Sual: Bir âyette her şeyin Tanrı’a itaat etmiş olduğu bildirilirken, öteki âyetlerde İblis’in itaat etmediği bildiriliyor. Bu bir çelişkidir. İşte âyetler:
Göklerde ve yerde olanlar hep Onundur. Hepsi Ona boyun eğmiştir. (Rum 26)
Ilkin sizi [ruhlarınızı] yarattık, sonrasında size biçim verdik [cisimlerinizi yarattık], sonrasında da meleklere, Âdem’e secde edin diye emrettik. İblis’in dışındakiler secde ettiler. O secde edenlerden olmadı. (Araf 11)
CEVAP
İtaat etmeyen milyonlarca insan var iken, (Hepsi ona boyun eğmiştir) denir mi? Demek buradaki boyun eğmek insanlarla ilgili değildir. Ay, güneş, yıldızlar, gezegenler boyun eğerek belli yörüngelerde hareket etmektedir. Doğa kanunu denilen vakalarda mevcut olan her şey, Rabbimize boyun eğmektedir. Burada boyun eğenlerin insan olduğu bildirilmiyor. Iyi mi bildirilir ki, sayısız insan dinsizdir.
İblis’in secde etmemesi, hemen hemen dünyada tek insan yok iken, insanlığın başlangıcında meydana gelmiştir. Melekler ve İblis imtihana tâbi tutulmuştur. Melekler imtihanı kazanmış, İblis yitirmiştir. Şimdi artık ne İblis, ne de melekler imtihan içinde değildir. Melekler günah işlemez. Şimdi imtihan içinde olan insanoğlu ve cinlerdir. İnsanlar da, cinler de itaat edip etmeyeceklerine dair imtihan için özgür bırakılmıştır. Özgür bırakılmazsa imtihanın önemi kalmaz.
İmtihan gereksiz mi?
Sual: Bir ateist, (Tanrı, insanların Cennete yada Cehenneme gideceğini biliyorsa, onları imtihan etmesi gereksizdir. İmtihan bilinmeyen bir şeyi meydana çıkarmak için yapılır. İmtihana ne gerek var?) dedi. Benim aklıma da takıldı. İmtihan gereksiz mi?
CEVAP
Ateist, bunu Tanrı’a inanılmış olduğu için değil, yanıt veremezler de, Müslümanları zor duruma düşürürüm diye soruyor.
Allahü teâlâ imtihan etmeden de kullarının ne yapacağını, hangi günahları işleyeceğini elbet bilir. İmtihanı kendisi için yapmıyor, insanların kendi yaptıklarını kendilerine göstermek için yapıyor. Örnek olarak Allahü teâlâ, ateiste, (Ben ezelî ilmimle biliyorum ki, sen aslına bakarsanız inanmayacaktın, onun için seni Cehenneme attım) deseydi, ateist, (Kabahat işlemeden, imtihan edilmeden, beni cezalandırmak adaletsizliktir. Beni dünyaya gönder, iyi ameller işlerim) demez miydi? Ateistin ve öteki kâfirlerin bu şekilde diyememeleri için, onlar dünyaya getirilmiş, onlara akıl verilmiş, iyi fena yol gösterilmiş, kabirde ve âhirette sorulacak sorular açıkça bildirilmiş, itiraz edecek bir durum kalmamış oluyor. Kâfirler buna karşın, bir kurtuluş ümidiyle, mealen şöyleki diyecekler:
(Rableri huzurunda başları öne eğik, “Rabbimiz, gördük, duyduk, şimdi bizi dünyaya geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kati olarak inandık” diyecekler.) [Secde 12]
(Ey Rabbimiz, bizlere azca bir süre ver, senin davetine uyup tâbi olalım.) [İbrahim 44)
Bunlara, (Siz dünyadan gelmiyor musunuz?) denecektir. Kurtuluş ümidi kalmayan kâfirler, (Keşke toprak olsaydık) diyeceklerdir. (Nebe 40)