CEVAP
Fetret, aynı cinsten iki vaka arasındaki kesinti devresi anlamına gelir. Örnek olarak iki peygamber içinde peygambersiz geçen zamana fetret devri denir. Fetret devri tabiri daha fazlaca İsa aleyhisselamdan, Muhammed aleyhisselama kadar devam eden bin senelik zamanda peygamberden uzak yaşayan toplumlar için kullanılmıştır. Bazı köy ve kasabaya nebi gelmişse de, hükmü cihanı kaplamadığı için, bu iki Peygamber arası, fetret devri olarak bilinir. İslamiyet’in hükmünü duymayan bölgelere de, fetret devrinde yaşıyor diyenler çıkıyor. Buna fetret devri denmez, İslâmiyet’i duymayan bölgeler demelidir.
Dağda, çölde yaşayıp da, Peygamberleri işitmeyenler mazurdur. Bunların Peygamberlere inanmaları emredilmedi. (İsbat-ün-nübüvve)
Allahü teâlânın varlığını, birliğini akılla bilmek icap ettiğini söyleyen âlimler olmuştur. Sadece, hakkı batıldan ayırmak için yaratılan akıl, hak yol bildirilmedikçe, bunu yalnız başına bulamaz. (Mektubat-ı Rabbanî 1/259)
Peygamberi işitmeyen kimse, Allahü teâlânın var ve bir bulunduğunu düşünüp, buna inanç ederse, Cennete girer. (H. L. O. İman)
Dünyanın bir yerinde yaşayıp da, dinden haberi olmayanlar, imanlı olmadıkları için Cennete girmezler. Tanrı’ı, Cenneti, Cehennemi duymadığı ve inkâr etmediği için Cehenneme de girmezler. Dirildikten ve hesaptan sonrasında, tüm hayvanlar şeklinde, bunlar da yok edilir. (Mektubat-ı Rabbanî, Feraid-ül fevaid)
Buhara âlimleri, İmam-ı Eş’ari’nin bildirdiği şeklinde, (Peygamber gönderilmeden, bildiri yapılmadan ilkin teklif yapılmaz) dediler. Tercih edilen kavil de budur. Bu âlimler, (Bölgeleri ve gökleri ve kendini gören, aklı başlangıcında bir kimsenin Allahü teâlânın varlığını anlamaması özür olmaz) sözünden maksat, Peygamberlerin sözlerini işittikten sonrasında, anlamaması özür olmaz anlamına gelir, dediler. (Redd-ül-muhtar)
Bugün İslâmiyet her tarafa yayılmıştır. Fetret devri diye bir devir yada yer yoktur. Değişen teknolojinin, iletişimin, haberleşmenin fazlaca geliştiği bir zamanda, İslamiyet’ten asla haberi olmayan kimseler yok gibidir. Ormanda, mağarada yaşayıp İslâmiyet’i duymayan birkaç şahıs bir ihtimal olabilir. Varlığı olasılık dâhilinde olan bu birkaç kişiyi ileri sürerek, tüm Hristiyanları Cennete sokmaya çalışmakta, bir art niyet yoksa, fazlaca yanlış bir düşüncedir.