CEVAP
Buyruk ve yasak koyma işi, dünya işlerinde de vardır. Birkaç örnek verelim:
Bir ana babanın, çocuğuna, (Yapma, etme) diye onun zararına olacak şeyleri söylemesi yanlış bir şey midir? Ana baba, çocuğunun iyiliği için ona bazı yasaklar koyabilir, yararlı şeyleri de emreder. Bir hekim, hastasının iyiliği için ona bazı ilaçlar ve rejimler verebilir. Hastanın, (Madem benim yapmama yeteneğim var, o hâlde doktorun verdiği lüzumlu ilaçları kullanmam, yararlı rejimlerine uymam) demesi, ahmaklıktan başka nedir? İlaç kullanmazsa yada rejime uymazsa ölebilir.
Bir yapınak, bir alet, bir makine çıkarınca, onun için bir kullanma talimatı hazırlar. (Bu talimatlara uyulursa aletin yada makinenin ömrü şu kadar olur, şu kadar yararlı verimli olur) denir. Aygıt talimatına uygun kullanılmazsa elden kolayca çıkar. İnsan ise muhteşem bir makineden daha mükemmeldir. Üstelik canlıdır, şuurludur, akıllıdır. Elbet onun da, bir talimatı olması lazımdır. (Şunları yaparsan yararlı olur, şunları yaparsan zararı olan olur) şeklinde bir talimatın olması elbet lüzumludur. Talimatsız aleti çalıştırmak yanlış olduğu şeklinde, insan da yaratılış gayesine uygun hareket etmezse sonsuz zarara uğrar.
Bir hekim, hastasının, bir ana baba da evlatlarının iyiliği için bazı yasaklar koyup bazı iyi şeyleri emrettiği şeklinde, Allahü teâlâ da, kullarının iyilikleri için, bazı yasaklar koymuş, bazı iyi şeyleri emretmiştir. Yaratan O şu sebeple. O biliyor yarattığının hususi durumunu. Şu demek oluyor ki bunlar aynı vakit da, muhteşem bir mahluk olan insanoğlunun, kullanma talimatıdır. Hastanın doktora, çocuğun ana babasına itiraz etmesi düzgüsel olmadığı şeklinde, kulların da Tanrı’ın komut ve yasaklarına itiraz etmesi düzgüsel değildir.
Bizi yoktan yaratan Rabbimizin emirlerini yapmak zorundayız. (Yapmam) diyen şiddetli azaba düçar kalır. Icra eden ise sonsuz nimete kavuşur.