CEVAP
Arkadaşla iyi idame için ona yük olmamak gerekir. İmkan dahilinde gereksinimleri ondan gizlemeli, yardım talebinde bulunmamaya çaba etmelidir! Mal, para benzer biçimde şeyler de istememelidir! Bir makama geçmek için ondan yardım talebinde de bulunmamalıdır!
Fazla saygı, ikram ve gereksiz hizmetlerle ona ağırlık vermemelidir! Kendisinin yapmak istemediği bir şeyi arkadaşından beklemek, ona zulmetmek anlama gelir. Arkadaşa bir iş yapma teklifinde bulunmayan erdem göstermiş olur. Âlimler buyuruyor ki:
Dostların kötüsü, senin için külfete giren, seni özür dilemeye zorunlu bırakandır. (Hazret-i Ali)
İki arkadaşın aralarının açılması, fuzuli külfetler yüzündendir. Ziyaretine gittiği arkadaşı, gereksiz bir sürü zahmete, külfete girince, insan tekrar ziyaretine gitmez. (Fudayl bin Iyad)
İki arkadaştan birinin diğerinden çekinmesi, ne olursa olsun birinin kusurundandır. (Cüneyd-i Bağdadi)
Arkadaşlarından bana en fazlaca ağırlık vereni benim için külfet ve zahmete giren ve bu suretle kendisinden çekindiğim kimsedir. Yalnız iken nasılsam, onunla birlikte bulunduğum süre da davranışımı değiştirmediğim kimseyi ise fazlaca severim. (İmam-ı Cafer-i Sadık)
Çeşitli zahmetlere giren bir kimse, arkadaşına ağırlık vermiş olur. Bu suretle kendisinden çekinilir. Yalnız iken iyi mi hareket ediyorsa, arkadaşı varken de öyleki hareket eden kimse ile arkadaşlık kolay olur. Yanımızda ev giysisi ile duramayan dost bizlerden çekiniyor anlama gelir. Bu ise samimi olamamanın alametidir. İki arkadaştan biri diğerinden çekiniyorsa, biri kusurlu anlama gelir.
Ülfetin şartı, külfeti terk etmektir. Külfeti olmayanın ülfeti ve sevgisi artar. Hadis-i şerifte, (Kendine reva gördüğünü, sana reva görmeyenin arkadaşlığında hayır yoktur) buyuruldu. (İ. Adiy)
Arkadaşlarla iyi idame, bir tek onlara yük olmamak, onlara sorun vermemek değil, onlardan gelecek sıkıntılara da katlanmak anlama gelir. Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama, (Beni seven, arkadaşının eziyetine katlanır) diye vahyetti. (İmam-ı Gazali)
İhtiyaçlarımızı görecek, sıkıntılarımıza katlanacak dost arıyorsak, dost değil, bir hizmetçi arıyoruz anlama gelir. İhtiyaçlarına koşacağımız, eziyetlerine katlanacağımız, dertlerine ortak olacağımız insanlarla Tanrı için dost olmalıyız. Hazret-i Âişe validemiz, (Mümin, müminin kardeşidir, onu ne ganimet bilir, ne de ondan çekinir) buyurdu. Gereksiz tekliflerde bulunarak arkadaşa yük olmamalıdır! Mümkün mertebe ihtiyacını arkadaştan gizlemelidir! Ondan mal ve mevki istememelidir!
Hazret-i Ebu Bekir, deve ile giderken, yular düştü, inip yuları aldı. Oradakiler, (Bizlere izin verseydin de biz alıp sana verseydik) dediler. Hazret-i Ebu Bekir dedi ki: (Resulullah “Halktan bir şey isteme” buyurdu.)
Eshab-ı kiramdan Hazret-i Sevbanın, deve üstünde iken kırbacı yere düşerdi de asla hiç kimseye, (Şunu bana verir misiniz) demez, deveden iner, kendisi alırdı. [Deveye inip binmek çok zahmetlidir.] Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Salihler, iyiler, külfet ve zahmet vermez.) [Dare Kutni]
(Halktan bir şey istemeyeceğine söz verenin Cennete girmesine kefilim.) [Nesai]
(Sakın kimseden bir şey isteme! Kırbacın düşse bile, başkasından isteme, inip kendin al! Emanet bir şey de almamaya çaba et!) [İ. Ahmed]
(Veren el, alan elden üstündür.) [Buhari]
İyi bir dost olmak için, arkadaşımız, günah işleyince bizim istigfar etmemiz, hata edince bizim özür dilememiz, sıkıntılı anlarında yardımına koşmamız ve hiçbir surette ona yük olmamamız lazımdır
.
Arkadaşımıza daima iyi haber vermeli, üzücü olanları söylememeliyiz!
Halkın efendisi
Sual: Ülülazm bir Peygamberin, (Biz hizmet edilmek için değil, hizmet etmek için geldik) söylediği bildiriliyor. Bir Peygamberin hizmet etmesi uygun mu?
CEVAP
Peygamber efendimiz de hizmet etmiştir. Bir yolculukta, bir koyun kebabı yapılacağı süre, biri ben keserim dedi. Biri de, ben derisini yüzerim dedi. Diğeri de, ben pişiririm dedi. Resulullah efendimiz de, ben de odun toplarım diyince, “Ya Resulallah, sen istirahat buyur, biz toplarız” dediler. (Evet sizin her şeyi yapacağınızı biliyorum. Fakat, iş görenlerden ayrılarak oturmam. Allahü teâlâ, arkadaşlarından ayrılıp oturanı sevmez) buyurdu. Kalkıp odun toplamaya gitti.
Medine valisi olan Ebu Hüreyre hazretleri, odun taşıyordu. Muhammed bin Ziyad, bunu tanıyarak, yanındakilere, yol verin, vali geliyor dedi. Gençler şaşkınlık ettiler.
Evliyanın büyüklerinden olan İbrahim bin Edhem, ilkin Belh padişahı idi. Saltanatı bırakıp, Mekke’ye geldi. Sırtında odun taşıyarak ekmek parasını kazanırdı.
Hizmet etmekle ilgili dört hadis-i şerif meali:
(Halkın efendisi onlara hizmet edendir.) [Ebu Nuaym]
(Seferde bir topluluğun efendisi onlara hizmet edendir. O topluluk, en fazlaca hizmet edeni, şehitlik hariç hiçbir amelle geçemez.) [Hâkim]
(Tanrı yolunda savaşanların en üstünü, savaşanlara hizmet edendir.) [Taberani]
(Misafire hizmet ettirmek akıl noksanlığıdır.) [Deylemi]
Bir önceki yazımız olan Kibir, tevazu ve ucub başlıklı makalemizde kibir ve tevazu hakkında bilgiler verilmektedir.