Anasayfa » Ahlak bilgileri » Merhamet etmek

Merhamet etmek

Sual: Merhamet etmek ne anlamına gelir? Dinimizde acıma etmenin önemi nedir?
CEVAP
Merhamet etmek; acımak, şefkat göstermek anlamına gelir. Allahü teâlânın esma-i hüsnasındaki Rahman, Rahim, Rauf şeklinde isimlerinin anlamı, acıma eden, acıyan, şefkat gösteren anlamına gelir. Rahman, dünyadaki her mahluka acıyan, Rahim, ahirette yalnız müminlere acıyan anlamına gelir. Peygamber efendimizin şefkati, acıması çoktu. Tasavvuf, her insana acımak anlamına gelir. Şefkatli kimse, başkalarına dert, yıkım gelmesinden üzülür, her insanın sıkıntıdan kurtulmasına çalışır. Allahü teâlâ eshab-ı kiramı, (Birbirine merhametli, şefkatli) diye övüyor.

Günah işleyen biri, abdest alıp namaz kılar ve günahı için istigfar ederse, Allahü teâlâ o günahı elbet affeder. Bundan dolayı Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:
(Bir günah işler yada kendine zulmeder, sonrasında pişman olup, Allahü teâlâyı oldukca merhametli, af ve mağfiret edici bulur.) [Nisa 110]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Merhamet etmeyene Allahü teâlâ acıma etmez, acımayana acımaz.) [Buhari]

(Alçak gönüllü olan, dilenmeden nefsini zelil gören, helalinden kazanılmış olduğu malı, hayra sarf eden, yoksul ve çaresizlere acıma duyanlara müjdeler olsun!) [Tergib)

(Yerdekilere acırsanız, göktekiler de size acır.) [Tirmizi]

(Ana babanın yüzüne merhametle bakana, hac ve umre sevabı verilir.) [İ.Rafii]

(Güçsüzlere, hastalara, yaşlılara ve küçüklere acıma edin, acıyın.) [Şir’a]

(Müminler merhamette bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, tüm vücut, rahatsız olduğu şeklinde, Müslümanlar da birbirine acımalıdır!) [Buhari]

(Şu üç hiç kimseye acıyın, acıma edin! 1- Cahiller içinde kalan âlime, 2- Zengin iken yoksul düşen zengine, 3- Çevresinde hatırı sayılırken itibarını kaybeden zata.) [Tirmizi]

(Yoksul ve çaresizlere acıyana müjdeler olsun!) [Buhari]

(Din kardeşinin yüzüne şefkatle bakan affa uğrar.) [İ.Rafii]

(Büyüğünü saymayan, küçüğüne acımayan bizlerden değildir.) [Tirmizi]

(Şaki olan merhametsiz, acımasız olur.) [Tirmizi] [Şaki, bahtsız, Cehennemlik demektir.]

Peygamber efendimiz, oğlu İbrahim ölünce sessiz bir şekilde ağlar, (Şefkatimden ağlıyorum. Allahü teâlâ sadece merhametli olana acır) buyurdu.

Bir kimse, Peygamber efendimizin, torunları Hazret-i Hasan ile Hazret-i Hüseyin’i öptüğünü görünce (Benim on tane çocuğum var. Asla birini öpmedim) der. Peygamber efendimiz, (Merhametli olmayan acıma göremez) buyurur. (Buhari)

Bir bedevi, (Ya Resulallah, siz evlatları sevip öpüyorsunuz. Biz asla öpmeyiz) söylediği süre, ona, (Şefkat, acıma duygusu olmayana ne diyeyim?) buyurdu. (Buhari)

Bir zat vazife emrini almak suretiyle Hazret-i Ömer’in huzuruna gelir. Hazret-i Ömer’in çocuğunu öptüğünü görünce, (Ben çocuklarımı öpmem) der. Hazret-i Ömer, (Senin küçüklere, şefkatin yok, millete iyi mi acırsın?) buyurarak vazife emrini imzalamaz. Emri altında olanlara acımayan, Allahü teâlânın merhametinden uzak kalır.

Insanın biri Peygamber efendimize (Ya Resulallah, hizmetçimi kaç kez affedeyim?) diye sorar. Peygamber efendimiz de (Günde yetmiş kez affet!) buyurur. (Tirmizi)

Kâfir mümin her insana, hatta tüm hayvanlara acıma etmek gerekir! Peygamber efendimiz, (Merhametli, şefkatli olmayan, acımayan imanlı olmaz) buyurunca, Eshab-ı kiram (Ya Resulallah, tamamımız merhametliyiz, şefkatliyiz) dediler. Onlara, (Bir tek insanlara değil, tüm mahlukata merhametli olmak gerekir) buyurdu. (Taberani)

Örneğin bir hayvan kesecek kimse, bıçağı hayvanın gözü önünde bilememelidir. Bigün bir kimse, bir koyunu kesmek için yere yatırır, bıçağını bilemeye adım atar. Peygamber efendimiz bunu görüp buyurur ki:
(Sen bu hayvanı kesmeden ona ölümler mi tattıracaksın? Hayvanı yatırmadan ilkin niçin bıçağını bilemedin?) [Hakim]

Bir köpeğin susuzluktan dili çıkar. Bir kuyunun yanında durur. Fakat su derinde olduğundan içemez. Adam bu köpeğe acır. Ayakkabısı ile kuyudan su çıkarıp köpeğe verir. Bundan dolayı Allahü teâlâ onun günahlarını affeder. (Müslim)

Gene hadis-i şerifte bildirilmiştir ki, kadının biri, bir kediyi bağlar. Kedi yiyecek bir şey bulamaz. Hanım bunun yüzünden Cehennemlik olur. (Tergib)

Zararı olan hayvanları öldürmek gerekir. Sadece suda boğarak yada ateşte yakarak öldürmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Keleri bir darbede öldürene yüz sevap vardır. İkinci vuruşta daha azca, üçüncü de bundan daha azca sevap vardır.) [Müslim] [Keler, kertenkelenin zehirli bir cinsidir.]

Bir kimsenin veli olduğu; tatlı dili, güler yüzü, cömertliği ve her insana acıması ile anlaşılır. Evliyanın iki alameti vardır: Allahü teâlânın emirlerine riayet ve mahluklarına şefkat. Her insana acımalıdır. Altıncı kat gökteki melekler, acımasız olanın namazını yukarı geçirmezler.

İnsaflı olmak
Her insana karşı insaflı hareket etmek, kendisine karşı yapılmasını istemediği muameleyi başkalarına karşı yapmamak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şu üç haslete haiz olmadıkça kişinin imanı kemale eremez. Kendisi muhtaç olmasına rağmen infak etmek, insaflı olmak ve her insana slm vermek.) [Harâiti]

(Cehennemden uzaklaşıp Cennete girmek isteyen, son nefesinde kelime-i şehadeti söylesin ve kendisine yapılmasını sevilmiş olduğu şeyleri başkalarına yapsın!) [Müslim]

(Etrafındakilerle güzel komşuluk et ki, hakiki mümin olasın! Kendin için sevdiğini başkaları için de sev ki, hakiki müslüman olasın!) [Harâiti]

Hasan-ı Basri hazretleri buyurdu ki:
Allahü teâlâ, Hazret-i Âdem’e, şu hasletlere haiz olmayı emretmiştir:
1- Bana yakarma et, hiçbir şeyi ortak koşma! Yaptığın hayırlı amelin mükafatını, sana, en dar gününde veririm.
2-
Bana yakarış et, duanı kabul ederim.
3-
İnsanların ne şekilde sana davranmalarını istiyorsan, sen de onlara aynı şeyi yapmalısın! [İ. Gazali]

Peygamberlerden sonrasında en üstün insan
Sual:
Hazret-i Ebu Bekir, vücudunun oldukca büyüyerek Cehenneme atılmasını, başka hiçbir kulun girmemesini, böylece Allahü teâlânın takdirinin yerine gelmesini istiyor. Buna kâfirler de dahil mi?
CEVAP
Evet kâfirlerin bile yanmasını istemiyor.
Hazret-i Ebu Bekir, Peygamberlerden sonrasında insanların en üstünüdür. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselamın en yakın arkadaşı, dostu, kayınpederi ve ilk halifesidir. Hazret-i Âişe validemizin babasıdır. Kur’an-ı kerimde çeşitli âyetlerle övülmüştür.

Her insana acıma etmelidir
Sual: Bir Müslümanın, her insana ve her mahluka karşı, merhametli, şefkatli mi olması gerekir?
Yanıt:
Müminlerin birbirlerine öfkelenmemesi, birbirlerine iyilik ve kayra yapmaları, birbirlerini affetmeleri, merhametli olmaları buyruk olunmaktadır. Nitekim Âl-i İmrân sûresinin 133. âyetinde mealen;
(Rabbinizden mağfiret istemeye ve Cennete girmeye koşunuz. Bunun için çalışınız! Cennetin büyüklüğü gökler ve yer küresi kadardır. Aden, Allahü teâlâdan korkanlar için hazırlandı. Bunlar, azca bulunsa da, oldukca bulunsa da, mallarını Tanrı yolunda verirler. Öfkelerini belli etmezler. Herkesi affederler. Allahü teâlâ, kayra edenleri sever) ve Hucurât sûresinin 10. âyetinde de mealen;
(Müminler, birbirleri ile kardeştir. Kardeşleriniz içinde barış yapınız!) buyuruldu. Peygamber efendimiz de bir hadîs-i şeriflerinde;
(Birbirlerine acıma edenlere, Allahü teâlâ acıma eder. O, acıma edicidir. Yer yüzünde olanlara acıma ediniz ki, gökte olan melekler de, size acıma etsin) buyuruldu. Bunlara benzer daha bir oldukca âyet-i kerime ve hadîs-i şeriflerde, öfkeyi yenmek, iyilik ve kayra etmek buyruk edilmekte, insanlık vazifeleri öğretilmektedir. Müslümanlara, hatta yer yüzündeki tüm mahluklara karış, şefkat edilmesini ve acıma olunmasını buyruk eden nice âyet-i kerime ve hadîs-i şerifler de vardır. Peygamber efendimiz Mu’âz bin Cebel hazretlerine hitaben buyururlar ki:
(Ya Mu’âz! Takva suretiyle ol. Hep doğru söyle. Ahdine sadık ol, emanete hıyanet etme. Yetimlere acıma et, komşunun hakkını gözet. Hiç kimseye kızma, hep tatlı konuş. Her Müslümana slm ver. Kur’ân-ı kerimin yolu olan fıkıh bilgilerini öğren ve bu bilgilerden ayrılma. Her işinde ahireti düşün, hesap gününe hazırlan. Dünyaya gönül bağlama. Hep güzel, yararlı işler yap! Hiçbir Müslümanı kötüleme. Yalancı şahitlik yapma. Doğru sözü kabul eyle. İmâm-ı âdile doğrusu devlete, isyan etme. Yeryüzünde fesat çıkarma. Devamlı Allahı zikret, hatırla. Gizli saklı günahlara gizli saklı tövbe et. Aşikar günahlara aşikar tövbe et!)

Sual: Dinimiz, yaratılan her canlıya karşı merhametli olmamızı mı emretmektedir?
Yanıt: Mahlukatın doğrusu yaratılanların hepsine acıma etmeli, acımalıdır. Zira Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Yeryüzündeki mevcudata acıma eyleyin ki, göklerdeki mahlukat size acıma eylesin. Sıddıkların nişanı odur ki, sadaka verirken gizli saklı verir, bir belaya uğramış olduğu süre, bağırıp çağırmaz, hiç kimseye şikâyet eylemez ve o belayı herkesten gizler ve bir günah işlediği süre arkasından derhal sadaka verir ki, günahına kefaret olsun.)

Bir önceki yazımız olan Mastürbasyon başlıklı makalemizde masturbasyon hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.