CEVAP
Elbet, öyleki bir şey olması imkansız. Bir insan, Müslümandır yada gayrimüslimdir. Müslüman Yahudiler yada Müslüman Hristiyanlar, Müslüman Protestanlar olmaz. Tersi de olmaz. Doğrusu Protestan Müslümanlar, Hristiyan Müslümanlar da olmaz. Başka bir ifadeyle iki zıt şey bir arada olmaz, imanla sövgü zıttır, bir arada olmaz.
(Müslüman Hristiyan) tabiri dinimize zıttır; zira İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İslam’la sövgü birbirinin zıttı, tersidir. Birinin bulunmuş olduğu yerde, diğeri bulunamaz, gider. Bu iki zıt şey bir arada bulunamaz. Birine kıymet vermek, ötekini aşağılamak olur. (1/163)
Allahü teâlâ, birçok âyette, hatta bu âyetten üç âyet ilkin, ehli kitabın kâfir bulunduğunu bildiriyor. Bu âyette de onların doğruluk suretiyle bulunduklarını bildirir mi asla? Hâşâ, bu şekilde tutarsız olur mu?
O dost, ne diye 110, 111, 112. âyeti almıyor da yalnız 113. âyeti alıyor? Âyetin dördü beraber alınınca sorun ortaya çıkıyor. Kurtubi, Beydavi ve öteki tefsirlerde bildirilen vaka şudur:
Orada bahsedilen ehl-i kitabından kasıt Hristiyanlar değil, Yahudilerdir. Hak yolda olup namaz kılanlar da, Yahudilerden Müslüman olanlarıdır; yoksa Hristiyan yada Yahudi secdeye kapanıp namaz kılar mı? Kılsa da, iman etmedikçe faydası olmaz. Âyet-i kerimenin sebeb-i nüzulünde buyuruyorlar ki:
Yahudi hahamları, Müslüman olan Yahudiler için, (Bizim ırkımızdan olmasına rağmen, Muhammed’e iman edenlerde hayır yoktur, eğer hayır olsaydı ecdatları olan benî İsrail’in dinini bırakıp da Müslüman olmazlardı) dediler. Bunun üstüne bu âyetler indi. O âyetlerin mealleri:
(Siz [Müslümanlar], insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Tanrı’a inanırsınız. Ehl-i kitap da [Yahudiler de] inansaydı, elbet bu, kendileri için fazlaca iyi olurdu. İçlerinde iman edenler, [Müslümanlığı kabul edenler] var ise da, bir çok yoldan çıkmıştır. Onlar [Yahudiler] size, incitmekten başka zarar veremezler. Sizinle savaşacak olsalar, arkalarını dönerek kaçarlar. Sonrasında kendilerine yardım da edilmez.) [Al-i İmran 110, 111]
(Onlar [Yahudiler], nerede bulunurlarsa bulunsunlar [öldürülmek, esir edilmek, malları elinden alınmak, cizye vermek, her yerde, Müslümanlar ve Hristiyanlar arasında hakir olmak gibi] üstlerine zillet [damgası] vurulmuştur [kurtulamazlar]. Meğerki Tanrı’ın ipine [dinine] ve [inanan] insanların ahdine [sığınmış] olsunlar. Onlar döne dolaşa, Tanrı’ın gazabına uğradılar. Üstlerine de bir miskinlik vuruldu. Bunun sebebi, onlar Tanrı’ın âyetlerini inkâr etmişler, Peygamberleri haksız yere öldürmüşler, isyan etmişler ve aşırı gitmişlerdi. Ehl-i kitabın [Yahudilerin] hepsi bir değildir, onlardan [Müslüman olanlar] dimdik ayakta [iman edip İslam’ın emirlerini yerine getiren] bir ümmet [hak yolda olan bir topluluk] vardır ki, geceleyin secde ederler [namaz kılıp, namazda] Tanrı’ın âyetlerini okurlar.) [Al-i İmran 112, 113]
Beydavi tefsirinde diyor ki: Ehl-i kitabından olup da, iman eden Müslümanlar, öteki Müslümanlar benzer biçimde gece vaktinde Kur’an-ı kerimi yatsı namazlarında okurlardı. Resulullah efendimiz, bigün yatsı namazına, her günkünün aksine geç geldi, cemaatin beklediğini görünce yukarıdaki âyetleri okuyarak buyurdu ki:
(Bu vakitte, siz Müslümanlardan başka Tanrı’ı zikreden [namaz kılan] hiçbir din ehli yoktur.)
Müslüman olmayanların içinde, hak yolda olan olur mu asla? Doğrusu Cennetlik Yahudi, Cennetlik Hristiyan olmaz. Tanrı indinde hak din yalnız İslam’dır. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Tanrı indinde hak din sadece İslam’dır.) [Al-i İmran 19]
(Sizin için din olarak İslam’ı beğendim.) [Maide 3]
(İslam’dan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.) [Al-i İmran 85]
Bu konudaki bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Beni duyup da iman etmeyen Yahudi ve Hristiyan elbet Cehenneme girecektir.) [Müslim]
Bundan dolayı gayrimüslimler, imansızdır. Amentü’deki altı esastan birini inkâr eden kâfir olur. Yalnız Tanrı’a inandım demek kâfi değildir. Hristiyan ve Yahudiler, bizim peygamberimiz dâhil tüm Peygamberlere inanmadıkça kâfirlikten kurtulamazlar. Yahudiler, Hazret-i İsa’ya, Hristiyanlar da, Muhammed aleyhisselama inanmadıkları için kâfir oldular. Amentü’de bildirilen altı husustan birini, örnek olarak kaderi inkâr eden, kâfir olur, tüm iyi amelleri yok olur. (Redd-ül-muhtar)
Ehl-i kitabın durumu
Sual: (Gerçek bir Hristiyan, “Hazret-i Muhammed peygamberdir, Kur’an da Tanrı kelamıdır” diye inansa, Cennete girer) deniyor. Hristiyanlıktan ayrılıp Müslüman olmak koşul değil mi?
CEVAP
Öyleki demekle ve inanmakla bir Hristiyan Müslüman olmuş olmaz. Ilkin küfrünü terk etmesi, sonrasında Müslümanlığı kabul etmesi ve sevmesi de şarttır. Müslüman olmayanlar cehennemliktir. Bir âyet-i kerime meali:
(Ehl-i kitab [Yahudi ve Hristiyan] olsun, müşrik olsun tüm kâfirler, muhakkak Cehennemdedir, orada sonsuz bırakılırlar. Onlar yaratıkların en kötüsüdür.) [Beyyine 6]
Tahrif edilmemiş İncil ortaya çıksa, her Hristiyan ona inansa bile, Müslüman olmadığı sürece, onun dinî kabul edilmez. İslamiyet’in gelmesiyle, önceki tüm dinler nesh edilmiştir. Bir âyet-i kerime meali:
(İslam’dan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.) [Âl-i İmran 85]
Bu konudaki bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Beni duyup da iman etmeyen Yahudi ve Hristiyan Cehenneme girecektir.) [Hâkim]
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki: Hem Müslümanlığı, hem de kâfirlik ibadetlerini meydana getiren, müşriktir. Kâfirliği beğenen de müşriktir. Mümin olmak için, şirkten sıyrılmak şarttır. (3/41)