CEVAP
Hadis, Resulullah’ın vahye dayanan sözleridir. İslamiyet’in bir parçası değil tamamıdır, bundan dolayı Peygamber efendimiz, Allahü teâlânın emri ile Kur’an-ı kerimi açıklayarak, İslamiyet’i bildiri etmiştir. (Bu âyet-i kerime, bu hadis-i kudsî, bu da hadis-i şerif) diye bildirmiştir. Bunlar delil eğer olmazsa, ortada din kalmaz. (Hadisler delil değildir) demek, (Kur’an delil olması imkansız) anlama gelir, bundan dolayı bu şekilde söylemek, Kur’an-ı kerimin, (Resulüme itaat edin, onun bildirdiklerine uyun) emrini inkârdır. Doğrusu İslamiyet’i yıkmanın başka bir yolu olur.
Müslim’deki bir hadis, Buhârî’de olmayabilir, Buhârî’deki bir hadis de, Müslim’de olmayabilir. Kütüb-i sittedeki öteki hadisler de böyledir. Birinde olup ötekinde olmayan hadisler, normal olarak olur. Hepsini bir hadis âliminin kitabına yazması gerekmez. Eshab-ı kiram tüm hadisleri bildirmiştir. Hadis kitapları, bir tüm olarak ele alınınca, dinde hiçbir tamamlanmamış hükmün kalmadığı görülür. Kur’an-ı kerim, hadislerle açıklanarak, dinimizde tamamlanmamış bırakılan sorun kalmamıştır. Namazın rekâtları, farzları, vacibleri, namazı bozan hususlar şeklinde oldukça şey, Kur’an-ı kerimin emrine uyularak, hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Hadis-i şerifleri delil saymamak, Kur’an-ı kerimi delil saymamak olur. Hadisler delil eğer olmazsa, her şeyin hükmünü Kur’an-ı kerimde bulamayız.
Hadislerin delil olmasını inkâr edip, (Yalnız Kur’an delildir) diyenler kesinlikle samimi değildir, bundan dolayı Allahü teâlâ, (Yalnız bana tâbi olun, yalnız bana itaat edin) buyurmuyor. (Resulüme de itaat edin) buyuruyor. Eğer hadisler, doğrusu dinimiz tamamlanmamış olsaydı, Allahü teâlâ, (Dininizi tamamladım) buyurmazdı. Hadislerin tamamlanmamış olup olmadığını hâşâ Allahü teâlâ bilmez mi? Resulullah’a uymak icap ettiğini bildiren birkaç ayet-i kerime meali:
(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından sakının!) [Haşr 7]
(O Peygamber, güzel şeyleri helâl, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (Allahü teâlâ, haram kılma yetkisini Resulüne de vermiştir.)
(Tanrı ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]
(Biz her Peygamberi, kendisine itaat edilsin diye yolladık.) [Nisa 64]
(Kur’anı insanlara beyan edesin, açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]
Buradaki beyan etmek, âyet-i kerimeleri başka kelimelerle ve başka şekilde anlatmak anlama gelir. (Huccetullahi alel-âlemin)
Bu konudaki birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Cebrail aleyhisselam, Kur’anla birlikte, onun açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]
(Bana Kur’an-ı kerimin misli kadar daha yargı verildi.) [İ. Ahmed]
(“Yalnız Kur’andaki helâl ve haramı kabul edin” diyenler çıkar. İyi bilin ki, Peygamberin haram kılması, Tanrı’ın haram kılması gibidir.) [Tirmizî]