Anasayfa » Genel » Mevlid gecesi

Mevlid gecesi

Sual: Mevlid kandilinin dinimizdeki yeri nedir ve niçin kutlama yapılmaktadır?
Yanıt: Mevlid gecesi; Rebî’ul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir. Dünyadaki tüm insanlara Peygamber olarak gönderilen, Muhammed aleyhisselamın doğduğu gecedir. Bu gece, Kadir gecesinden sonrasında, en kıymetli gecedir. Bu gece, Peygamber efendimiz doğduğu için sevinenler affolur. Bu gece, Resulullah efendimizin doğum zamanlarında görülen hâlleri, olağanüstü şeyleri okumak, dinlemek, öğrenmek oldukca sevaptır. Kendileri de anlatırdı. Bu gece, Eshab-ı kiram da, bir yere toplanıp, okurlar, anlatırlardı. Tüm Müslümanlar da, her yıl, bu geceyi, mevlid kandili olarak kutlamakta, her yerde mevlid kasideleri okunarak Resulullah efendimiz hatırlatılmaktadır. Erbil sultanı Ebû Sa’îd Muzaffer-üd-dîn Kükbûrî bin Zeyneddîn Alî, mevlid gecelerinde şenlikler yapar, ikram ve ihsanlarda bulunurdu.

Mevlid, doğum zamanı anlama gelir. Rebî’ul-evvel, ilkbahar anlama gelir. Peygamber efendimiz, nübüvvetten sonrasında, her yıl, bu geceye önem verirdi. Her Peygamberin ümmeti, kendi Peygamberinin doğum gününü bayram yapmıştı. Bugün de, Müslümanların bayramıdır, sevinç ve luk günüdür.

Âdem aleyhisselam ve her şey, Onun şerefine yaratılmıştır. Arş ve gökler, Cennetler üstüne, mubarek adı yazılmıştır. Ona Muhammed adını, büyükbabası Abdülmuttalib koydu. Onun adının yeryüzüne yayılacağını, her insanın Onu medhedeceğini rüyada görmüştü. Muhammed, oldukca medholunan anlama gelir.

Resulullah efendimiz, mevlid gecelerinde Eshabına ziyafet verir, dünyaya teşrif etmiş olduğu ve çocukluğu zamanında olan şeyleri anlatırdı. Hazret-i Ebû Bekir, halife iken, mevlid gecesinde, Eshab-ı kiramı toplayıp, Resulullah efendimizin dünyaya teşrifindeki muhteşem hâlleri konuşurlardı.

Doğum gününe ehemmiyet vermeyi Hıristiyanlar, Müslümanlardan öğrenip almışlardır. Dünyanın her yerindeki Müslümanlar, Peygamber efendimizin ve Eshab-ı kiramın yaptıkları benzer biçimde, mevlid gecesinde, Resulullah efendimizi özetleyen kitapları okurlar ve bu şerefli gecede şenlik yapar, sevinirlerdi. İslam âlimleri, bu geceye oldukca ehemmiyet vermişlerdir. Bu geceyi tüm mahluklar, melekler, cin, hayvanlar ve cansız maddeler, birbirlerine müjdelemekte, Resulullah efendimiz dünyaya teşrif etti diye sevinmektedirler. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri;
“Mevlid okunan yerden belalar, sıkıntılar gider” buyurmuştur. Mevlidi, şiir olarak okumanın, daha tesirli ve yararlı olduğu kitaplarda yazılıdır.

Sual: Mevlid nedir, bid’at midir?
CEVAP
Mevlid, doğum zamanı anlama gelir. Mevlid gecesi, Rebiul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir. Peygamber efendimizin doğum günü, tüm Müslümanların bayramıdır.

Resulullah dünyaya ulaşınca, amcası Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe, (Kardeşin Abdullah’ın oğlu oldu) diyerek kendisine müjde getirince, sevinmişti. (Ona süt vermek şartıyla, seni azat ettim) demişti. Bunun için, Ebu Leheb’in, her mevlid gecesinde, azabı birazcık hafifler. Mevlid gecesi sevinen, o geceye kıymet veren müminler pek oldukca sevab kazanır. Hâfız Muhammed ibni Cezeri Şafii diyor ki: (Ebu Leheb’e rüyada hali sorulduğunda, oldukca azap çekiyorum. Sadece, Resulullahın dünyaya gelişini müjdeleyen cariyemi sevincimden azat ettiğim için, her yıl, Rebiul-evvel ayının 12. geceleri, azabım hafifliyor) dedi. Ebu Leheb benzer biçimde azgın bir kâfirin azabı hafifleyince, O yüce Peygamberin ümmetinden olan bir mümin, Onun doğduğu gece sevinir, malını uygun bölgelere dağıtır, ziyafet verir, böylece, Peygamberine olan sevgisini gösterirse, Allahü teâlâ onu Cennetine sokar. (M. Tembih)

Resulullah efendimiz, mevlid gecelerinde Eshab-ı kirama ziyafet verir, dünyayı teşrifindeki ve çocukluk zamanındaki şeyleri anlatırdı. Hazret-i Ebu Bekir de, halifeyken, Eshab-ı kiramı toplar, Resulullah efendimizin doğumundaki muhteşem hâlleri konuşurlardı. Bu gece, Resulullahın doğum zamanında görülen hâlleri, olağanüstü şeyleri okumak, dinlemek, öğrenmek oldukca sevaptır. Bugün yada ertesi gün oruç tutmakta sakınca yoktur. Tutmak iyi olur, sevab olur. İslam âlimleri mevlid gecesine oldukca ehemmiyet vermişlerdir. Hazret-i Mevlana, (Mevlid okunan yerden belalar gider) buyurmuştur. Mevlid gecesi, Kadir gecesinden sonrasında en kıymetli gecedir. Hatta Mevlid gecesi Kadir gecesinden de kıymetlidir diyen âlimler de vardır.

El-mukni, el-miyar ve Aydınlatma-ül-kulub kitaplarında Mevlid gecesinin Kadir gecesinden kıymetli olduğu bildiriliyor. (Ed-dürer-ül-mesun)

(Tanrı, bir hiç kimseye söz ve yazı sanatı kayra ederse, Resulullahı övsün, düşmanlarını kötülesin) hadis-i şerifine uyularak, asırlardır mevlid kitapları yazılmış ve okunmuştur. Resulullah efendimizi öven çeşitli mevlid kasideleri vardır. Meşhur olan ve Türkiye’de daima okunan Mevlid kasidesini Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Bunların asr-ı saadetten sonrasında yazılması, bid’at olmasını gerektirmez. Bundan dolayı Resulullahı övmek ibadettir. Daima Onu övücü kasideler, yazılar yazılabilir. Onları da okumak bid’at değil, sevap olur. Mevlid-i şerif okumak, Resulullahın dünyaya gelişini, miracını ve yaşamını anlatmak, Onu anımsamak, Onu övmek anlama gelir. Her müminin, imanı gereği Resulullahı oldukca sevmesi gerekir. Oldukca sevmek kâmil müminin alametidir. Buhari’deki hadis-i şerifte, (Beni ana baba, evlat ve herkesten daha oldukca sevmeyen, mümin olması imkansız) buyuruldu. Mevlid okumak değil, mevlidde dine aykırı şeyler yapmak günahtır.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir şeyi oldukca seven, elbet onu oldukca anar.) [Deylemi] (Resulullahı seven de onu oldukca anar.)

(Peygamberleri anmak, anımsamak ibadettir.) [Deylemi] (Bu ibadeti, şiir olarak söylemek daha tesirli olur. Resulullah efendimizin şairleri, camide, Resulullahı öven ve kâfirleri kahreden şiirler okurlardı.)

Bunlardan Hassan bin Durağan(durgun) hazretlerinin şiirlerini oldukca beğenirdi. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem, mescide bu ozan için bir minber koydurdu. Hassan bin Durağan(durgun) hazretleri minbere çıkar, düşmanları kötüler, Resulullahı överdi. Resulullah efendimiz de buyurdu ki:
(Hassanın sözleri, düşmanlara ok yarasından daha tesirlidir.) [M. Nasihat]

Bu husustaki hadis-i şeriflerden ikisi de şöyleki:
(Allahü teâlâ, Resulünü övmek ve savunma etmek hususunda Hassanı, Ruh-ül-kuds [Cebrail aleyhisselam] ile takviye etmektedir.) [Buhari]

Peygamber efendimiz, şairin söylediği şiiri beğenip (Dişlerin dökülmesin) diye yakarma etmiştir. (Hakim)

Şiir hakkında hadis-i şeriflerden birkaçı da şöyleki:
(Şiir, o şekilde bir sözdür ki, güzeli daha güzel, çirkini daha çirkindir.) [Buhari]

(Büyüleyici sözler benzer biçimde, hikmetli şiirler de vardır.) [Ebu Davud]

(Bazı şiirler elbet apaçık bir hikmettir.) [Buhari]

Vehhabiler, mezhepsizler, Resulullah efendimizi öven ve ondan şefaat isteyen Müslümanlara müşrik damgasını basıyorlar. Bunu açıkça söyleyemedikleri için, mevlide bid’at diyorlar. Resulullahı övmek bid’at olmaz. Bu övgüden sadece, Tanrı’ı ve Resulünü sevmeyen rahatsız olur; bundan dolayı Allahü teâlâ Onu övmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Biz seni âlemlere rahmet olarak yolladık.) [Enbiya 107]

(Biz seni tüm insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak yolladık.) [Sebe 28]

(Senin için bitmeyen, sonsuz ecir vardır. Elbet sen, en büyük terbiye üzeresin.) [Kalem 3-4]

Rabbin sana [çok nimet] verecek, sen de razı olacaksın!) [Duha 5]

(Tanrı ve melekleri, Nebiye salevat getiriyor, inanç edenler, siz de salevat getirin.) [Ahzab 56]

Adam hanım karışık olmadan, çalgı ve başka haram karıştırmadan, Tanrı rızası için mevlid okumak, salevat-ı şerife getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, Mevlid gecesinin şükrünü yerine getirmek müstehabdır. (Nimet-ül kübrâ, Hadika, M. Tembih)

Doğum gününe ehemmiyet vermeyi hristiyanlar, müslümanlardan öğrenip almışlardır.

Mevlid okumanın kıymetli bir yakarma bulunduğunu bildirmek için İslam âlimleri çeşitli dillerde kitaplar yazmışlardır. Bunlardan on tanesi, Keşf-üz-zünunda bildirilmektedir.

İbni Hacer-i Hiytemi hazretlerinin En-Nimet-ül-kübra adlı mevlid kitabı ile imam-ı Süyuti hazretlerinin Erreddü ala men enkere kıraetel mevlid-in-Nebi kitabı meşhurdur.

Resulullah efendimizi oldukca övmek, mahlûkların en üstünde bulunduğunu söylemek, Allahü teâlânın, sevgili Peygamberine verdiği üstünlükleri saymak ve Ondan şefaat istemek, büyük ibadettir. Buna karşı koymak, koyu bir cahillik, pek çirkin bir inattır. Resulullahı övmek, anmak lazım geldiğine kanıt olarak, Ahzab suresinin (Tanrı ve melekleri, Nebiye salevat getiriyor, inanç edenler, siz de salevat getirin) mealindeki 56.âyet-i kerimesi yetmez mi?

İslam âlimleri buyuruyor ki:
Mevlid gecelerinde toplanarak, mevlid kasidesi okumak, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, o gecenin şükrünü yerine getirmek müstehaptır. Salihlere elbise ve aynı armağan vermek, bu geceye saygı etmek olur. Bu tarz şeyleri Tanrı rızası için yapmak oldukca sevap olur. (İbni Battal maliki)

Mevlid cemiyetinde, salihleri toplayıp, salevat okumak, fakirleri doyurmak, daima sevaptır. Fakat, bunlara çalgı benzer biçimde haram karıştırmak büyük günah olur. (Allame Zahirüddin bin Cafer)

Mevlid cemiyetinde, sadaka, armağan vermek, sevinç ve luk göstermek, haram karıştırmadan mevlid kasidesi okutmak oldukca sevap olur. (Allame Nasirüddin)

Haram şeyler karıştırmadan mevlid cemiyeti yapmak müstehaptır. (S.ibni Mace şerhi)

Pazarlık etmeden, sırf Tanrı rızası için hatim yada mevlid okuyan hâfızın, okutanın verdiği hediyeyi alması caiz olur. Kur’an okuyup armağan almayı meslek haline getirmemelidir! Zira âdet haline gelen armağan, koşul edilen ücret gibidir. (Dürr-ül muhtar)

Ücretle okunan Kur’andan ölüye sevap hasıl olmaz. (Hidaye)

Mevlid okuturken
Sual: Tam İlmihâl’de, Mektubat-ı Rabbânî’den alınan bir mektupta, (Zamanımızın Müslümanları, farzları bırakıp, nafile ibadetlere sarılıyor. Nafile ibadetleri hayata geçirmeye [mesela, kadın erkek karışık olarak mevlid okutmaya, cami yapmaya, sadaka ve hayrat yapmaya] önem verip, farzları hafifçe ve ehemmiyetsiz görüyorlar) deniyor. Hanım adam karışık mevlid okutmak günah iken, niye nafile ibadetler içinde sayılıyor?
CEVAP
Nafile ibadetler içinde sayılmıyor. S. Ebediyye’nin birçok yerinde, hanım adam karışık mevlid okumanın günah olduğu bildiriliyor. Burada, farzın önemi anlatılırken, mevlid okutmanın nafile yakarma olduğu bildiriliyor. Farzı bırakıp nafileyle meşgul olmanın yanlışlığı açıklanırken, üstelik bir de hanım adam karışık yapılarak, haram karıştırıldığı vurgulanıyor. Kısaca haram işlemeye nafile yakarma denmiyor.

Sual: Mevliddeki (Habibim sana aşık olmuşam) ifadesi caiz mi?
CEVAP
Evet. Şimdi nefsin şehvani arzularına aşk deniyor. Dinde ise, fazla sevgiye denir.

Sual: Hanım hanıma mevlid okur mu?
CEVAP
Evet. Erkekler duyarsa caiz değildir.

Sual: Mevlidde (Dünyaya geldi ol saatte…) denirken ayağa kalkılır mı?
CEVAP
Mahzuru olmaz.

Sual: Yılbaşı gecesi, toplanıp mevlid okumak uygun mu?
CEVAP
Uygun değil. Bu gecede de, her gece ne yapılıyorsa aynı şeyler yapmalı, değişik bir şey yapmamalı.

Sual: Mevlid münasebetiyle Peygamber aşırı övüldü. “O da bir beşer [insan] idi, Kur’anı getirmekle görevi bitti. Aşırı övmek şirk değil mi?
CEVAP
O, ilah değildi, elbet beşer idi, fakat “Seyyid-ül-beşer” idi, tüm insanların efendisi idi. Asla kimse Onu Allahü teâlânın övdüğü kadar övemez. Bu övgüden de sadece başka dinde olan rahatsız olur.

Hatırlatma: Bazı Hristiyan fırkaları, doğum günü kutlamazlar. Doğum günü kutlamasına yaratıklara tapınmak derler. Selefiyeciler de doğum günü olan mevlidi bid’at sayar, Peygambere tapmak derler. Bunların, Hristiyanlarla bu benzer inanışlarında bir sebep olması gerekir.

Sual: İslamiyet’in emretmediği bir şeyi yakarma olarak, sevab kazanmak niyetiyle yapmak bid’at bulunduğunu bakılırsa, mevlid okumak bid’at değil midir?
CEVAP
Hadis-i şerifte, (Beni övmek ibadettir) buyuruluyor. Resulullahı övmek, bid’at değil ibadettir. Mevlid kandilinde, Peygamber efendimizin doğum zamanlarında görülen halleri, olağanüstü şeyleri okumak, dinlemek oldukca sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı kiram da bir yere toplanıp, okurlar ve birbirlerine anlatırlardı.

Mevlid okunurken bid’atler işlenmesi, mevlidi yakarma olmaktan çıkarmaz. Bugünkü şekliyle meydana getirilen Mevlid cemiyetlerinin bir çok bid’attir. Hanım adam karışık oluyor, hatta teganni yapılıyor. Mevlide Kur’an-ı kerimden daha oldukca öncelik tanınabiliyor. Çalgı eşliğinde okuyanlar da var. Bu tarz şeyleri yakarma olarak görmek yanlıştır. Bu yanlışlara bid’at denecek yerde, mevlidin aslına bid’at demek yanlış olur.

Nitekim devir-iskat işine de bid’at diyenler oluyor. Bugünkü yapılış şekli uygun değil diye, devir-iskat hayata geçirmeye bid’at denemez.

Mevlide bid’at diyenler, (Bugünkü mevlidlere oldukca bid’at karıştırılıyor) deseler doğru olur, fakat Vehhabiler işin aslını inkâr ediyorlar. Peygamber efendimizin övülmesine tahammül edemiyorlar.

Doğum ve vefat günü
Sual:
Peygamber efendimizin doğum günü olan Mevlid kandili biliniyorsa da, vefat etmiş olduğu gün genel anlamda bilinmiyor. Sebebi nedir?
CEVAP
Doğum luk günüdür, Mevlit kandili yapıldığı için, oldukca kimse doğum gününü biliyor. Vefat, üzüntü günüdür. Dinimizde matem yoktur. Vefat gününü anlatıp üzülmeye sebep olunmadığı için oldukca kimse vefat gününü bilmiyor.

Resulullah efendimiz, 571 senesi Nisan ayının yirmisine rastlayan, Rebiül-evvel ayının on ikinci pazartesi gecesi, sabaha karşı, Mekke’de dünyaya geldi. 632’de Rebiül-evvel ayının on ikinci pazartesi günü öğleden evvel 63 yaşlarında vefat etti.

Mevlid gecesi sevinen, o geceye kıymet veren müminler pek oldukca sevab kazanır. Bir mümin, onun doğduğu gece sevinir, malını uygun bölgelere dağıtır, ziyafet verir, böylece, Resulullah’a olan sevgisini gösterirse, Allahü teâlâ onu Cennetine sokar. (M. Tembih)

Mevlid gecesinde, Peygamber efendimiz doğduğu için sevinenlerin günahları affedilir. Mevlid gecesinde, Resulullah’ın doğduğu vakit görülen hâlleri okumak, dinlemek, öğrenmek oldukca sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı kiram da, toplanıp anlatırlardı. (S. Ebediyye)

Mevlid kasidelerini okumak, dinlemek
Sual: Peygamber efendimizin yaşamını, doğum zamanındaki hâlleri, özetleyen şiir şeklindeki kasideleri okumanın, okutmanın ve dinlemenin, dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?
Yanıt:
Dünyanın her tarafındaki Müslümanlar, her yıl, Peygamber efendimizin dünyayı şereflendirdiği geceyi, mevlid kandili olarak kutlamakta, bu gece ve daima Mevlid kasideleri okunarak Resûlullah efendimiz hatırlatılmaktadır. Hadîs-i şerifte;
(Allahü teâlâ bir kuluna yazı ve söz sanatı kayra ederse, Resûlullahı övsün, düşmanlarını kötülesin!) buyuruldu.

İslâm memleketlerinde mevlid kasidelerinin okunması, bu hadîs-i şerifteki emre uygun bir yakarma olmaktadır. Mevlid okumaya karşı gelen bir kimse, Resûlullah efendimizin ve Eshâb-ı kiramın yaptıkları bir şeyi beğenmemiş olduğu benzer biçimde, bu hadîs-i şerife de karşı gelmektedir. İbni Battâl mâlikî hazretleri buyuruyor ki:
“Mevlid gecesinde sadaka vermek, Müslümanları toplayıp caiz olan şeyleri yedirmek, caiz olan şeyleri okutup dinletmek, salih kimseleri giydirmek, bu geceye saygı etmek olur. Bu tarz şeyleri Tanrı rızası için yapmak caizdir ve oldukca sevap olur. Bu tarz şeyleri yalnız fakirler için yapmak koşul değildir. Fakat, muhtaç olanları sevindirmek daha sevap olur. Zamanımızda olduğu benzer biçimde, görüşmede sarhoş edici şeyler kullanılırsa, hanım adam karışık olursa ve şehveti tahrik eden şiir ve şarkılar okunursa, çalgı, ney, dümbelek benzer biçimde lehv aletleri çalınırsa, oldukca günah olur.”

Bu şekilde haram şeyleri, yakarma olarak ve yakarma içinde yapmanın günahı kat kat ziyade olur. Bu şekilde haramlara, “İslâm müziği” diyenlere aldanmamalıdır. Abdil-Melik Kettânî hazretleri de buyuruyor ki:
“Mevlid günü ve gecesi, mübecceldir, mukaddestir, mükerremdir. Şerefi, kıymeti çoktur. Resûlullah efendimizin varlığı, vefatından sonrasında, Ona doğal olarak olanlar için, kurtuluş vesilesidir. Onun mevlidi, doğumu için sevinmek, Cehennem azabının azalmasına sebep olur. Bu geceye saygı etmek, sevinmek, tüm senenin verimli olmasına sebep olur. Mevlid gününün fazileti, cuma günü gibidir. Cuma günü, cehennem azabının durduğu, hadîs-i şerifte bildirildi. Bunun benzer biçimde, mevlid gününde de azap yapılmaz. Mevlid geceleri sevindiğini göstermeli, oldukca sadaka, armağan vermeli, çağrı olunan ziyafetlere gitmelidir.”

Haram işlenen, haram bulunan toplantılara gitmemeli, haram işlemekten ve haram işleyenlerin arasına karışmaktan ve ibadetlere haram karıştırmaktan oldukca sakınmalıdır.

Mevlid okumak ibadettir
Sual: Mevlid okunmasına, çeşitli bahanelerle karşı çıkanlar oluyor. Mevlid okumak, Peygamberimizin hatırlanması, anılması sebebiyle bir yakarma değil midir?
Yanıt:
Mevlid okumak demek, Resûlullah efendimizin dünyaya gelişini, miracını ve yaşamını anlatmak, Onu hatırlatmak, Onu övmek anlama gelir. Her müminin, Resûlullah efendimizi oldukca sevmesi lazımdır. Hadîs-i şerifte;
(Bir kimse, beni çocuğundan, babasından ve herkesten daha oldukca sevmedikçe, inanç etmiş olmaz) buyuruldu. Kısaca imanı olgun olmaz. Allahü teâlâyı sevenin, Onun Resûlünü de sevmesi vaciptir.

Resûlullah efendimizi oldukca seven, Onu oldukca anar, oldukca söyler, oldukca över. Deylemînin bildirdiği hadîs-i şerifte;
(Bir şeyi oldukca seven, onu oldukca anar) buyuruldu. Resûlullah efendimizi oldukca sevmenin lazım bulunduğunu tüm İslâm âlimleri uzun yazmışlardır.

Mevlid okumanın bir yakarma bulunduğunu, iyi mi okunması lazım geldiğini ve faydalarını bildirmek için, İslâm âlimleri, her dilde kitaplar yazmışlardır. Bu kitaplar, Kâtip Çelebî hazretlerinin Keşf-üz-zünûn kitabında ve zeylinde yazılıdır. Örnek olarak Süleymân Çelebî’nin Türkçe mevlid kasidesi oldukca şöhret kazanmıştır. Ek olarak Ahmed Sa’îd-i müceddidînin İsbât-ül-mevlid kitabı ve allâme Muhammed Zerkanînin Şerh-ul-Mevâhib-il-ledünniyye kitabında, mevlid okumanın yakarma bulunduğunu vesikalarla kanıtlama etmektedirler. Seyyid Abdülhakîm Efendinin, Türkçe Mevlid kıraatinin fazileti de oldukca kıymetlidir.

Resûlullah efendimiz, Medine şehrine ulaşınca, Yahudilerin, muharrem ayının onuncu gününde oruç tuttuklarını görür ve sebebini sorunca onlar;
-Bugün, Allahü teâlâ, Firavun’u boğdu, Musa aleyhisselamı kurtardı. Bunun için, sevincimizden oruç tutarak Allaha şükrediyoruz derler. Peygamber efendimiz de;
-Musa aleyhisselam kurtulmuş olduğu için, ben daha oldukca sevinirim, buyurarak, oruç tuttu ve Müslümanlara da, Aşûre günü oruç tutmalarını emretti.

Bir nimet geldiği, bir sıkıntıdan kurtulunduğu vakit, Allahü teâlâya şükredildiği benzer biçimde, her yıl, o gün gene şükretmek lazım olduğu, bu hadîs-i şeriften anlaşılmaktadır. Allahü teâlâya şükretmek, secde etmekle, sadaka vermekle, Kur’ân-ı kerim okumakla ve bunlar benzer biçimde, her ibadeti yapmakla olur. İhsan sahibi, rahmeti bolca olan yüce Peygamberin dünyaya gelmesinden daha büyük nimet var mıdır?

Bir önceki yazımız olan Kadir gecesi başlıklı makalemizde gecesi ve kadir hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.