CEVAP
Kur’an-ı kerim Resulullaha inmedi mi? Resulullah namaz kılmadı mı? Yaşam boyu kıldığı namaz tevatürle kısaca icma ile bildirilmedi mi? Onun kıldığı namaz benzer biçimde kılmak niye yanlış olsun? Namazın iyi mi kılınacağı, kaç rekat olduğu, hangi vakitlerde kılınacağı, namazı nelerin bozacağı, nelerin bozmayacağı hadis-i şeriflerle bildirilmiştir.
Hadis-i şeriflere inanmayan Müslüman, Kur’ana da asla inanmaz. Şundan dolayı Kur’anı toplayıp Mushaf haline getiren Eshab-ı kiramdır. Onların bildirdiği âyetlere inananın, onların bildirdiği hadis-i şeriflere de inanması gerekmez mi?
Hadis-i şeriflere iyi mi uydurma denir? Peygamber efendimiz, 23 yıl asla mi konuşmadı, asla mi bir söz söylemedi, namaz şöyleki kılınır demedi mi? Rüku iyi mi yapılır, secde iyi mi yapılır asla mi göstermedi, hep evinde gizli saklı mi kıldı? Camiye asla mi gelmedi? Son hastalığı hariç, tüm namazlarda Tanrı Resulü cemaate namaz kıldırmadı mı?
Eshab-ı kiram, Resulullahtan görerek Sübhanekeyi okudu, Ettehiyyatüyü okudu, salli barikleri okudu. Rabbena’yı okudu. Bu tarz şeyleri Emevilerin uydurmuş olduğu iyi mi söylenebilir?
Peki Emevi diye kimselerin bulunduğunu nereden öğrendiniz? Kitaplar mı yazıyor? O kitaplar hadis-i şerifleri de yazıyor. Emevilerin yaşadığına kitap yazdığı için inanıyorsunuz da, kitap yazdığı için hadislere niye inanmıyorsunuz? Bu karşıtlık değil mi?
Kur’anda baştan sona kadar (Resulüme itaat edin, Ona uyun) buyuruluyor. Resule uymak ona tapmak ise Allahü teâlâ niye (Resulüme uyan bana uymuş olur) dedi? Hâşâ, (Benimle birlikte Resulüme de tapın) mı buyuruyor?
Peygambersiz din olur mu asla? Peygamberi gereksiz yere mi gönderdi hâşâ? O şekilde olsa idi, Tanrı asla Peygamber göndermez, bir tek kitap gönderir, alın bununla amel edin derdi. Her asırda Peygamberler gönderdi. 124 binden fazla Peygamber göndermiş olduğu bildirilmektedir. Hâşâ bunlar boş yere mi gönderildi? (Yalnız Kur’an) diyerek sünnetleri kabul etmeyenler din düşmanlarıdır.
Resule itaat ne anlama gelir?
Sual: (Resule itaat, Tanrı’a itaat anlama gelir) mealindeki âyetler için, (Peygamberin bizlere getirmiş olduğu Kur’ana itaattir, yoksa onun kendisine itaat değildir, Peygamberin tanrısal niteliği yok, ona niye itaat edilsin. Buradaki itaat getirdiklerine itaat anlama gelir) diye tevil ediliyor. Bu teville de peygambere postacı denmek istenmiyor mu?
CEVAP
Hâşâ, Peygamber efendimize tanrısal kalite veren kimdir? Bu iyi mi kara çalma o şekilde? Bu, misyonerlerin maşası 19’cuların iftirasıdır. Nitekim, Reşat Halife’ye peygamber diyen 19’cu bir kâfir, aynı iddiada bulununca, Sadreddin Hoca demişti ki:
(Eğer, Tanrı’a itaat, Tanrı’ın âyetlerine itaat, Resule itaat de, onun Tanrı’tan getirmiş olduğu âyetlere itaat ise, hâşâ o süre âyetin anlamı, (Tanrı’ın âyetlerine ve Tanrı’ın âyetlerine itaat edin) demek olur ki, oldukca abestir. Hâşâ Tanrı abes iş yapmaz.)
Hâşâ onların söylediği benzer biçimde olsa idi, Allahü teâlâ niye bu işe Resulünü onlarca defa karıştırsın ki? (Tanrı’a itaat edin) yada (Tanrı’ın gönderilmiş olduğu Kur’ana itaat edin) der, Resulüne de itaat ifadesini asla kullanmazdı. Ahzab suresinin, (Tanrı ve Resulü, bir işte yargı verince…) mealindeki 36. âyet-i kerimesi de böyledir. Resulüne yetki vermeseydi, Resulünü asla söylemezdi. Resulü bir şeye haram yada helal demişse, vahyin yetkisine dayanmaktadır. Köpeği, aslanı, ayıyı haram etmesi, namazın rekatlarını, namazı bozanları, orucu bozanları, zekât nisabını ve buna benzer oldukca şeyi bu yetkiye dayanarak bildirmektedir.