bir ev sahibi olduğum için.
2- Ev boş kalmadığı için.
3- Yüksek kiraya verebildiğim için.
Bir ev için üç kere şükreden nankör olması imkansız. Nahl suresinin, (Nimetlerin Tanrı’tan bulunduğunu bilirler; fakat “Bu tarz şeyleri biz kazandık yada bizlere miras kaldı” diyerek nankörlük ederler) mealindeki 83. âyet-i kerime ile benim ilgim yok. Biz kazandık demiyor, Tanrı verdi diyoruz.
Gelecek yıl, daha yüksek fiyata kiraya verir, daha fazlaca şükrederim. Şükreden bir kimse ile, nankör bir olur mu, aynı kefeye konur mu?
CEVAP
Şükür nedir? Şükür, her uzvu, her malı Tanrı rızasına uygun kullanmaktır. Örnek olarak gözü Allahü teâlâ verdiği için, o göz ile Allahü teâlânın haram etmiş olduğu şeylere bakmamalı. Evi Allahü teâlâ verdiği için, o evde haram işlememeli, kiraya verilecekse, iyi kimselere ucuz vermelidir! Böylece, o kulun şükrettiği anlaşılır. Evi yüksek fiyata verip, (Ya Rabbi, evimi daha yüksek fiyata verirsem, daha fazlaca şükrederim) demek, şükür müdür?
İnsanlara acıyana ahirette acırlar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Acıma etmeyene, acıma edilmez, acımayana acınmaz.) [Müslim]
Dördüncü sual:
Evi yada başka bir malı yüksek fiyatla kiraya vermek günah mıdır?
CEVAP
Ev, öteki tecim malları şeklinde değildir. Her malı, alıcısı var ise, kandırmamak şartı ile, yüzde yüz, hatta yüzde bin kârla satmak günah değildir. Bu sebeple Peygamber efendimiz, dinimizde kâr haddinin bulunmadığını bildirmektedir. Fakat ev, dinimizde nafakaya dahildir.
Nafakadan olan besin maddelerini, (Mal benim) diye pahalanınca satmak suretiyle saklamak günahtır.
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Besin maddelerini piyasadan toplayıp, pahalandığı vakit satmak suretiyle yığın etmek, ihtikâr [karaborsa] olur, günah olur. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Almış olduğu besin maddelerini, pahalanınca satmak için, kırk gün saklayan, hepsini fakirlere parasız dağıtsa, günahını ödeyemez.) [Deylemi]
(Besin maddelerini kırk gün saklayan, Tanrı’tan uzaklaşmış olur.) [Hakim]
(Başka yerden besin maddesi satın alıp, şehre getirip piyasaya bakılırsa satan, onu sadaka vermiş yada köle azat etmiş şeklinde sevap kazanır.) [İ.Gazali]
Besin maddesi şeklinde nafakadan olan evde de karaborsacılık yapmak doğru değildir.
İhtikâr yapmak, ev arayanların fazlaca olmasını ganimet bilmek, eğer parayı sevmekten ileri geliyorsa fazlaca kötüdür. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Parayı seven helak olur.) [Tirmizi]
(Paraya tapana nalet olsun!) [Tirmizi]
(Para sevgisi mahvedebilir.) [Taberani]
Vezir, padişaha der ki:
– Öyleki bir iş yap ki, hepimiz seni sevsin.
– Ne yapayım?
– Parayı düşman bilene, hepimiz dost olur. Para kılıç gibidir; kullanmasını bileni güldürür, bilmeyeni öldürür.
Kira anlaşması
Sual: Bir kimse ile (Sen benim evimde kirasız otur. Ben de senin tarlanı parasız ekeyim) diyerek bir antak kalma yapılsa, uygun olur mu?
CEVAP
Uygun değildir. Evin kirası karşılığı olarak tarlayı kiralamak caizdir. Evimin kirasına karşılık tarlanı kiralıyorum denir. Bu şekilde bir antak kalma yapmak caizdir. Bazıları da, yüklü bir ödünç para veriyor, (evinde parasız oturayım) diyor. Doğrusu, (Para faizsiz, ev kirasız) deniyor. Hâlbuki paranın faizine karşılık evde oturuluyor. Bu caiz olmaz.
Sual: Hırsız kapıyı kırıp eve girse, kapıdaki ziyanı kiracı mı öder? Depremden ev yıkılsa kim öder?
CEVAP
Depremin ve hırsızın verdiği ziyanı kiracı ödemez. Kiracı, kendi dikkatsizliği olan işlerdeki ziyanı öder.
Sual: Ev sahibi, antak kalmamız sona erdikten sonrasında, rayicin üstünde kira istiyor. Rayiçten fazla vermesem günah olur mu?
CEVAP
Evet günah olur.
Sual: Açık kalan musluk, komşuya zarar vermiş. Ziyanı ödemek lazım mı?
CEVAP
Evet. (Mecelle)
Sual: Apartman çatısının ve bahçenin onarım harcamasını kim verir?
CEVAP
Anlaşmaya göredir.
Sual: Biri, (Oturduğun evden çık, sana başka bir ev buldum) dedi. (Evin boyasını da yap) dedim. Bu şartla evi vermek caiz mi?
CEVAP
Akit tamirden sonrasında olur. Akitte koşul söylenmez.
Sual: Sözleşme müddeti bitmeden kiracıyı çıkarmak caiz mi?
CEVAP
Hayır.
Sual: Evi bir seneliğine kiraladım. Bir süre sonra sahibi öldü. Oğlu yıl dolmadan evden çıkarabilir mi, kirayı artırabilir mi?
CEVAP
Sözleşme süresi dolana kadar çıkaramaz, artıramaz.
Sual: 5 ortaklı dükkanda kiracıyım. Ortağın biri, dükkanda durmama razı eğer olmazsa, çıkmam gerekir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Kiraladığım tarla mahsul vermedi. Ücret vermem lazım mı?
CEVAP
Evet.
Sual: Köyde azca bir arazim vardır. Bir dost, “Tarlanı ben ekip süreyim” dedi. Ücret falan söylemedi. Ben de samimi olduğumuz için bir şey demedim. Asla ücret istemesem, ne verirse alsam, vermezse almasam mahzuru olur mu?
CEVAP
Ücret alacaksanız pazarlık edin! Durumu iyi olanın evinden kira, tarlasından ücret almamasının fazlaca daha iyi bulunduğunu (Din kardeşine tarlasını kiraya vermek yerine ücret almadan ektirmek fazlaca sevaptır) hadis-i şerifi açıkça bildirmektedir. (Nesai)
Sual: Kiracı, eskiyen banyo kazanını, satıp yerine yenisini alsa, ev sahibine haber vermesi gerekir mi?
CEVAP
Haber vermek iyi olur.
Sual: Evimi kiraya verirken bir yıllığını peşin istememde sakınca var mıdır?
CEVAP
Sakınca yoktur. Fakat fakirleri gözetip kollamak fazlaca sevaptır. Genel olarak kiracı fukara kimsedir. İnsanlara acıma etmeli, ödeme kolaylığı göstermelidir. Müslümanın hacetini yerine getirmeli, sıkıntısını gidermelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kim, din kardeşinin hacetini yerine getirirse, Allahü teâlâ da onun hacetini yerine getirir. Kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse, Allahü teâlâ da kıyamet günü, onun bir sıkıntısını kaldırır.) [Buhari]
(Allahü teâlânın, kullarına yararlı olmaları için, kendilerine özel nimetler kayra etmiş olduğu bazı insanoğlu vardır. Bu nimetleri öteki insanlara dağıttıkları müddetçe, Allahü teâlâ onları, bu nimetler içinde bulundurur. Eğer dağıtmaktan imtina eder, kaçarlarsa, bu nimetleri onlardan alır, başkalarına verir.) [Taberani]
(Bir kul, din kardeşine yardım etmiş olduğu müddetçe, Allahü teâlâ da onun yardımcısı olur.) [Müslim]
Müslüman varlıklı, insaflı olmalı, evine yüksek kira istememelidir.
Bankaya yada içki satana kiraya vermek
Sual: İş yerini, bir bankaya yada içki de satan birine kiraya vermek caiz midir?
CEVAP
Bankaya kiraya vermek caiz ise de, içki satana vermek caiz olmaz.
Kitap kiralamak
Sual: Okumak için, ücretle kitap kiralamak caiz midir?
CEVAP
Okumak için kitabı kiralamak caiz değildir. (Hulâsa)
İhtiyaç hâlinde, kütüphanelere, derneklere, aidatı verilerek üye olunur, kitap alırken ek olarak ücret verilmezse, okumak için kitap almak caiz olur.
Rayiç karşılık
Sual: Dükkânı 5 yıllığına kiraya verdim, fakat şimdi paranın kıymeti düştü. Aynı emsaldeki dükkân, 2-3 katı fiyata kiraya veriliyor. Rayiç bedelini istemek caiz midir?
CEVAP
İstemek caiz olur, fakat cebretmek, vermeye mecbursunuz demek caiz olmaz. Bu sebeple anlaşmayı tek taraflı olarak bozma hakkı yoktur. Razı olursa, piyasaya uygun olarak kira artırılır.
Sual: Bir evin kirası karşılığı olarak, bir tarlayı kiralamak ve namaz kılmak için yer kiralamak, dinimiz açısından uygun mudur?
Yanıt: Bir menfaati, başka tür bir çıkar karşılığı kiraya vermek caizdir. Evin kirası karşılığı olarak tarlayı kiralamak caizdir. Fakat, elbiseyi kiraya verip, kira olarak başka elbise almak caiz olmaz. Bir yeri, namaz kılmak için kiraya vermek caiz değildir. Bunun kirasını almak haram olur. Burasını bir iş yapmak için kiralamalı ve namaz da kılmalıdır.
Sual: Kiraya verilen ev, otomobil şeklinde şeyler oluyor, bunlar zarar görmüş olduğu vakit, bu ziyanı kiracı mı yoksa mal sahibi mi öder?
Yanıt: Kiraya verilen mal, kiracıya teslim edilince emanet olup, kiracının elinde kasıtsız telef olunca, zarara uğrayınca, bu ziyanı ödemez. Kiraya verilen malı, âdet haricinde kullanmak kasıt sayılır. Eğer kiracı kasıtlı zarar vermişse, meydana gelen ziyanı öder.
Sual: Kiradaki bir evi yada dükkanı satın alan bir kimse, ev yada dükkandaki kiracıyı derhal çıkarabilir mi?
Yanıt: Kirada bulunan malı satın alan başka bir kimse, kontratı bitmeden kiracıyı çıkaramaz. Müşteri, sözleşme bitinceye kadar bekler yada kira akdini mahkeme sonucu ile fesih ettirir.
Sual: Bir tarlayı kiralarken, ne ekileceği, sözleşme yapılırken bildirilmeli midir ve ağaç dikmek için de tarla kiralanabilir mi?
Yanıt: Tarla kiraya verilirken, ne ekileceği bildirilmeli yada her şey ekilebilir demelidir. Tarla; bina yapmak, ağaç dikmek suretiyle de kiralanabilir. Müddet bitince, bu tarz şeyleri kaldırmak yada tarla sahibinin bu tarz şeyleri satın alması lazımdır. Yonca da ağaç gibidir.
Sual: Ev, dükkân, tarla şeklinde, hayvan, otomobil, elbise de kiralanabilir mi?
Yanıt: Hayvan, binmek, yük taşımak, elbise de, giymek için kiralanır. Şarta uymayıp, hayvan, ev ve elbise zarar görürse, kiracı tazmin eder. Zarar vermeyen şeyleri koşul ederse, yapmak lazım olmaz. Örnek olarak, evde iki şahıs oturacak denirse, üç, beş şahıs de oturabilir.
Sual: Evi, tarlayı kiralarken, senelik kirası söylenip vakit bildirilmemiş ise, bunun müddeti ne kadar olur ve müddet ne vakit adım atar?
Yanıt: Evin, tarlanın senelik kirası söylenip, müddet söylenmez ise, müddet bir yıl olur. Müddet, söz kesildiği gün adım atar. Ücret ise, malı teslim almış olduğu gün adım atar.
Sual: Buğday ekmek için tarla kiralayan kimse, buğdaylar olgunlaşmadan kira müddeti biterse, iyi mi hareket eder?
Yanıt: Buğdaylar olgunlaşmadan kira müddeti biterse, buğdaylar oluncaya kadar kira müddeti uzatılır.
Sual: Ev yada tarla, mektup, mail yazarak, bu şekilde yazışma yapmakla da kiralanabilir mi?
Yanıt: Mektuplaşma ile de kiralamak caizdir. Kiralamada yanıt vermemek, kabul anlamına gelir.
Sual: Buğday ekmek için kiralanan tarlaya, yonca ekilirse, tarlanın kirası değişmiş olur mi?
Yanıt: Kiracı, tarlaya buğday ekeceğim deyip de yonca ekerse, tarla sahibi kirayı arttırabilir.
Sual: Yük için hayvan yada kamyon kiralayan kimse, bunlara istediği yükü yükleyebilir mi?
Yanıt: Hayvana, kamyona konacak eşyanın eşeysel değil, ağırlık koşul edilir. Fakat, zararı dokunan şey yüklenmez. Hayvanı çekerek yada döğerek sakat ederse öder.
Sual: Hamala teslim edilen ve kamyona yüklenen yük, zarar görürse, bu ziyanı hamal mı yada kim öder?
Yanıt: Hamal, kamyon, koşul edilen yoldan gitmeyip, eşya telef olsa, gittiği yol işlek değilse yada arızalı ise, kamyon sahibi ve hamal bunun bedelini öder. Bu şekilde değilse ödemez.
Sual: Dükkânına yada evine, daha çok kira veren olduğu vakit, müddet bitmeden, kiracı çıkarılabilir mi?
Yanıt: Mal sahibi, daha çok kira veren bulunca, müddet bitmeden, mukaveleyi, anlaşmayı bozamaz.
Sual: Kiradaki bina ve eşyaların kırıldığında tamiri, kiracıya mı yoksa ev sahibine mi aittir?
Yanıt: Kiradaki binanın ve eşyanın tamiri ve zaman içinde tıkanmış boruların tamiri ev sahibine aittir. Ev sahibi onarım etmezse, kiracı evden çıkabilir. Fakat kiracı, tamiri yaptırmaya ev sahibini cebredemez, zorlayamaz. Ev sahibinin izni ile kiracı kendi yaparsa, parasını ev sahibinden kesebilir. Kiracı kendiliğinden yaparsa, kesemez. Kullanmaya lazım şeylerin onarım parasını da kiradan kesemez.
Sual: Bir dükkânı kiralayan kimse, birkaç ay o dükkâna taşınamasa, gene de kirasını ödemek mecburiyetinde midir?
Yanıt: Bir dükkanı kiralayıp teslim alan kimse, bir süre iş yapmayıp, dükkân kapalı kalsa, kirayı tam vermesi lazımdır. Bir senelik olmak suretiyle, her aylığı şu kadar liraya olarak caiz olduğu şeklinde, senelik toptan söylemek de caizdir. Kiracı, sanatını değiştirirse, batkı ederse, başka şehre yerleşirse kira fesholur.
Sual: Bir evi yada dükkânı kiralayan, bu evi ve dükkânı istediği şeklinde kullanabilir mi?
Yanıt: Ev ve dükkân kiraya verilirken içinde ne yapılacağı söylenmezse, binaya zarar vermeyecek her iş yapılabilir.
Sual: Gösteriş için otomobil, koklamak için çiçek, okumak için kitap kiraya verilebilir mi?
Yanıt: Dürr-ül-muhtâr ve Redd-ül-muhtârda deniyor ki:
“Bir mal, dinen ve aklen nerede kullanılabilirse, o maksatla kullanmak için kiraya verilir. Kumaşı, ev ve mutfak eşyasını, süs, gösteriş olarak bulundurmak için; evi, oturmayıp, altını, gümüşü ve otomobili kullanmayıp, başkalarına gösteriş yapmak için kira ile almak fasit olur. Ücret vermesi lazım gelmez. Bu sebeple bu mallar, icab eden, lüzumlu yerlerde kullanmak için kiraya verilmemiştir. Bunlar yersiz kullanılsa bile, kira vermek lazım olmaz. Koklamak için çiçeği ve okumak için kitabı kiraya vermek caiz değildir. Tutarı ve zamanı söylenerek ariyet vermekle de kiraya verilmiş olur. Fakat tutarı söylemeden kiraya vermek ariyet olmaz, fasit icâre olur.”
Sual: Sütü için ineği, koyunu, meyvesi için ağacı kiralamanın, dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?
Yanıt: Dürr-ül-muhtâr ve Redd-ül-muhtârda deniyor ki:
“Kira süresi içinde bozulup telef olan yada kullanırken helak olan şeyleri kiraya vermek caiz değildir. Örnek olarak para kiraya verilmez. Bu sebeple kullanırken elden gider. Sütü için hayvanı, meyvesi için ağacı yada asmayı, koyun otlatmak için tarlayı, yünü için hayvanı kiraya vermek caiz değildir, fasittir.”
Uzun vakit için kiraya vermek
Sual: Babaları vefat etmiş yetimlerin tarlasını bir seneden fazla olarak kiralamak uygun değil midir?
Yanıt: Mevzu ile ilgili olarak Dürr-ül-muhtâr ve Redd-ül-muhtârda deniyor ki:
“İcarenin kısaca kiralamanın sahih olması için, ücretin ve menfaatin bildirilmesi şarttır. Mekânın ve tarlanın menfaati, vakit bildirmekle belli olur. Sanat sahiplerinin, menfaati, zamanı ve işi beraber söylemekle, nakil vasıtalarında ise, bu iki şarttan herhangi birini söylemekle belli olur. Vakfın, yetimin, Beyt-ül-mâlın olan tarla, üç seneden, ev, dükkân ise, bir seneden fazla kiraya verilemez. Uzun vakit kiraya verilmeleri için, Hanbeli mezhebi taklid edilmelidir. Fakat, kira şartlarının hepsinin Hanbeli mezhebine uygun olması lazım olur. Altından ve gümüşten olan ziynet eşyası, süs olarak kullanmak için ve elbise, kumaş, giymek için kiraya verilir.”
İbadet yapmak için adam kiralamak!..
Sual: Dinimizde, kendisi yada başkası yerine, yakarma yapması örneğin namaz kılması, Kur’ân okuması için birini kiralamak, adam tutmak uygun olur mu?
Yanıt: İbadet yapmak için adam kiralamak ve namaz kılmak için ev kiralamak, Hanefi ve Hanbeli mezheplerinde sahih değildir. Örnek olarak, ücret ile ezan okutmak, hacca göndermek, imam tutmak, Kur’ân-ı kerim öğretmek, din dersi öğretmek caiz değildir. Şafii ve Maliki mezheplerinde, mezar başlangıcında ve sahibinin yanında ücret ile Kur’ân-ı kerim okutmak caizdir. Fakat, bu mezheplerde, gövde ile meydana getirilen ibadetlerin sevapları, başkalarının ruhuna gönderilemez. Sonradan gelen din âlimleri, Kur’ân-ı kerim ve din dersi öğretmek ve ezan, imamlık için para ile adam tutmak caiz olur dedi. Bunlara, sözleşilen ücretin verilmesi lazım olur. İbni Âbidîn bu satırları açıklarken buyuruyor ki:
“Aslına bakarsak, ücret ile yakarma yaptırmak caiz değildir. Bu sebeple, hadîs-i şerifte;
(Kur’ân-ı kerim okuyun. Fakat, bunu geçim vasıtası yapmayınız!) buyuruldu. Bir hadîs-i şerifte;
(Ezan okuyun. Ezan için ücret almayın!) buyuruldu. Son devirlerde, dinde gevşeklik başladığından, Kur’ân-ı kerimin ve din bilgilerinin unutulmaması, imamlığın, müezzinliğin yapılabilmesi için ücret ile yaptırılması fakirlik hâline gelmiştir. Fakat bu fetva, tüm ibadetlerin ücret ile yapılabileceğini göstermez. Yalnız saydıklarımız fakirlik olup, mezhebin aslından dışarıda bırakılmaktadır. Hafızlara ücret ile Kur’ân-ı kerim okutmak fakirlik olmadığı için, muhakkak caiz değildir. Tâc-üş-şerî’a, Hidâye şerhinde diyor ki:
“Ücret ile okunan Kur’ân-ı kerimden, ne ölüye, ne de okuyana sevap hasıl olmaz.” Aynî, Hidâye şerhinde diyor ki:
“Hafızlar, para için, mal için okumamalıdır. Hafız da, parayı veren de günaha girer.”
Bir önceki yazımız olan Kâr zarar ortaklığı başlıklı makalemizde ortakl ve zarar hakkında bilgiler verilmektedir.