Sual: (Akılla nakil çakışırsa, akla uyulur) yada (Akılla nakil çelişirse akıl esas alınır, nakil akla nazaran tevil edilir) sözleri saygın midir?
CEVAP
Evet, sözler muteberdir; fakat açıklamasını İslam âlimlerinin kitaplarından almak lazımdır. Selim aklın gösterdiği bir hakikat, asla değişmez. Selim akılla, nakil aslına bakarsanız çelişmez.
Aklın da bir anlayış sınırı vardır. Bu sınırın haricinde olan detayları, akıl bulamaz ve anlayamaz. Akıl, erişemediği şeyleri anlamaya kalkışırsa yanılır, aldanır. Bu şekilde bilgilerde akla güvenilemez. Örneğin, Allahü teâlânın sıfatları, Cennette ve Cehennemde olan şeyler, ibadetlerin iyi mi yapılacağı şeklinde şeyler böyledir. Akıl bunlara eremez. Bu bilgilerde akılla nakil çakışırsa, çelişirse nakle uyulur, aklın yanıldığı anlaşılır. Nakil ile fen bilgisinde çatışma olduğu vakit ise, akla uyulur. Doğrusu nakil, akla uygun olarak açıklanır.
(Akılla nakil çakışırsa, akla uyulur) sözü sanki bir kaide olarak söylenmiş, bir örnek gösterilmesi imkânsız gibidir. Bunun şeklinde, (Allahü teâlâyı dünyada görmek caizdir, fakat gören olmamıştır. Gördüm diyen zındıktır) buyuruluyor. Caiz olmak ayrı şey, gördüm demek ayrı şeydir. Akılla nakil çakışırsa, akla uymak caizdir, fakat akılla çelişen bir nakil var ise da biz bilmiyoruz.
Akılla nakil çatışırsa
Sual: (Akılla nakil çatışırsa, akla uyulur) kuralı nerelerde geçerlidir?
CEVAP
Mecelle’nin (Ezmanın tegayyürü ile ahkâmın tegayyürü inkâr olunamaz) hükmü, Dürer-ül-hükkam şerhinde şöyleki açıklanıyor: (Dönemin değişmesiyle, örf ve âdete ilişkin ahkâm değişebilir. Fakat Nassa, delile dayanan ahkâm, zaman içinde değişmez.)
İslam detayları ikiye ayrılır: Fen ve din detayları. Din detayları, yalnız nakille anlaşılır. Bunların deposu, Kur’an-ı kerimle hadis-i şeriflerdir.
His organlarıyla anlaşılan şeylerin bir sınırı vardır. Bu sınırların haricinde olan bilgiler his organlarımızla anlaşılması imkansız yada yanlış anlaşılır. His organlarımızla anlayamadığımız şeyleri, akılla anlarız. Bunun şeklinde aklın da bir anlayış sınırı vardır. Bu sınırın haricinde olan detayları, akıl bulamaz ve anlayamaz. Akıl, erişemediği şeyleri anlamaya kalkışırsa yanılır, aldanır. Bu şekilde bilgilerde akla güvenilemez. Örneğin, Allahü teâlânın sıfatları, Cennette ve Cehennemde olan şeyler, ibadetlerin iyi mi yapılacağı şeklinde din detayları böyledir. Akıl bunlara eremez. Bu bilgilerde akılla nakil çatışırsa, nakle uyulur, aklın yanıldığı anlaşılır.
Akıl, nakil ile çatışırsa
Sual: Bazı reformistler; “Peygamberimiz; (Akıl ile nakil çatışırsa, akla uymalıdır) buyuruyor. Dinin ihtiyaca nazaran değiştirilebileceği buradan anlaşılmaktadır” diyorlar. Hakkaten din ihtiyaca nazaran değiştirilebilir mi?
Yanıt: Aklın gösterdiği bir hakikat, asla değişmez. Aklın gösterdiği kanıt ile, naklin değiştirilebileceğini, İslâm âlimleri bildirmektedir. Naklin bildirdiğini değiştirmeye sebep olacak delili ortaya koymak, mantık ilminden haberi olmayan reformcuların aklı ile olması imkansız. Resulullah efendimiz, İslâm bilgilerini fen ve din detayları diye ikiye ayırdı. Din detayları, nakil ile anlaşılır. Bunların deposu, Kur’ân-ı kerim ile hadis-i şeriflerdir.
His organları ile anlaşılan şeyler sınırlıdır. His organlarımız ile anlayamadığımız şeyleri, akıl ile bulur, anlarız. Aklın da bir sınırı vardır. Bu sınırın haricinde olan detayları, akıl anlayamaz. Cennette, Cehennemde olan şeyler, ibadetlerin iyi mi yapılacağı ve din bilgilerinin bir çok böyledir. Akıl bunlara eremez. Bu bilgilerde akıl ile nakil çatışırsa, nakle uyulur, aklın yanıldığı anlaşılır.
Kur’ân-ı kerimde dört şey bildirilmektedir: İman, Ahkâm, Kısas ve Ahbâr. İnanılması lazım olan bilgilerde asla değişim olması imkansız. Her Peygamberin, her ümmetin inanışları içinde asla ayrılık yoktur. İkincisi olan ahkâm, Allahü teâlânın emirleri ve yasaklarıdır. Bunlarda değişim olabilir. Fakat, bu değişikliği yalnız Allahü teâlâ yapmış ve Peygamberleri ile değiştirmiştir. Kısas, geçmiş insanların, ümmetlerin hâllerini, yaşayışlarını anlatmak anlamına gelir. Ahbâr, geçmişte olmuş ve gelecekte olacak şeyler anlamına gelir. Kısas ve haberlerde değişim olmaz. Din detayları içinde birbirleri ile çatışır şeklinde olanları görülürse, bunlar gene akla uydurulmaz. Birbirlerine uydurulmaya çalışılır. Akla düşen, bu şekilde detayları, açıkça anlaşılabilene uygun anlamaktır.
İslam ilimlerinin ikincisi olan fen detayları, his organları ve bu organlara destek aletlerle inceleyerek, hesap ederek ve deneyerek anlaşılan bilgilerdir. Bunların hepsi akıl, zekâ ile yapılır. Hepsinde akla güvenilir. Nakil ile fen bilgisinde çatışma olduğu vakit, akla uyulur. Doğrusu nakil, akla uygun olarak açıklanır. Reformcunun işitmiş olduğu hadis-i şerif, işte bunu açıklamaktadır.
Bir önceki yazımız olan Aklın tefsiri başlıklı makalemizde tefsiri hakkında bilgiler verilmektedir.