Anasayfa » Alışveriş bilgileri » Kâfire ücretle iş yapmak

Kâfire ücretle iş yapmak

Sual: Almanya’da çalışıyorum. Kilise’nin elektrik ve başka onarım işlerini yapmamız gerekiyor. Bir mahzuru var mıdır? Bir dostum da, otomobili ile içecek taşıyor, kimi zaman de içki taşıttırıyorlar. İçki taşıması günah olur mu?
CEVAP
Kilise tamirinde çalışmak mekruh değildir. Şundan dolayı, bu işin kendisi günah değildir. (Bezzaziyye)

İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Ücret ile kâfirin şarabını taşımak, kilise onarım etmek ve hristiyana zünnar [papaz kuşağı] benzer biçimde sövgü alametlerini satmak imam-ı a’zama bakılırsa caizdir. (Redd-ül muhtar 5/251)

Sual
: Gezinsel bölgede dükkanım var. Hristiyan turistler haç var mı diye sual ediyorlar. Onlara haç satmak caiz olur mu? Bir de, Hristiyanlar, oldukça para veriyorlar, haç yapım etmemi istiyorlar. Bizlere yaptırmasınlar diye oldukça para istedim, verelim dediler. Onlar için haç yapım etmem caiz midir?
CEVAP
Haç, zünnar benzer biçimde sövgü alametidir. Sadece bazı âlimlere bakılırsa satmak caizdir.
Caiz demek yapılması lazım demek değildir. İhtiyaç olmadan yapmamak daha iyi olur.

Sual:
Avrupa’da yaşıyoruz. Domuz çobanlığı yapmak caiz mi?
CEVAP
Gayrimüslime ücretle domuz çobanlığı yapmak İmam-ı a’zam Ebu Hanife’ye bakılırsa caizdir, almış olduğu ücret helal olur. (Redd-ül Muhtar)

Sual: Kâfirlerin yapmış olduğu malları, ürettiği gıdaları, giysileri kullanmakta yada onlarla tecim yapmakta bir sakınca var mı?
CEVAP
Hayır.

Gayrimüslime hizmet
Sual: Şimdi bir Müslümanın, Avrupa’ya gidip gayrimüslimlere hizmet etmesi caiz midir?
CEVAP
Gayrimüslimlerin ülkesinde kâfire ücretle hizmet etmek caizdir. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
Ücretle kâfirin şarabını taşımak, kilise onarım etmek ve Hristiyana zünnar benzer biçimde sövgü alametlerini satmak İmam-ı a’zama bakılırsa caizdir. Müslüman müşteriye, Mecusi mesti yapmak yada fâsık elbisesi dikmek mekruhtur; zira Mesusilere ve fâsıklara benzemeye sebep olmaktır. (Redd-ül-muhtar)

Hiçbir dinde, kâfir ülkesinde çalışmak ve kâfire hizmet yasak değildi. Dinimizde de bu şekilde bir yasak yoktur. Şimdiki Müslümanların, Avrupa’ya çalışmaya gitmesi benzer biçimde, Mekke Müslümanları da, Habeşistan’a hicret etmişler, orada gayrimüslimlerin işlerinde çalışmışlardı.

Hazret-i Yusuf, peygamber olmasına rağmen, kulların sıkıntıda bulunduğunu görüp, kâfir reisten vazife istedi. Böylece insanlara hizmet etti. O halde, kullara hizmet edeceğini bilen ve bunu kendinden başka meydana getirecek kimsenin bulunmadığını gören kimsenin, bu vazifeye bir zalimin geçmesini önlemek ve Müslümanlara hizmet etmek için, gayrimüslim olan âmirden bile vazife istemesinde, imamlık, müftülük, vaizlik, öğretmenlik benzer biçimde devlet memurluğunu talep etmesinde sakınca yoktur. Bir iyilik yapamasa da, asla eğer olmazsa Müslümanların zararına emek harcamayı önlemek de, yakarma olur. Geçerli bir mazereti olmadıkça, vazifeden çekilme etmek de, bunun için caiz değildir. (S. Ebediyye)

(Yusuf aleyhisselamın dininde gayrimüslime hizmet caizdi, Müslümanlıkta yoktur) demenin de ilmî kıymeti yoktur. Gayrimüslime hizmet ederek çalışmak, her dinde vardır.

Müslümanın amiri, emiri kâfir olabilir. Örnek olarak hadis-i şerifte, (Komut sana “Ya Müslümanlığı bırak yada öldürürüm” dese, Müslümanlığı bırakma, boynunu uzat) buyuruldu. (Hakim) [Müslüman olan emir, Müslümanlığı bırak demez.]

Kâfirler içinde kalıp, malından, canından korkanın, onlara kalben değil de, dilden sevgi göstermesi caizdir. Peygamberim diyen yalancı Müseyleme, doğru söyleyen bir sahabiyi şehit etmişti. O sahabinin inancını gizlemesi de caizdi. Nitekim müşrikler, Hazret-i Ammar’a, babası Hazret-i Yasir ve anası Sümeyye hatuna işkence edip, (Lat ve Uzza putu, Muhammed’in dininden iyidir de) derler, demeyince de işkenceyi artırırlardı. Nihayet ana babası işkenceyle şehit edildiler. Hazret-i Ammar, kâfirlerin zorlamaları üstüne dediklerini diliyle söylemiş oldu. Ammar kâfir oldu dedikleri süre, Resulullah efendimiz, (Ammar kâfir olmadı, o baştan ayağa imanla doludur) buyurdu. Demek ki sövgü olan bir sözü, bu şekilde durumlarda yalnız dille söylemek caizdir. Resulullah efendimiz, Hazret-i Ammar’a, (Müşrikler eziyet ederse, gene bu şekilde söyle) buyurdu. (İbni Asakir, İ. Mace)

Kâfirlerin galip olduğu yerde gerçeği söylememek caizdir. Şafii’de, zalim Müslümanlar içinde da caiz olur. Müslümanlar acayip ve zayıf olduğu müddetçe kıyamete kadar her yerde caizdir. Şundan dolayı, müminin kendinden ziyanı, mümkün olmasıyla birlikte uzaklaştırması gerekir.

İmam Kurtubi hazretleri, (Allahü teâlânın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirler, zalimler ve fâsıklardır) mealindeki âyet-i kerimelerin ehli kitap olan gayrimüslimler için bulunduğunu bildiriyor. Öteki tefsir kitaplarında da bu şekilde bildiriyor.

Bir önceki yazımız olan İşçilerin durumu başlıklı makalemizde durumu ve ilerin hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.