CEVAP
Getirmek, yoktan meydana getirmek, çıkarmak demek değildir. Bir yerden alıp getirmek anlama gelir. Nitekim din kitaplarında, din tanım edilirken, (Bir peygamberin Allahü teâlâdan getirmiş olduğu inanılacak şeylere din denir) buyuruluyor. Demek ki din Allahü teâlâdan getirilmiştir. Onlar Tanrı’a inanmadıkları için, (Peygamberler dini kendileri ortaya koymuştur) diyorlar. Başka bir ateist de, (Semavî din) tâbirine takılmış. (Din semadan mı getirildi?) diyor. Bir Vehhabi de, (Din semadan getirildiğine nazaran, Tanrı’ın semada olduğu anlaşılır) diyor. Onlar, anlama özürlü olduğundan, bu şekilde yanlış şeyler söylüyorlar. Allahü teâlâ, mekândan münezzehtir. Semada [gökte] değildir. Semavî tâbiri, insan eseri olmayan, vahiyle gönderilen, Allahü teâlâdan gelen anlama gelir. İnsanın elinde olmayan hastalıklara da semavî özür denir. Bu özürler gökten gelmiyor! Vahiy getiren melek Cebrail aleyhisselam, semada olduğundan, onun Tanrı’tan getirmiş olduğu dinlere (Semavî din) denir. Yoksa hâşâ, Tanrı semada olduğundan değildir. Bunlar dînî tâbirdir. Vehhabi’nin ve ateistin anlayamaması yadırganmaz.
Gene İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Peygamberlik Nedir?) isminde kitabında buyuruyor ki:
(Peygamber, insanların ahlakını güzelleştiren, kalb, ruh hastalıklarının ilacını sunan, üstün insan anlama gelir. İnsanların bir çok, nefislerinin esiridir. Ruhları hastadır. Bu tarz şeyleri tedavi edecek bir ruh ve terbiye mütehassısı lazımdır. Muhammed aleyhisselamın getirmiş olduğu din, bu hastalıklara ilaç oldu. Kalblerdeki kötülükleri, bozuklukları kökünden temizledi. Bu hâl, onun Tanrı’ın peygamberi bulunduğunu ve peygamberlerin en üstünü bulunduğunu kesinlikle göstermektedir.)
Muhammed aleyhisselam, dinimizi, Cebrail aleyhisselamdan alıp getirdi. Cebrail aleyhisselam da Tanrı’tan getirdi. Getirmek, kendi meydana çıkarmak demek değildir.
Bir önceki yazımız olan Aklın ermediği şeyler başlıklı makalemizde ermedi ve eyler hakkında bilgiler verilmektedir.