CEVAP
Mürüvvet, insanlık, yiğitlik, iyilik cömertlik yararlı olmak, iyilik yapmak arzusu şeklinde manalara gelir ki, hallerin en güzeline riayet etmek anlama gelir. Hadis-i şerifte, (Hiç kimseye zulmetmeyen, yalan söylemeyen ve sözünde duran, mürüvvet sahibidir) buyuruldu. (Edeb-üd-dünya)
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Mürüvvet, devamlı sofrası açık olmak ve insanların işini görmek için hazır beklemektir.
Mürüvvet iffetli olmak, darlıkta ve genişlikte kucak dolusu ihsanda bulunmaktır. (Hazret-i Hasan)
Mürüvvet, kulun, dinini muhafaza edip nefsini korkutması, misafirini iyi karşılaması, münakaşalarda, güzel davranması anlama gelir. Ululuk ise, komşuya eziyet etmemek ve zorluklara göğüs germektir. Kerem de istemeden vermek, yerinde yiyecek yedirmek, saile yumuşak hareket etmek ve bolca vermektir. (Hazret-i Hasan)
Mürüvvet, dili doğru olmak, arkadaşın kusurlarına tahammül göstermek, her insana iyilik etmek, komşunun sıkıntısına katlanmaktır. (Hazret-i Hasan-ı Basri)
Mürüvvet altıdır, üçü hazarda, üçü seferdedir. Hazarda olan; Kur’an-ı kerim okumak, mescitleri bayındır etmek, Tanrı için kardeş bulmaktır. Seferde olan ise; azığı çoğaltmak, yol arkadaşı ile azca ihtilafa düşmek, günah olmayan işlerde, gönül almak için şakalaşmaktır. (Hazret-i Rabia-i Rai)
Mürüvvet, açık kapı, bolca yiyecek, insanların işini görmek için hazır olmaktır.
Mürüvvet, sözünde doğru olmak, vaadini yerine getirmek, yararlı yerde bolca harcamaktır.
Mürüvvet, dili doğru olmak, arkadaşlarının kusurlarına tahammül etmek, her insana oldukça iyilik etmektir. İnsanların elinde bulunana karşı iffetli davranıp onlardan gelen kusurlara aldırış etmeyen gerçek mürüvvet ehlidir.
Mürüvvetin şartları:
Günahlardan temizlenmek, insafla hükmetmek, zulümden kaçınmak, hakkı olmayan bir şeye göz dikmemek, asla kimseyi parasız çalıştırmamak, zayıfa karşı kuvvetliye yardım etmemek, kötüyü iyiye tercih etmemektir.
Mürüvvetin tamamı şu âyet-i kerimede bildirilmiştir:
(Tanrı, adaleti, iyiliği, akrabaya yardımı emreder. Çirkin işleri, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. İyice düşünüp tutasınız diye size nasihat verir.) [Nahl 90]
Hazret-i Hasan, birinin, para para söylediğini duyunca, “Tanrı, paraya nalet etsin. Paranın sözünü eden, paraya tapanın mürüvveti yoktur. Mürüvveti olmayanın dini de olmaz” buyurdu.
Dindarla oturun. Dindar bulamazsanız, dünya ehlinin mürüvvet sahibi olanları ile oturun. Zira onlar, fena söz etmezler. (Hazret-i Abdulvahid b. Zeyd)
İbni Ziyad, bir kabile reisine mürüvvetin ne işe yaradığını sordu. Reis dedi ki:
Bizlere nazaran mürüvvet dört şeyden ibarettir:
1- Günah işlemekten uzak durmak. Günah işleyen, zelil olur. Zelilin mürüvveti olmaz.
2- Malı iyi kullanmak, boşa harcamamak. Malını iyi kullanamayıp muhtaç duruma düşenin mürüvveti olmaz.
3- Ehlinin ihtiyacı için çalışmak. Ehlini ele muhtaç edenin mürüvveti yoktur.
4- Kendine yakışanı yiyip içmek. Bu mürüvvet için kemal sayılır.
Kayser, Kays bin Sabite sordu:
– En iyi akıl nedir?
– İnsanın kendini bilmesidir.
-En iyi ilim nedir?
– İnsanın cehaletini bilmesidir.
– En iyi mürüvvet nedir?
– İnsanın yüzsuyunun dökülmemesidir.
Yalancının mürüvveti, cimrinin dostu, haset edenin ve huysuzun rahatı yoktur. (Ahnef b. Kays)
Ana-babasına iyilik eden, akrabasını ziyaret eden, arkadaşlarına ikramda bulunan, çoluk evladı ve hizmetçisi ile iyi geçinen, dinini korumuş olan, malını temiz tutup fazlasını dağıtan, dilini tutan, gözünü haramdan korumuş olan, fuzuli işlerden uzak duran, mürüvvet sahibidir. (Fudayl b. Iyad)