Salâten tüncînâ okumak

Sual: Âyet-el kürsiden ilkin yada sonrasında salâten tüncina’yı okumak niye bid’attir?
CEVAP
Sünnete aykırı olduğundan bid’attir. Tesbihleri 33 iken 34 yada daha iyi olur diye 43 çekilse bid’at olur. Zira Peygamber efendimizin yaptığını değişiklik yapmak olur. Başka vakit istediğiniz kadar tesbih çekmenizde sakınca olmaz; fakat namazdan sonrasında 33 çekilir. 30 çekilse ne olur bid’at olur, 40 çekilse ne olur bid’at olur. Asla çekilmese ne olur, bir şey olmaz; sevabından yoksun kalınır yalnız. Bid’at, dinin o husustaki hükmünü beğenmemek, tamamlanmamış yada fazla görerek ilave ve çıkarma yapmak anlamına gelir.

Hanefilerde namazda parmak kaldırmak mekruhtur, haram diyen hatta bid’at diyen âlimler vardır.

Mezhepsiz değilsek mezhebimizin hükmüne uymamız gerekir. Salâten tüncînâ’nın yeri orası değildir. Tesbihler bitip duaya başlanınca okunması mümkün. Tesbihlerden ilkin çekmek yada âyet-el kürsiden ilkin yada sonrasında çekmek bid’at olur. Orda yalnız Salâten tüncînâ değil örneğin Rabbena atina okunsa da bid’at olur şu sebeple orası yakarma ve salevat yeri değildir.

Üç ihlas okumak Kur’an-ı kerimi hatmetmek şeklinde sevaptır, sadece bunu farz ile sünnet; sünnet ile farz içinde okumak bid’attir, veya âyet-el kürsiden ilkin yada sonrasında okumak bid’attir.

Sünnet ile farz, farz ile sünnet içinde yakarma edilmez, Hanefi’de yakarma edilirse sünnet asla kılınmamış şeklinde oluyor, bazı âlimlere nazaran de sevabı gidiyor. Onun için din iyi mi bildirmişse ona uymak gerekir.

Salaten tüncina okumak
Sual: Şâfiî mezhebinde, namazlardan sonrasında, tesbih çekmeden ve yakarma etmeden ilkin, Salaten tüncina yada başka yakarma okumak caizken yada hadisle bildirilmişken Hanefî’de niye caiz değil? Hanefî biri okusa ne olur sanki?
CEVAP
Hepimiz kendi mezhebine uyar. Kendi mezhebine zıt olan hadis-i şeriflerle de amel etme yetkisi yoktur. Zira din kitaplarında buyuruluyor ki:
Müctehid olmayan, herhangi bir hadisle amel edemez. Bu şekilde birinin, müctehidlerin âyet ve hadislerden çıkararak, verdikleri fetvayla amel etmesi gerekir. (Kifâye)

Birkaç örnek verelim:
1- Şâfiîler, (Fâtihasız namaz olmaz) hadis-i şerifini kanıt aldıkları için imam arkasında Fâtiha okumaları farzdır. (İmamın okuması cemaat için kâfi gelir) hadis-i şerifini esas alan Hanefîlerin imam arkasında Fâtiha okumaları tahrimen mekruhtur, harama yakındır. Şâfiîler Fâtiha okumazsa, Hanefîler de okursa mezheplerine uymamış olurlar. İmam-ı Rabbânî hazretleri, kendi mezhebine ihtiyaçsız uymamanın caiz olmadığını bildirmektedir.

2– Şâfiîler, (Kan aldırmak abdesti bozmaz) hadis-i şerifini esas almışlar, Hanefîler de, (Kan çıkması abdesti bozar) hadis-i şerifini esas almışlardır. Hanefîlerin, (Şafiî’de kan çıkması abdesti bozmaz) diyerek abdest almamaları mezhepsizlik olur.

3- Hanefîler, (Ön avretine dokunan adamın abdesti bozulmaz) hadis-i şerifini esas almışlar, Mâlikîler ise, (Ön avretine dokunan adamın abdesti bozulur) hadis-i şerifini esas almışlardır. Bir Mâlikî, Hanefî’de ön avrete dokunmak abdesti bozmaz diyerek abdest almazsa, mezhepsizlik yapmış olur, kıldığı namaz sahih olmaz.

4- Hanefî mezhebinde, farzla sünnet yada sünnetle farz içinde konuşmak sünneti geçersiz yapmaz, fakat sünnetin sevabını azaltır. Esah olan kavildeyse, sünneti geri vermek gerekir. Her türlü yakarma okumak da konuşmak gibidir. (Dürr-ül-muhtar, Merakıl-felah Tahtavî haşiyesi)

Hanefî mezhebindeki biri, Şafiî’de farzla sünnet içinde yakarma okumak caiz diye, yakarma okursa sünneti tekrardan kılması gerekir. (İbni Âbidin)

5- Hanefî’de, kıyamda ayaklar dört parmak açılır, Şafiî’de ise bir karış açılır. Bir Hanefî, Şafiî’de oldukca açılıyor diye açarsa sünnete aykırı iş yapmış olur. Hocası Şafiî olan Hanefîlerin de kendi mezheplerine uymaları gerekir. Şafiî hocaları ayaklarını oldukca açıyor diye oldukca açmaları, hocaları namazdan derhal sonrasında Salaten tüncina okuyor diye onların da okumaları caiz olmaz.

Peygamber efendimiz, sallallahü aleyhi ve sellem, rahmet olması için kendisi değişik hükümler bildirdiği şeklinde, (Ümmetimin âlimlerinin değişik ictihadları rahmettir) buyurmuştur. Bunun için mezhepler rahmet olmuştur.