Sual: Bazılarının varlıklı olduğu, dilenciliği meslek haline getirmiş olduğu söyleniyor. Bu şekilde kimselere para vermek haram mıdır? Sadaka istemek ne vakit caiz olur?
CEVAP
Bir günlük yiyeceği bulunan kimsenin dilenmesi haramdır.
Asla yiyeceği bulunmayıp, sağlam, çalışacak, tecim edecek halde olan kimsenin de, yiyecek, içecek yada bu tarz şeyleri almak için para istemesi, dilenmesi haramdır. Bunun varlığını bilerek, istediğini vermek de haramdır. Sadece istemeden verilen malı alması caizdir.
Aç yada hasta olanın yiyecek istemesi gerekir. Bir günlük yiyeceği olup da çalışabilecek haldeki kimse, ilim öğrenmekle yada öğretmekle meşgul ise, yiyecek istemesi caiz olur.
Parasını harama sarf edene ve israf edene sadaka verilmez. Camide cemaat içinde dolaşarak dilenmek haramdır. (Redd-ül Muhtar)
Görüldüğü benzer biçimde, İslamiyet’te, eli ayağı tutup da çalışabilenlerin dilenmesi haramdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çalışmayıp kendini sadaka isteyecek hâle düşüren, 70 şeye muhtaç olur.) [Tirmizi]
(Muhtaç olmadan dilenen, ateş koru yutan kimse gibidir.) [Beyheki]
(Mal biriktirmek için dilenen, ateş koru dilenmiş olur.) [Müslim]
(Kendisinin yada çoluk çocuğunun katlanamayacakları bir ihtiyacı yok iken, dileneni Allahü teâlâ ummadığı yer ve zamanda muhtaç eder.) [Beyheki]
(Dilenci, dilenmekteki vebali bilseydi, derhal dilenmekten vazgeçerdi.) [Taberani]
(Gerçek yoksul, ihtiyacını karşılayacak bir şeyi olmayan, hatırlanmadığı için sadaka verilmemiş, kendisi de kalkıp kimseden bir şey istemeyen kişidir.) [Buhari]
(Şu üç şey için vallahi billahi: Sadaka vermekle asla mal eksilmez. Öyleki ise sadaka verin! Zulüm görmüş olduğu şahsı, Tanrı rızası için affeden, dünya ve ahirette aziz olur. Öyleki ise affedin! İsteme kapısını açana da, Allahü teâlâ yoksulluk kapısını açar.) [İ.Ahmed]
(Dilenmeye engel olan zenginlik, sabah-akşam yiyeceğe malik olmaktır.) [Rüzeyn]
Dilenmekteki ölçü
Bir günlük kısaca sabah-akşam yiyeceği olanın dilenmesi caiz değildir. Dilencinin önünde bir günlük yiyecek parası var ise, ona bir şey vermek caiz olmaz. Fakat önünde para yoksa yada fazlaca azca var ise, onun bir günlük yiyeceği olduğu bilinmediğinden sadaka vermek caiz olur.
Her gün azca da olsa sadaka vermelidir. Bir ay bekleyip de daha fazlaca vereyim diyerek sadakasız gün geçirmemelidir.
Bilal-i Habeşi hazretleri, misafirlerine ikram etmesi için Resulullah efendimize vermek suretiyle en iyi hurmalardan bir yığın hurma ayırmıştı. Bigün Peygamber efendimiz, Hazret-i Bilal’in evine gelip bu hurmaları görünce, bunların ne işe yaradığını sordu. Hazret-i Bilal de, (Bu tarz şeyleri misafirlerinize ikram edesiniz diye size vermek suretiyle sakladım) dedi. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Bunların Cehennemde duman olmasından korkmuyor musun? Ya Bilal bu tarz şeyleri infak et, azalır diye korkma!) [Bezzar]
Armağan için bile uzun müddet saklamak uygun görülmemiştir.
Sual: Birinden bir şey istemek caiz midir?
CEVAP
Bir günlük kısaca sabah ve akşam yiyeceği olan kimsenin başkasından bir şey istemesi haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (İhtiyacını karşılayacak bir şeyi varken, bir şey isteyen, muhakkak Cehennem ateşini çoğaltmış olur.) Bunun üstüne (Ya Resulallah, istemeye engel olan zenginlik nedir?) diye sual edildiğinde Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Sabah ve akşam yiyeceği kadar bir mala haiz olmak.) [Ebu Davud]
Başka bir rivayet ise şöyleki:
(Sabah ve akşam karnını doyuracak kadar yiyeceği olmak.) [İbni Huzeyme]
Bir günlük yiyeceği varken dilenmek haramdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kim bana insanlardan bir şey istemeyeceğine söz verirse, ben de Onun Cennete gireceğine kefil olurum.) [Nesai]
(Kim insanlardan bir şey istemezse, Allahü teâlâ onu varlıklı eder. Kanaat edene de Tanrı kâfidir.) [Bezzar]
(Halktan bir şey istemeyin! Bir misvakı bir kez kullanmak için de olsa.) [Beyheki]
(Açgözlü olmaktan, istemekten sakının! Tamah, fakirliğin tâ kendisidir.) [Taberani]
Hazret-i Ebu Bekir, deve ile giderken devenin yuları fikir, devesini çöktürüp yuları aldı. Oradakiler, (Bizlere söyleseydin de biz alıp sana verseydik, inmene ne lüzum vardı?) dediler. Hazret-i Ebu Bekir, (Resulullah bana, halktan bir şey istemememi emretti) buyurdu. (İ. Ahmed)
Sual: Dilenci, (Tanrı rızası için bana bir sadaka ver) derse, ona Tanrı versin diyerek terslemek caiz mi?
CEVAP
Her dilenene sadaka vermek uygun değil ise de, bu şekilde terslemek de uygun değildir.
İnsanlardan yiyecek, giyecek istemek
Sual: Aç, susuz olan bir kimse, başkalarından yiyecek, içecek ve başka temel gereksinimlerini isteyebilir mi?
Yanıt: Bir günlük yiyeceği bulunan kimsenin ve asla yiyeceği yok ise de, sağlam, çalışacak, tecim edecek hâlde olan kimsenin, yiyecek, içecek yada bu tarz şeyleri almak için para istemesi, dilenmesi haramdır. Bunun varlığını bilerek, istediğini vermek de haramdır. İstemeden verilmesi ve verileni alması caizdir. Bu kimsenin yiyecek, içecekten başka gereksinimlerini örnek olarak, elbise, ev eşyası, kira paraları istemesi caiz olur. Aç yada hasta olanın, oturacak evi olsa da, yiyecek istemesi caizdir. Bir günlük yiyeceği olan, olmasa da, çalışabilecek hâlde olan kimse, ilim öğrenmekle yada öğretmekle meşgul ise, yiyecek istemesi, gene caiz olur. Parasını harama sarf edene ve israf edene sadaka verilmez.
İnsanlardan istemek zillettir
Sual: İnsanlardan yiyecek, içecek istemek de, dilenmek benzer biçimde zillet mi olur?
Yanıt: Tezellül, bayağılık, kendini aşağı tutmak kısaca zillet anlamına gelir. Bir günlük yiyeceği, içeceği olan bir kimsenin, başkalarından yiyecek, içecek, para istemesi, dilenmesi, tezellül olur ve haramdır. Ebû Ali Rodbârî hazretleri;
“Dünyayı kazanmakta nefisler için zillet, ahireti kazanmakta ise izzet vardır” buyurmuştur.
Allahü teâlâya inanç eden, Onun emirlerine boyun eğen, başını secdeye koyan, aziz olur. Kendi nefsine, kendisi benzer biçimde aciz olan insanlara boyun eğen, dünyalık ele geçirmek için onlara yaltaklık eden de, zelil, hakir olur.
Zillet, aşağılık, hakirlik anlamına gelir. İnsan, yalnız Allahü teâlânın huzurunda, kendini bu şekilde aşağı, hakir görür. Yaratanının huzurunda kendini aşağı görmesi, insanı aziz eder, yükseltir. Bundan dolayı yakarma, zül ve zillet anlamına gelir. Doğrusu, insanoğlunun Rabbine karşı, hakir, aciz, muhtaç bulunduğunu göstermesidir.
Fazla armağan almak için, azca bir şeyi armağan olarak vermek, tezellüldür, bayağılıktır. Fakirlik olmadan, herhangi bir kimseden bir şey istemek, dilenmek haramdır. Resûlullah efendimiz, hazret-i Ömer’e armağan olarak bir şeyler gönderir. Hazret-i Ömer de, bu tarz şeyleri almayıp geri gönderir. Karşılaştıkları vakit Peygamber efendimiz;
– Niçin almadın? diye sual edince hazret-i Ömer;
– Yâ Resûlallah, (En hayırlınız, kimseden bir şey almayandır) buyurmuştunuz, bunun için almadım diyince, Resûlullah efendimiz;
– O sözüm, isteyip de almak içindi. İstemeden gelen şey, Allahü teâlânın gönderilmiş olduğu rızıktır, buyurur. Bunun üstüne hazret-i Ömer;
– Allahü teâlâya vallahi billahi ki, kimseden bir şey istemeyeceğim ve istemeden gelen her şeyi alacağım yanıtını verir.
Herhangi bir ziyafete çağrı olunmadan gitmek, tezellüldür. Hadîs-i şerifte;
(Çağrı edilen yere gitmemek günahtır. Çağrı olunmadığı yere gitmek hırsızlık etmek olur) buyuruldu.
Başkasından sadaka istemekte; Allahü teâlânın nimeti azca gönderdiğini haber vermek, kendini zelil etmek ve istenilen hiç kimseye eziyet etmek benzer biçimde zararlar vardır. Bunlar, yoksulluk olmadıkça caiz değildir. Peygamber efendimiz;
(Aç olan yada bir şeye muhtaç olan, kimseden istemeyip, Allahü teâlâdan beklerse, Allahü teâlâ, ona bir senelik rızık kapıları açar) buyurmuştur.
Yiyeceği olmayanın, yiyecek istemesi
Sual: İnsanlardan yiyecek, içecek benzer biçimde şeyleri istemenin dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?
Yanıt: Bu mevzuda Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretlerinin Mektûbât kitabında deniyor ki:
“Bir günlük yiyeceği olmayanın istemesine fetva verilmiştir. Takva ve azimet ise, asla istememektir. Fakirlik hâlinde, istemek mubah olur. Elbisesi olmayanın, giyecek istemesi mubah olur. Çalışıp kazanabilen kimsenin dilenmesi caiz değildir. Din bilgilerine çalışıp da, kazanmaya zaman bulamayanın, istemesi caiz olur. Yazı yazarak kazanabilenin istemesi caiz değildir. Mişkât şerhinde diyor ki; ‘Çalışamayan hastanın, bir günlük yiyecek dilenmesi caizdir. Fazlası caiz değildir. Nafile namaz ve nafile oruç sebebi ile çalışmaya zaman bulamayanın zekât ve sadaka istemesi caiz değildir.’
Sadaka istemekte üç zarar vardır. Allahü teâlânın, nimeti azca gönderdiğini haber vermektir ki, haramdır. Kendini zelil etmektir. Müminin Allahtan başkasına boyun bükmesi caiz değildir. İstenilen hiç kimseye de eziyet etmektir. Fakirlik olmadıkça, bu da haramdır. Bunun için, takva sahipleri, kimseden bir şey istememişlerdir. Bişr-i Hâfî, Sırri-yi Sekatî hazretlerinden başka kimseden bir şey istemezdi. ‘Onun mal verince, sevineceğini biliyorum, onu sevindirmek için isterim’ derdi. Bişr-i Hâfî hazretleri buyurdu ki; ‘Üç çeşit yoksul vardır: İstemez, verince de almaz. Bunlar, İlliyyînde meleklerledir. İstemez, verince alır. Bunlar, Cennetlerde mukarreblerledir. İhtiyacı olunca ister. Bunlar, Eshâb-ı yemîn iledirler.’
Fakirlik olmadan dilenmek haramdır. Fakirlik ve gerekseme hâlinde mubah olur. Ölüm hâlinde vacip olur. İstemeyip ölürse, günaha girerek ölür. Resûlullah efendimiz, hazret-i Ömer’e armağan gönderdi. Hazret-i Ömer, almayıp geri gönderince; (Niçin almadın?) buyurdu. ‘Ya Resûlallah; (En hayırlınız, kimseden bir şey almayandır) buyurmuştunuz.’ (O sözüm, isteyip de almak içindi. İstemeden gelen şey, Allahü teâlânın gönderilmiş olduğu rızıktır) buyurdu. Hazret-i Ömer; ‘Allahü teâlâya vallahi billahi ki, kimseden bir şey istemeyeceğim ve istemeden gelen her şeyi alacağım’ dedi. Bir hadîs-i şerifte; (Aç olan yada bir şeye muhtaç olan, kimseden istemeyip, Allahü teâlâdan beklerse, Allahü teâlâ, ona bir senelik rızık kapıları açar) buyuruldu.”