Sual: Peygamber efendimizi öven âyet-i kerimeler hakkında data verir misiniz?
CEVAP
Kur’an-ı kerim baştan sona kadar Resulullah efendimizi övmektedir. Bu konudaki âyet-i kerimelerden bazılarının mealleri şöyledir:
(Biz seni âlemlere rahmet olarak yolladık.) [Enbiya 107]
(De ki, ey insanoğlu, ben, Tanrı’ın hepiniz için gönderilmiş olduğu Resulüyüm.) [Araf 158]
(Âlemlere [Cin ve insanlara ilahi azap ile] ürkütücü [uyarıcı] olarak Furkanı [Kur’anı] kuluna [Muhammed aleyhisselama] indiren [Allah’ın şânı] ne yücedir.) [Furkan 1]
(Rabbinin sana verdiği nimetlerle mecnun değilsin. Senin için bitmeyen, sonsuz mükafat vardır. Normal olarak sen en büyük terbiye üzeresin.) [Kalem 2-4]
(Rabbin sana [çok nimet] verecek, sen de razı olacaksın!) [Duha 5]
(Tanrı ve melekleri, Nebiye salevat getiriyor, inanç edenler, siz de salevat getirin.) [Ahzab 56]
(Resullerden kimisini kimisine üstün kıldık.) [Bekara 253]
(Nebilerden bazısını bazısından üstün kıldık.) [İsra 55]
Son iki âyet-i kerime de, peygamberlerden bazısının, diğerinden üstün bulunduğunu göstermektedir. Bir hadis-i şerifte de, (Beni insanların en iyisi bilmeyen kâfirdir) buyuruluyor. (Hatib)
Allahü teâlâ, tüm peygamberlere (Ya Âdem, Ya Musa, Ya İsa) diyerek adı ile hitap ederken, Muhammed aleyhisselama, (Ya eyyühennebiyyu, ya eyyüherresul) diye özel hitap ediyor. Bu hitap şekli de Onun öteki peygamberlerden üstün bulunduğunu göstermektedir.
Fatiha suresinde bildirdiği şeklinde Allahü teâlâ (Âlemlerin Rabbi)dir. Resulullah da âlemlerden üstün olduğundan, (Rabbüke), (Rabbike) şu demek oluyor ki (Senin Rabbin) buyuruluyor. (Bekara 30, Saffat 180)
Fetih suresinin, (Tüm dinlerden üstün kılmak suretiyle, Resulünü hidayet ve hak din ile gönderen Odur) mealindeki 28. âyeti de Resulünün en üstün bulunduğunu göstermektedir. Resulullah, her peygamberden üstün olduğu şeklinde, eshabı da öteki eshabdan, ümmeti de öteki ümmetlerden üstündür.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Muhammed [aleyhisselam], Tanrı’ın peygamberidir, Onunla beraber bulunanlar [Eshab], kâfirlere karşı şiddetli ve birbirlerine karşı merhametlidir.) [Feth 29]
(Mekke’nin fethinden ilkin Tanrı için mal veren ve savaşanlara, fetihten sonrasında verenlerden ve savaşanlardan daha yüksek aşama vardır. Bunların dereceleri eşit değildir. Hepsi için Hüsnayı [Cenneti] söz veriyorum.) [Hadid 10]
(Tanrı, hepsine hüsnayı [Cenneti] vaad etmiştir!) [Nisa 95]
(Göçmen ve Ensar ile iyilikte onların [Eshabın] izinden gidenlerden Tanrı razıdır, onlara Cenneti hazırlamıştır.) [Tevbe 100]
Musa aleyhisselam, bu ümmetin faziletini Tevrat’ta okuyunca, (Bu hayırlı ümmete beni peygamber olarak gönder) diye yakarış etti. Cenab-ı Hak da, (Onlar Ahmed’in ümmetidir) buyurdu. Hazret-i Musa (Ya Rabbi, Ahmed’in ümmeti için bu kadar nimet kayra ettin, beni de onun ümmetinden eyle) diye yakarış etti. Hazret-i Musa şeklinde büyük bir Peygamberin, bu ümmetten olmayı istemesi, Muhammed aleyhisselamın ve Onun ümmetinin üstünlüğünü göstermektedir. (Aydınlatma)
İncil’in aslen Muhammed aleyhisselamın vasıfları, üstünlükleri yazılıydı. Bu tarz şeyleri bilen İsa aleyhisselam da, Musa aleyhisselam şeklinde, Muhammed aleyhisselamın ümmetinden olmak için oldukca yalvardı, yakarış etti ve bu duası da kabul oldu. Allahü teâlâ, Onu diri olarak göğe yükseltti. Kıyamete yakın yine yer yüzüne inecek, Muhammed aleyhisselamın dinine uyacak ve onu yayacaktır.
Bu ümmetin üstünlüğünü bildiren bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Allahü teâlâ, bu ümmeti şu üç hâlden güvenli etti:
1- Bu ümmete Peygamberiniz, [diğer Peygamberlerin kavimlerine yaptıkları gibi] ah etme edip de mahvolacak değildir.
2- Kâfirler, [Ne kadar çok olursa olsun] bu ümmeti mahvedecek kadar galebe edemez.
3- Bu ümmet dalâlet üstünde [sapık bir yolda, sapık bir mezhepte] birleşmez. Tanrı’ın rahmeti [salih] cemaatle beraberdir. [Salih] Müslümanların çoğunluğuna tâbi olun. Bu şekilde Müslümanların çoğunluğundan ayrılan Cehenneme gider.) [Ebu Davud]
Aden ehlinin yarısı
Sual: Hazret-i Âdem’den beri binlerce peygamber, binlerce millet geldi. Onların içinde de inanç edenler, Cennete gidecekler vardır. Cennette bizim peygamberimizin ümmeti mi daha çoktur, yoksa öteki peygamberlerinki mi?
CEVAP
Öteki peygamberlere inanan kimse oldukca azca oldu. Hatta birçok peygambere bir şahıs bile inanç etmedi. Örnek olarak Yahudiler, Hazret-i Musa’ya oldukca eziyet ettiler. Hazret-i İsa’yı öldürmeye kalktılar. Sonrasında gelenleri, bin Peygamberi şehit etti. Onun için öteki peygamberlerin inanç eden ümmeti azca idi. Kıyamete kadar Peygamber efendimize inanç edenlerin, öteki peygamberlere inanç edenlerin toplamı kadar olduğu bildirilmiştir. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Siz, ehl-i Cennetin yarısını teşkil edersiniz. Cennete ise Müslümandan başkası girmez. Siz ise müşriklere gore siyah öküzdeki beyazlık kadar yada kırmızı öküzdeki siyahlık kadarsınız.) [Buhari]
Bu hadis-i şerif de Peygamber efendimizin ümmetinin, öteki peygamberlere inanç eden ümmetlerin toplamı kadar bulunduğunu göstermektedir.
Kâinatın efendisi
Sual: Peygamber için, niye kâinatın efendisi deniyor, kâinatın efendisi ve tek hâkimi, onu yaratan Tanrı değil midir? Peygamber de olsa, bir insanı bu kadar yüceltmek uygun mu?
CEVAP
Kâinatın efendisi demek, yaratılmışların en üstünü anlama gelir. Peygamber efendimizi öven, yücelten bizzat Allahü teâlâdır. Üç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Biz seni âlemlere rahmet olarak yolladık.) [Enbiya 107]
(Senin için bitmeyen, sonsuz mükafat vardır. Normal olarak sen en büyük terbiye üzeresin.) [Kalem 2-4]
(Biz seni tüm insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak yolladık; fakat insanların bir çok bunu bilmez.) [Sebe 28]
Hiçbir Müslüman, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimizin övülmesinden rahatsız olmaz. Rahatsız olmak Müslüman olmamanın alametidir.
Âlemlerin peygamberi
Sual: Peygamberimiz, dinli-dinsiz, zenci-beyaz, dünyada yaşayan her insana mi peygamber olarak gönderildi? Cinlerin peygamberleri ayrı mıdır?
CEVAP
Peygamber efendimiz, Âdem aleyhisselam yaratılmadan ilkin de peygamber olup tüm insanlara gönderilmiştir. İlk yaratılan, Peygamber efendimizin ruhuydu. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ben yaratılış yönüyle peygamberlerin ilki isem de, hepsinden sonrasında gönderildim.) [İ. Gazali]
İki âyet-i kerime meali de şöyledir:
(De ki: Ey insanoğlu, ben Tanrı’ın hepinize gönderilmiş olduğu resulüm.) [Araf 158]
([Ey Resulüm!] Biz seni tüm insanlara [Cenneti] müjdeleyici ve uyarıcı [çeşitli azapları haber verici] olarak yolladık, fakat insanların bir çok bilmez.) [Sebe 28]
Hâlbuki öteki Peygamberler, kendi milletlerine gönderilmişti. Bir âyet-i kerime meali:
(Biz, her resulü, bulunmuş olduğu kavminin diliyle yolladık ki, onlara apaçık anlatsın.) [İbrahim 4]
Bir hadis-i şerif meali:
(Her peygamber yalnız kendi kavmine geldi, ben ise tüm insanlara gönderildim.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai]
Resulullah efendimiz, insanların olduğu şeklinde cinlerin de peygamberidir. Kur’an-ı kerimde, (Âlemlere uyarıcı olması için…) buyuruluyor. (Furkan 1)
Tüm müfessirler, (“Tüm âlemlere” ifadesine, cin taifesi de dâhildir) buyuruyorlar. Âlem, Tanrı’tan başka her şeye, her mahlûka denir. Bunun için birçok âlim, Peygamber efendimizin meleklere de gönderildiğini söylemişlerdir. Üç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Kur’anı dinleyecek cinlerden bir takımını sana yöneltmiştik. Onlar Kur’anı dinlemeye hazır olunca, birbirlerine susun dediler. Kur’anın okunması bitince, her biri birer uyarıcı olarak milletlerine döndükleri vakit dediler ki: “Ey kavmimiz, biz Musa’dan sonrasında indirilen, kendinden öncekileri doğrulayan, gerçeği ve doğru yolu gösteren bir kitap dinledik. Hepiniz Tanrı’ın davetçisine [Muhammed aleyhisselama] uyun ve Ona inanç edin ki, Tanrı da günahlarınızı bağışlayıp sizi acı bir azaptan korusun.”) [Ahkaf 29, 30, 31]
Âlemlere rahmet
Sual: (Yaratılması ve kendisi değil, bir tek peygamberliği rahmettir) denilerek, Enbiya suresinin, (Biz seni sadece âlemlere rahmet olarak yolladık) mealindeki 107. âyetinin, (Âlemlere bir rahmet olmak için, seni elçi yolladık) diye tevil edilmesi caiz midir?
CEVAP
Asla caiz değildir. (Kendisi değil, peygamberliği rahmettir) denilerek Resulullahın kendisinin, mühim bir şahsiyet olmadığı belirtiliyor. Bir insan, vasıflarıyla kıymet kazanır. Peygamberliği rahmet olunca kendisi niye rahmet olmasın ki? Peygamberlik basit birine mi verilmiş de, bu şekilde söyleniyor? Âyet-i kerimede açıkça, (Seni rahmet olarak yolladık) buyuruluyor. Kendisi rahmet olarak ulaşınca, peygamberliği de normal olarak rahmet olur.
İbni Abbas hazretleri, bu âyetin tefsirinde, (Muhammed aleyhisselam, tüm insanlara rahmettir) buyurmuştur. (Kurtubi)
Seyyid-ül-beşer (İnsanların efendisi)
Sual: (Peygamber de bizim şeklinde insandır, ölünce o da bizim şeklinde işitmez, Kur’anı getirmekle postacılık görevi bitmiştir) diyen biri, kanıt olarak da, Müminun sûresinin 33. âyetini gösterdi. Peygamberimiz için bu şekilde söylemek caiz midir?
CEVAP
Caiz değildir. O âyet-i kerimenin meali şöyledir:
(Onun kavminden, kâfir olup âhirete ulaşmayı inkâr eden ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz zengin kişiler dediler ki: “Bu [peygamber], bir tek sizin şeklinde bir insandır, sizin şeklinde yer içer. Kendiniz şeklinde bir insana itaat ederseniz, hüsrana uğrayacağınızda asla kuşku yoktur.”) [Müminun 33, 34]
Görüldüğü şeklinde, (O da bizim şeklinde yada sizin şeklinde insandır) sözü kâfirlere aittir. Kâfirlerin sözünü de, sadece mezhepsiz olan söyler. Kâfirler, yiyip içmeyen, melek şeklinde bir peygamber istiyorlardı. Resulullah efendimiz, normal olarak cin ve melek değildir. Beşerdir, fakat seyyid-ül beşer, şu demek oluyor ki insanların efendisidir. Âlemlere rahmettir. Bizim şeklinde değildir, hem resul, hem de nebi olan bir peygamberdir. Kabrinde ölü değildir, işitir ve namaz kılar. Peygamber olmayan insanlarla, peygamber karşılaştırma edilmez.
Kâinatın efendisi
Sual: (Kur’anda âlemlere rahmet olduğu bildirilen, Peygamberin kendisi değil, Kur’andır. Kur’anı getirmiş ve işi bitmiştir. Bunun için Peygambere “Kâinatın efendisi” yada “Âlemlerin efendisi” demek sövgü olur) diyenler oluyor. Aslen, bu şekilde söyleyerek Resulullah’ı küçümsemek sövgü olmuyor mu?
CEVAP
Resulullah’ı küçümsemek normal olarak sövgü olur. O, tüm insanların en iyisidir. Bir hadis-i şerifte de, (Beni insanların en iyisi bilmeyen kâfirdir) buyuruluyor. (Hatîb)
Kur’an-ı kerim Peygamber efendimizin övgüsüyle doludur. Fetih sûresinin, (Tüm dinlerden üstün kılmak suretiyle, Resulünü hidayet ve hak din ile gönderen Odur) mealindeki 28. âyet-i kerimesi de Resulünün en üstün bulunduğunu göstermektedir. Peygamber efendimiz, “sallallahü aleyhi ve sellem” bir millete, bir bölgeye değil tüm dünyaya, tüm insanlara peygamber olarak gönderilmiştir. Sebe sûresinin (Biz seni tüm insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak yolladık) mealindeki 28. âyet-i kerimesi tüm insanlara peygamber olarak geldiğini bildirmektedir.
Enbiya sûresinin, (Biz seni âlemlere rahmet olarak yolladık) mealindeki 107. âyeti de, tüm insanoğlu için rahmet bulunduğunu bildirmektedir. Bunun aksini korumak için çaba sarfetmek din düşmanlığıdır. Peygamber efendimiz, tüm insanların, tüm peygamberlerin şu demek oluyor ki âlemlerin efendisidir, kâinatın efendisidir. Bu mevzuda birkaç hadis-i şerif:
(Ben âlemlerin efendisiyim.) [Beyhekî]
(Ben tüm insanların efendisiyim.) [Buhârî, Tirmizî, İbni Mace, İ. Ahmed, Darimî]
(Ben tüm peygamberlerin seyyidiyim, efendisiyim.) [Darimî İ. Neccar]
(Kıyamette insanların seyyidiyim, efendisiyim.) [Buhârî, Müslim, Tirmizî]
Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” bu tarz şeyleri bildirirken, (Bu tarz şeyleri övünmek için söylemiyorum, hakikati bildiriyorum. Hakikati bildirmek benim vazifemdir. Bu tarz şeyleri söylemezsem vazifemi yapmamış olurum) buyuruyor.
Âlemlere rahmet olarak gönderildi
Sual: Peygamber Efendimiz, bir tek insanlara mı yoksa kâinatta bulunan her varlık için mi rahmet olarak gönderildi?
Yanıt: Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselamı âlemlere rahmet olarak göndermiştir. Enbiyâ sûresinin 107. âyetinde mealen;
(Seni, âlemlere rahmet, iyilik için yolladık) buyuruldu.
Ebû Hüreyre hazretleri;
“Bir gazada, Resûlullah Efendimize, kâfirlerin yok olması için yakarış buyurmasını söyledik. Cevaben;
(Ben, nalet etmek, insanların azap çekmesi için gönderilmedim. Ben, her insana iyilik etmek, insanların huzura ulaşması için gönderildim) buyurdu.”
Resûlullah Efendimizin tüm varlıklara rahmeti, faydası yayılmıştır. Müminlere faydası ise meydandadır. Başka Peygamberlerin zamanındaki inkâr edenlere, dünyada azaplar yapılır, yok edilirlerdi. Muhammed aleyhisselam zamanında ise, inanç etmeyenlere dünyada azap yapılmadı. Bigün Peygamber Efendimiz, Cebrâil aleyhisselama;
-Allahü teâlâ benim âlemlere rahmet olduğumu bildirdi. Benim rahmetimden sana da nasip oldu mu? buyurunca Cebrâil alehisselam;
-Allahü teâlânın büyüklüğü, dehşeti karşısında, sonumun nasıl biteceğinden hep korku içindeydim. Güvenli olduğumu bildiren Tekvîr sûresindeki 20. ve 21. âyetleri getirince, bu müthiş korkudan kurtuldum, güvenli oldum. Bundan büyük rahmet olur mu? dedi.
Muhammed aleyhisselam, “hâtemün nebiyyîn” şu demek oluyor ki Peygamberlerin sonuncusu ve son Peygamber ve “Seyyidil mürselîn” şu demek oluyor ki tüm Resullerin en üstünü olarak, âlemlere rahmet ve kıyamet gününün şefaatçisidir. Mahşer günü, tüm insanlara, mahşer azabının kaldırılması için şefaat edecek ve bu şefaati kabul olunacak, mahşer azabı hepsinden kaldırılacaktır. Nitekim hadîs-i şerifte;
(Kıyamet günü, en ilkin ben şefaat edeceğim) buyuruldu.
İmam-ı Rabbânî hazretlerinin babası Abdül-ehad hazretleri;
“Günlerin uğursuzluğu, âlemlere rahmet olan Muhammed aleyhisselamın gelmesi ile bitmiştir. Uğursuz günler, eski ümmetlerde vardı” buyurmuştur.
Bir önceki yazımız olan Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım başlıklı makalemizde kainat, olmasayd ve yaratmazd hakkında bilgiler verilmektedir.