Anasayfa » Genel » Dinimizde tevilin yeri

Dinimizde tevilin yeri

Sual: Kendilerine selefi denilen bazı gençler, (Kur’anda, hadiste ve âlimlerin sözünde tevil yoktur. Tevil sapıklıktır) diyerek birçok evliyanın ve onların sözünü tevil eden âlimlerin küfre düştüklerini söylüyorlar. Örnek olarak Muhyiddin-ı Arabi hazretleri, (Sizin taptığınız benim ayağımın altındadır) söylediği için bu büyük veliye sövgü isnat ediyorlar. Bu şekilde sözler niçin açıklanmıştır, manası nedir?
CEVAP
Dinimizde tevil vardır ve kimi zaman zaruri olur. Örnek olarak görülen, anlaşılan, meşhur olan manayı vermeyip başka mana verilmesi ihtiyaç duyulan âyetlere müteşabihat denir. Şu demek oluyor ki bunların açık ve meşhur manalarını vermek, akla ve dine uygun eğer olmazsa, meşhur olmayan mana vermek, şu demek oluyor ki tevil gerekir. Hicr suresi 88. âyet-i kerimesinde, (Kanadını müminler için indir!) buyuruluyor.

Tefsir âlimleri bu âyetin (Ey Habibim, müminlere acıma et, şefkat göster, onlara karşı mütevazi ol!) benzer biçimde manalara geldiğini bildiriyorlar. Selefiler, bu âyet için (Peygamberimizin tek kanadı vardı) diyebilir mi? Bu şekilde tabirler çeşitli dillerde de, Türkçemizde de vardır. Örnek olarak, varlıklı bir kimse, bir öksüze acıyıp yardım etse, (Şefkat kanatlarını indirdi) denir. Bunun hakiki kanatla alakası yoktur.
Feth suresi 10. âyet-i kerimesinde (Tanrı’ın eli onların eli üstündedir) buyuruluyor. Bu kelimelere bakıp, birçok elin üstünde başka bir el olduğu benzer biçimde akla ve dine aykırı bir mana verilemez. Tefsir âlimleri, El kelimesine Kudret manasını vermişlerdir.

Şir’a
daki hadis-i şerif şöyledir:
(Ya Rabbi onu [İbni Abbası] fakih kıl ve ona Kur’anın tevilini öğret!) [Buhari]Bu hadis-i şerif de Kur’an-ı kerimin tevil edilmesi icap ettiğini bildirmektedir. Tevil bir ilimdir, rastgele yapılması oldukça tehlikeli olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetime en oldukça tehlikeli olacak kimse, Kur’an-ı kerimi yersiz tevil edendir.) [Taberani]

Kur’an-ı kerimde, tevil ihtiyaç duyulan Kinaye, Mecaz ifade eden birçok âyet-i kerime vardır. Örnek olarak cima için lems (dokunmak) kelimesi kullanılmıştır. (Nisa 43, Maide 6)

Bekara suresi 115. âyet-i kerimesinde kıble için Tanrı’ın yüzü tabiri kullanılmıştır. 187. âyetinde ise, hanımefendiler, elbise olarak bildirilmiş, (Onlar sizin, siz de onlar için libassınız) buyurulmuştur.
Hadis-i şeriflerde de kinaye, mecaz vardır. Örnek olarak (İhtiyar hanım Cennete girmez) hadis-i şerifini tevil gerekir. (Cennete genç olarak girer) diye açıklamak gerekir. (Cami Tanrı’ın evi) hadis-i şerifi de böyledir. (Hakim)

Evliyanın sözlerinde de tevil edilecek bölgeler bulunur. (Sizin taptığınız, benim ayağımın altında) sözü, Şeyh-i ekberin vefatından sonrasında anlaşılmıştır. Bu sözü söylediği yer kazılınca, altın bulunmuş. Demek ki oradakilere (Siz altına tapıyorsunuz) demiştir. Tapmak kelimesi de mecaz olarak kullanılmış, (Siz parayı oldukça seversiniz) demek istemiş olabilir.

Abdullah-ı Dehlevi
hazretleri 61. mektubunda buyurdu ki:
(Mecnun, Leyla’ya olan aşırı sevgisinden dolayı yiyip içmedi. Her şeyden yüz çevirdi. Leyla adını dilinden düşürmedi. Sonrasında da Ben Leylayım demeye başladı. Her şeyi Leyla olarak görmüş oldu. Bu hâl, nefsini tasfiye edenlerde de görülür. Örnek olarak Tanrı’ı oldukça anan Hallac-ı Mensur, kendisini tenzih mertebesi ile birleşmiş görmüş oldu. Enel Hak dedi. Evliya, bu şekilde sözlerinden dolayı mazurdur, bu sözlerini tevil gerekir.)

İmam-ı Rabbani
hazretleri, Enel Hak sözünü açıklarken buyuruyor ki:
(Bu söz, Ben yokum, Hak teâlâ vardır anlama gelir.) [c.2. m.44]
Görüldüğü benzer biçimde, Kur’an-ı kerimde, hadis-i şeriflerde ve evliyanın sözlerinde tevil edilecek bölgeler bulunmaktadır. İslam âlimlerinin kitaplarında bulunan bir hadis, akla aykırı erişince, derhal uydurma dememelidir. Âlimlerin o hadisi iyi mi açıkladığına bakmalıdır. Evliyanın söz ve yazıları da böyledir. Akla ve dine aykırı benzer biçimde görünse de evliya-i kirama dil uzatılmamalıdır.

Sual: Müslümanda, küfrü gerektiren bir durum görülse, buna kâfir denir mi?
CEVAP
Müslüman bulunduğunu söyleyen, Kelime-i şehadet okuyan hiç kimseye, kuşku ile sövgü damgası basılamaz. Müslüman bulunduğunu söyleyen bir kimsenin bir işinde yada sözünde birçok sövgü alametleri ile bir inanç alameti yada sövgü olması şüpheli olan bir alamet bulunsa, buna kâfir dememelidir. Zira müslüman iyi zan olunur. (Redd-ül Muhtar)

Bezzâziyye
fetvasında şunu da ekliyor ki:
(Sövgü alametini dilediği açıkça anlaşınca, kâfir olur. Tevil etmemiz yarar vermez.)

Bir önceki yazımız olan 19’cular ve Siccin başlıklı makalemizde cular ve siccin hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.