İbni Hacer-i Mekki hazretlerinin Zevacir adlı eseriyle, Hadika, Berika, Birgivi, Miftah-ül Cenne, Mektubat-ı Rabbani, Seadet-i Ebediyye, İbni Abidin’den aldığımız, küfre düşüren söz ve işlerden bazıları şunlardır:
1- Allahü teâlâya layık olmayan şey söylemek. Sözgelişi bir kimse bir işi yapmış olduğu halde, zaruretsiz (Tanrı biliyor ki yapmadım) demek. Ya da, yapmadığı bir şey için, zaruretsiz (Tanrı biliyor ki yaptım) demek. Bu şekilde söylemek Allahü teâlâyı hâşâ cahillikle suçlamak olur.
2- Tanrı akıllıdır, şuurludur, iyi düşünür demek, Onu yaratıklara benzetmek olur ki küfürdür.
3- Peygamberleri küçültücü şey söylemek, onlarla alay etmek. Sözgelişi Hazret-i Âdemi kastedip (İlk insan yırtıcı idi) demek. Yada bir evliyayı peygamberden üstün bilmek. Ya da peygamberin söylediği doğru ise biz kurtulduk demek.
(Yalnız Kur’an), (Kur’andan başka kaynak tanımam), (Kur’andan başka kaynağa lüzum yok), (Peygamber postacıdır, vazifesi bitmiştir) şeklinde sözler de küfürdür.
4- Peygamber efendimizden sonrasında başka bir Peygamberin geleceğini söylemek. (İsa aleyhisselam gelecekse de, Peygamber olarak gelmeyecektir.)
5- Melekleri küçültücü şey söylemek. Sözgelişi (Senin bakışın bana Azrail şeklinde geliyor) demek. Ya da (Cebrail bile söylese inanmam) demek. (Çocuklarınızı iyi yetiştirmezseniz, zebani olur) demek.
6- İslam âlimlerinin sözlerini, fıkıh kitaplarını ve fetvalarını tazim etmesi gerekirken tahkir etmek. Sözgelişi (İmam-ı a’zamın kıyası hak değildir) demek. Fetvayı yere çarpmak. Hadis ve tefsir kitaplarını yere fırlatmak.
7- Ahirette olacak şeylerle alay etmek. Sözgelişi (Ben Cenneti istemem, Cehennemi isterim. Bundan dolayı tüm fahişeler oradadır) demek.
8- Allahü teâlânın komut ve yasaklarına kısaca Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmiş ve İslam âlimlerinin kitapları ile her tarafa yayılmış, inanılması zaruri olan din bilgilerinden birine inanmamak, beğenmemek yada ehemmiyet vermemek. Sözgelişi (Ben görmediğim için cinlere, nazara inanmam) demek.
9- Kati haram olduğu malum bir şeyi yiyip içerken besmele çekmek. Sözgelişi şarap içerken yada domuz eti yerken Besmele çekmek küfürdür. Hırsızlık yapılarak alınan bir şeyi yerken besmele çekmek sövgü olmaz. Bundan dolayı burada yenilen şey değil, hırsızlık haramdır.
10- Kâfirlerin yakarma olarak yaptıkları ve kâfirlik alameti olan yada İslamiyet’i inkâr etmek ve inanmamak alameti olan ve tahkir etmemiz vacip olan şeyleri yapmak, kullanmak. Bunlardan meşhur olanlarını bilmeyerek yada latife olarak yada herkesi güldürmek için yapmak da küfürdür. Sözgelişi zünnar denilen papaz kuşağını bağlamak. Bu tarz şeyleri güldürmek için de kullanmak küfre sebep olur. İtikadının doğru olması yarar vermez. (Berika)
11- Yunan felsefecileri şeklinde, dünya öncesiz ve sonsuz demek.
12- İslamiyet’e, (İslam düşüncesi), (İslam nazariyesi) , (İslami görüş) demek. [Fikir, bir iş için kabul edilen deva yada kıyaslanan neticedir. Görüş de fikir anlama gelir. Nazariye de, akli, zihni esaslara dayanan görüş, kuram anlama gelir. İslam âlimleri, (İnsanın, akıl, bilinç, bellek ve fikir şeklinde yaratılmış olan sıfatlarını Tanrı’a vermek küfürdür) buyuruyorlar.]
13- Allahü teâlânın bildirdiği hükümlere tanrısal fikir, tanrısal görüş, tanrısal nazariye, tanrısal bilinç demek. Kur’an-ı kerimdeki hükümlere “Kur’ani görüş” demek.
14- Kâfirlerin dini âyinlerini, bayramlarını beğenmek. Zaruretsiz Hristiyanların Noelini kutlama etmek. Kiliseye gidip, âyinlere iştirak etmek.
15- (Yahudi ve Hristiyanların Tanrı’a inananları Cennete gidecek) demek.
16- Mucizeyi yada kerameti inkâr etmek.
17- Meşhur bir harama helal, meşhur bir helale haram demek. Sözgelişi domuz yağı helal, sirke haram demek.
18- Âyeti, besmeleyi, bir melek, bir peygamber adı bulunan yazıyı, kasten helaya, necasete, [pisliğe] atmak. Müslümanın ağzına [def-i hacet lafzı ile] sövmek.
19- Kendisine kâfir diye hitap edilince, kabul ederek evet demek.
20- Bir dilim ekmek, din ilminden iyidir demek. Din bilimsel küçümsendiği için küfürdür.
21- (Bir süre sonrasında Hristiyan olacağım) diye düşünmek. Bir hanımefendi, bir Hristiyan’la evlenmeye karar verilmiş olduğu andan itibaren kâfir olur. Bir adam de bir ateist bayanla evlenmeye karar verilmiş olduğu andan itibaren kâfir olur.
22- Ağır bir hastalığa düşüp de, (Tanrı’ım canımı al da, istersen kâfir olarak al) demek.
23- (Tanrı’ım çocuğumu aldın, başka elinden ne gelirse onu yap) demek.
24- Tırnağı uzun olana, (Tırnağı kesmek sünnettir) dense, o da, (olsun ne olacak) dese, kâfir olur. Tırnağını kesmediği için değil, sünnete ehemmiyet vermediği için sövgü olur.
25- İnşallah, maşallah demek karın doyurmaz. Maşallahla inşallahla iş olmaz yada namaz kılmak karın doyurmaz demek. Bu tarz şeyleri söylemekle dinimizin emri beğenilmemiş ve alay edilmiş oluyor. İnşallah, Tanrı’ın izni ile anlama gelir. Tanrı’ın izni olmadan hiçbir şey olmaz. Onun için, hayır ve şer Tanrı’tandır diye inanç etmek gerekir. Hayır şeklinde şerrin de Tanrı’tan olduğuna inanmamak sövgü olur. İsteyen kul fakat yaratan Allahü teâlâdır.
26- Sevilmiş olduğu birine, (Sen bana Tanrı’tan da, Peygamberden de sevgilisin) demek.
27- Küfre rıza küfürdür. Evlatlarının kâfir olmasına üzülmemek. Sözgelişi kızlarının gayrimüslimle evlenmesine rıza göstermek.
28- Müslüman olmak isteyene, sen hele bekle, elimdeki şu işi bitirip de geleyim diyerek, onun Müslüman olmasını geciktirmek.
29- Ecelin hoyrat eli demek. [Çünkü Ecel Allah’ın emri ile gelir, Allah’ın emrini veya Azrail aleyhisselamın vazifesini zulüm gibi göstermek küfürdür.]
30- Kâfire saygı etmek, sözgelişi saygı gayesiyle papazın elini öpmek.
31- Eshab-ı kiramdan her hangi birine kâfir demek. [Çünkü Kur’an-ı kerimde hepsinin Cennetlik olduğu bildirilmiştir. Birine kâfir denilince Kur’ana inanılmamış olur.]
32- (Mazlum kâfirler de Cennete girer) demek.
33- Haram paradan sevap ummak. Sözgelişi bir hanımefendi fuhuş parası ile kurban kesse, bundan sevap umsa, küfre girer. Sevap ummadan yaparsa küfre girmez.
34- Allahü teâlâyı mekanlı bilmek, sözgelişi Hristiyanlar şeklinde Tanrı gökte oturuyor demek. Allahü teâlâyı kastedip, (Göklerden bir ses geldi), (Tanrı, gökten bizlere bakıyor) demek. Bu şekilde söylemek Allahü teâlâya mekan isnat etmek olur. Dünya, gezegenler, Aden ve Cehennem öncesiz değildir, sonradan yaratılmıştır, mahlûktur. Yer ve gökler yok iken de Allahü teâlâ var idi. İslam âlimleri, (Tanrı devamlı ve her yerde sonsuz olarak hazır ve nazırdır) demenin caiz bulunduğunu bildirmişlerdir. Sadece, Allahü teâlâ zamanlı ve mekanlı olmadığı için bu söz, görünüş suretiyle kalmaz, mecaz olur. Bu bakımdan (Tanrı, zamansız ve mekansızdır, hiçbir yerde olmayarak hazır ve nazırdır) demek caiz olur. Bu şekilde eğer olmazsa, Allahü teâlâyı zamanlı ve mekanlı bilmek olur ki bu ise küfürdür. Miftah-ül Cenne kitabında (Bir kimse, “Tanrı’tan hali [boş] yer yok” dese yada “Tanrı gökte benim şahidim” dese, kâfir olur. Bundan dolayı Allahü teâlâya mekan isnat etmiş olur. Oysa Allahü teâlâ mekandan beridir) buyuruluyor. (Sövgü Bahsi)
35- (Namaz kılmam fakat, sen kalbe bak, benim kalbim temiz) demek. [Çünkü burada namaza önem verilmiyor, namaza önem vermemek küfürdür. Namaz kılmayan hep haram işliyor demektir, haram işleyenin kalbi temiz olmaz.]
36- (Anan baban esmer, sen iyi mi sarı saçlı oldun?) diyene, (Ben imalat hatasıyım) demek. Bu şekilde söylemekle hâşâ Yaratıcının yanlış iş yapmış olduğu söylenmiş oluyor.
37- İbadetleri müzikle yapmak, ilahileri müzikle söylemek. Bundan dolayı ilahiler ibadettir, ibadete haram karıştırmak sövgü olur. İçki içerken besmele çekmek de sövgü olur.
38- Filan Müslüman benim gözümde Yahudi gibidir demek.
39- Bir Müslüman latife olarak, saygın bir din kitabına hurafe dese yada alay ederek haram işleyene yada işletene “helal olsun” dese, mürted olur.
40- Kur’anı teganni ile okuyan hâfıza, ne güzel okudun diyenin imanı gider. (Dürr-ül-münteka)
41- Bir şarkıcıyı dinleyen yada herhangi bir haram işi gören kimse bu harama, ne güzel dese, o anda imanı gider. (Müjdeci Mek. 266)
42- İnsan için, yarattı, yaratıcı, yarattım, yaratıcıyım şeklinde sözler söylemek sövgü olur. Tanrı’tan başkasına, yaratıcı denmez. Yaratıcı, yalnız Allahü teâlâdır. Mecaz anlamda yapmak, meydana getirmek manasında da söylememelidir. Bu manada yada kasıtsız söyleyenlere küfre girdi dememelidir.
43- Zaruri olan ve tevatür ile bildirilen din bilgilerine inanmayan kâfir olur. Sövgü olan her söz, ister latife olarak, isterse gönülden olmayarak olsun sövgü olur. (Milel-nihal)
44- İslam bilgilerini ve ehli sünnet âlimlerini aşağılamak da, küfürdür.
45- Yabancı hanımefendilere bakana, haramdır denilince, güzele bakmak sevaptır demek sövgü olur. Haramı kabul etmeyip, üstelik sanki yakarma şeklinde sevap diyor. Yabancı hanımefendilere bakmak, gözü zayıflatır ve kalbi karartır. Mubah olanı, güzeli sevmek, Tanrı’ın kudretini temaşa etmek sevap olur.
46- Bir Müslümanın dinine, imanına sövmek küfürdür.
Evliyanın resmine tazim
Sual: Bir evliyanın resmine tazim etmek şirk olur mu?
CEVAP
Şirk, Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek anlama gelir. Benzeten hiç kimseye Müşrik, benzetilen şeye Şerik denir. Bir kimsede, bir şeyde, üluhiyyet sıfatlarından birinin bulunduğuna inanmak, onu şerik yapmak olur. Allahü teâlâya mahsus olan sıfatlara üluhiyyet sıfatları denir. Sonsuz var olmak, yaratmak, her şeyi bilmek, hastalara şifa vermek, üluhiyyet sıfatlarındandır. Bir insanda, güneşte, inekte, herhangi bir mahlûkta, üluhiyyet sıfatı bulunduğuna inanarak, ona tazim, saygı etmeye, ona yalvarmaya, ona İbadet etmek, tapınmak denir. O şeyler Sanem [put] olur. Bu şekilde zan olunan insanoğlunun ve kâfirlerin resimleri önünde, tazim edici şeyler söylemek, yapmak da, tapınmak, şirk olur.
Bir insanda üluhiyyet sıfatlarından birinin bulunduğuna inanmayıp, Tanrı’ın sevgili kulu olduğuna inanarak, bunun resmine, tazim etmek şirk olmaz, sövgü olmaz. Fakat, herhangi bir insanoğlunun resmine saygı etmek günah olduğundan, tazim, saygı eden bir Müslüman, fâsık olur. Haram olduğuna ehemmiyet vermezse, öteki bir haramı, ehemmiyet vermeyerek yapanlar şeklinde Mürted olur.
Tazim ve tahkir
Sual: Dinen kıymetli olan şeylere saygısızlık, sövgü olur mu?
CEVAP
Her saygısızlık sövgü olmaz. İki örnek verelim:
1- Bir gerekseme olmadan Kâbe’ye karşı ayaklarını uzatmak, Kâbe’ye saygısızlıktır, fakat sövgü değildir, tahrimen mekruhtur. Bunu kasten yaparsa, kısaca Kâbe o tarafta olduğundan, onu hafife alarak yada alay ederek ayaklarını uzatırsa sövgü olur.
2- Namaz kılmamak Allahü teâlânın emrine saygısızlıktır; fakat sövgü değildir. Namazın farz bulunduğunu inkâr etmek veya bu farzı hafife almak, namaza ehemmiyet vermemek ise sövgü olur.
Küfre düşüren amel
Sual: Ehl-i sünnete bakılırsa, amel imandan parça olmadığına bakılırsa, insan yalnız itikadi bir mevzuda mı küfre düşer, ameli bir iş yapınca da küfre düşebilir mi?
CEVAP
Peygamber efendimizin bildirdiği tüm komut ve yasaklarda itikadi sorun vardır. Doğrusu, Peygamber efendimizin bildirdiği tüm komut ve yasaklara inanmak, hepsini beğenmek itikadi meseledir, imanla ilgilidir. İmanda kırılgan nokta budur. Bu tarz şeyleri yapmış olup yapmamak ise günah ve sevapla ilgilidir. Sövgü, dinimizde bildirilen, inanılması, beğenilmesi ihtiyaç duyulan herhangi bir hususa inanmamak, beğenmemek, saygı göstermemektir. Yada gene dinimizde bildirilen, inanılmaması, beğenilmemesi ihtiyaç duyulan herhangi bir hususa inanmak, beğenmek, saygı göstermektir. Birkaç örnek verelim:
1- Mushaf-ı şerifi yere atmak küfürdür. Bu yalnız bir iştir, fakat Tanrı’ın kelamına saygısızlık olduğundan küfürdür.
2- İçki içen, domuz eti yiyen kâfir olmaz. Fakat içkiyi içerken, domuz eti yerken Besmele çekerse yada bunlar ne güzel şeyler derse kâfir olur. Haram olan şeye saygı gösterilmiş, haramlığına inanılmamış olur.
3- Hristiyanların haçlarını kolye olarak kullanmak sövgü olur. Kolye takmak yalnız bir iştir, fakat saygı yerinde bulundurulduğu için, sövgü alametini beğenmiş olduğu için sövgü olur.
Iyi mi hareket etmeli?
Sual: Müslüman bulunduğunu söyleyen, fakat sözlerinde yada yazılarında küfrü gerektiren bir şey görülen hiç kimseye kâfir denir mi?
CEVAP
Müslüman bulunduğunu söyleyen yada cemaat ile namaz kılarken görülen bir kimsenin Müslüman olduğu anlaşılır. Sonrasında, bunun bir sözünde, yazısında yada bir hareketinde, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri inanç bilgilerine uymayan, küfrü gerektiren bir şey görülürse, bunun sövgü yada dalalet olduğu, bundan vazgeçip tevbe etmek gerektiği söylenir; gene vazgeçmezse, bunun sapık yada mürted olduğu anlaşılır. Namaz kılsa, hacca gitse, her ibadeti ve iyiliği yapsa da, bu felaketten kurtulamaz. Küfre sebep olan şeylerden vazgeçmedikçe, bundan tevbe etmedikçe, Müslüman olması imkansız. Her Müslüman, küfre sebep olan şeyleri iyi öğrenerek, mürted olmaktan korunmalı, kâfir olanları ve Müslüman görünen yalancıları iyi tanıyıp, zararlarından sakınmalıdır!
Yalandan hristiyan olmak
Sual: Avrupa’da yaşıyoruz. Hristiyan olan Müslümanlara para ve imkân veriliyor. Sırf bu imkânlardan yararlanmak için, yalandan Hristiyan olduğumuzu bildirsek bir mahzuru olur mu? Bunun şeklinde ateistlerin içinde ateist görünmekte sakınca var mıdır?
CEVAP
Fazlaca sakınca vardır, şundan dolayı bu işte bir fakirlik yoktur. İbadetini gizlemek ayrı, kâfir görünmek ayrıdır. Din kitaplarında, (Şakadan, “Ben kâfirim” dese, kâfir olur) buyuruluyor. Doğrusu bu işin esprisi bile olmuyor. Hattâ (Ehl-i kitap olmak, ateist olmaktan iyidir) demek bile küfürdür. Tanrı’ın fena söylediğine iyi demek Tanrı’ın sözünü kabul etmemek oluyor. Bu bakımdan şakadan da olsa, maddi çıkar için de olsa, Hristiyan yada ateist görünmemeli.
Mazlum kâfirler
Sual: (Mazlum olarak öldürülen kâfirler de Cennete gider) demek doğru olur mu?
CEVAP
Yanlıştır, o şekilde demekle Allahü teâlâ yalanlanmış olur. Kur’an-ı kerimde her çeşit kâfirin sonsuz Cehennemde kalacağı bildiriliyor. Mazlum olanlar bundan kural dışı edilmemiştir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Ehl-i kitap [Yahudi ve Hristiyan] olsun, müşrik olsun tüm kâfirler, muhakkak Cehennemdedir, orada sonsuz bırakılırlar. Onlar yaratıkların en kötüsüdür.) [Beyyine 6]
Bunların mazlumları Cennete gider diye bir şey yoktur.
Küfrün esprisi olmaz
Sual: Güldürmek niyetiyle fena kimselere, (Deyyusan-ı kiram hazretleri) demek sövgü olur mu?
CEVAP
Evet, sövgü olur. Sövgü söz ve işlerden meşhur olanlarını, bilmeyerek yada latife olarak veya herkesi güldürmek için yapmak da sövgü olur. (Birgivi vasiyetnamesi)
Allahlık demek
Sual: Ahmak insanları kötülemek maksadıyla (Allahlık Ali Bey) diyorlar. Bu şekilde söylemek sövgü olur mu?
CEVAP
Evet, sövgü olur. Eğer, (Sırf Tanrı’ı düşünür, dünyaya ehemmiyet vermez) anlamında söylenirse sövgü olmaz.
Hareket de Tanrı’tandır
Sual: (Rızık Tanrı’tandır, fakat kulun da hareket etmesi gerekir) demek, niye sövgü oluyor?
CEVAP
Hareket de Tanrı’tan olduğundan, sövgü oluyor. (Birgivi vasiyetnamesi)
İnsanların işleri yalnız irade-i cüziyye ile meydana gelmez. Doğrusu insanoğlunun her istediği vücuda gelmez. Allahü teâlânın da, yalnız kendi iradesiyle yaratması âdeti değildir. İnsan irade eder, hareket etmesini ister, kudretini kullanır. Allahü teâlâ da irade ederse, iş meydana gelir. (Berika)
Cansız maddelerin hareketleriyle, insan ve hayvanların istemli, istekli hareketleri içinde şu ayrılık vardır ki, kullar bir şeyi yapmayı tercih edince ve dileyince, Allahü teâlâ da dilerse, kulu harekete geçiriyor ve yaratıyor. Kulun hareket etmesi kulun elinde değildir. (İtikadname)
Sövgü sözler
Sual: Mezhepsiz bir yazar, (Tanrı’ın oğlu gelse, elimdekini alamaz), (Bu serseri, Tanrı’ı yakalasa, iyi bir dayak çeker), (Bu hain, Tanrı’tan süratli koşacağını sanıyor), (Tanrı gökte şahidimdir) şeklinde sözler ediyor. Bu şekilde söylemek sövgü değil midir?
CEVAP
Normal olarak küfürdür. İslam âlimleri, (İnsanlara ilişik sıfatları Tanrı’a vermek küfürdür) buyuruyorlar.
Doğmak, doğrulmak, oğlu, kızı olmak insanlara mahsustur. Bunun için, (Tanrı’ın oğlu gelse) demek sövgü olur. Bu tarz şeyleri mecaz olarak da söylemek caiz değildir.
Yakalanmak, dayak yiyecek şeklinde şeyler insanlara mahsustur. (Tanrı’ı yakalasa dayak çeker) demek sövgü olur.
Koşmak, yürümek, gidip gelmek şeklinde sıfatlar insanlara mahsustur. Allahü teâlâ bu şekilde şeylerden münezzehtir. (Tanrı’tan süratli koşamaz) demek de küfürdür.
Tanrı mekândan münezzehtir. Tüm mekânları o yaratmıştır. (Tanrı göktedir) demek sövgü olur. (Miftah-ül Aden)
Cimrilerin Tanrı’ı demek
Sual: Fazlaca cimriye, (Cimrilerin Tanrı’ı), oldukça yalan söyleyene, (Yalancıların Tanrı’ı), oldukça hırsızlık yapana, (Hırsızların Tanrı’ı) deniyor. Bu şekilde söylemek sövgü değil midir?
CEVAP
Normal olarak küfürdür. İnsana Tanrı denmez. Hattâ cömertlere, (Bu cömertlerin Tanrı’ı) demek de aynı şekilde küfürdür. Kötüler için, (Cimrilerin kralı), (Yalancıların kralı) denebilir. Fazlaca cömertler için de, (Cömertlerin piri) yada (Cömertlerin şahı) denebilir. Kral, genel anlamda gayrimüslimler için kullanılır, Müslümanlar için kullanılması hoş değildir.
Ateist Nietzsche
Sual: Yamuk kimselerin övdüğü Pakistanlı Muhammed İkbal’in, ateist Nietzsche için, (Mevlana Celaleddin Rumi şeklinde büyük bir zattır) söylediği bildiriliyor. Yerli mezhepsizler de, bu ateisti sevip övüyorlar. Ateisti bu şekilde sevip övmek sövgü olmaz mı?
CEVAP
Hubb-i fillah ve buğd-i fillah, İslamiyet’in temelidir, esasıdır. Tanrı düşmanı olan kâfirleri sevip, bu şekilde övmek küfürdür.
(Mezhebin görüşü) demek
Sual: Mezhepsizler tarafınca oldukça kullanılan (İslam’ın görüşü), (Mezhebin görüşü), (İslam’ın tevhid görüşü), (Kur’anî görüş), (Tanrı’ın görüşü), (Tanrı’ın düşüncesi) şeklinde tâbirleri kullanmak caiz midir?
CEVAP
Görüş de, fikir de insanoğlu için kullanılır. Tanrı için, İslam için ve Kur’an için kullanılmaz. Bu şekilde kullanmanın sövgü bulunduğunu İslam âlimleri bildirmişlerdir.
(İslamî görüş), (İslam düşüncesi) denmez. (İslamî hükümler) denir. Bundan dolayı İslam bir görüş, bir fikir değil, ilahî hükümler topluluğudur. Mezhepsizler tarafınca oldukça kullanılan (İmam-ı a’zamın görüşü), (Hanefî mezhebinin görüşü) demek de yanlıştır. İmam-ı a’zamın ictihadı denir. Müctehidin ictihadı dinî hükümdür. Hata olsa bile sevab verilen, amel edilmesi ihtiyaç duyulan bir hükümdür. Bayağı birinin sözü şeklinde buna görüş diyerek, basite almak oldukça yanlıştır. (Mezhebin görüşü) de denmez, (Mezhebin hükmü) denir. Ehl-i sünnet olanlar mezhepsizlerin ifadelerini kullanmamalıdır.
Tanrı’tan hesap sormak
Sual: Bir ilahiyatçı, (Tanrı beni kel yarattı, yarın âhirette bunun hesabını ondan soracağım) diyor. Tanrı’a ve âhirete inandığına bakılırsa, bu hiç kimseye dinsiz denmezse de, (Tanrı yanlış iş yapmış oldu, beni kel yarattı, hesap soracağım) demekle, Tanrı’ta noksanlık bulması sövgü değil midir?
CEVAP
Evet küfürdür. Kâfir, yalnız Tanrı’a inanmayana denmez. Tanrı’ın bir emrini beğenmeyen de kâfir olur. İblis, Tanrı’a inanılmış olduğu hâlde, Tanrı’ın bir emrini beğenmediği için kâfir oldu. Bunun için, (Tanrı’tan hesap soracağım) demek de sövgü oluyor. Bundan dolayı Tanrı’a inanan, Tanrı’ın azabının oldukça şiddetli bulunduğunu, Allahü teâlânın hesap sorulacak bir merci olmadığını, aksine hesap soran tek merci bulunduğunu bilir ve kesinlikle ağzını açamaz. Bazı ateistler, (Biz Cehenneme gitmek isteriz, şundan dolayı orası dansözlerle, mankenlerle doludur) derler. Doğrusu onlar, Cehenneme inandıkları için değil, alay etmek için bu şekilde söylüyorlar. İlahiyatçı da, aynı düşüncededir. Felsefeci Ömer Hayyam da şu şekilde der:
Sen hesaba çekmeden, ben sorgularım seni,
Ey Tanrı, hangi suçum için öldürdün beni?
Yalnızlık Tanrı’a mahsus
Sual: (Yalnızlık Tanrı’a mahsustur) demek sövgü olur mu?
CEVAP
Sövgü olmaz, fakat burada niyet de önemlidir. Bu şekilde söylemekle neyi kast ediyor? (Tanrı tektir, yardımcısı yoktur, hiç kimseye ihtiyacı olmaz) anlamında söyleniyorsa mahzuru olmaz. Hâşâ (Tanrı, gökte yalnız bir yerde duruyor yada başka bir yerde yalnız duruyor) şeklinde düşünülüyorsa, normal olarak sövgü olur. Allahü teâlâyı yaratıklara, insanlara benzetmek, ona yer atama etmek, (Falanca yerde oturuyor yada duruyor veya geziyor) şeklinde bir şey söylemek sövgü olur. Allahü teâlâ mekândan münezzehtir. (Gökte, Arşta yada başka yerde) denmez. Hattâ (Her yerde) bile denmez. (Her yerde) demekle de, gene ona mekân atama edilmiş olur.
Tanrı’ı cisim sanmak
Sual: Dinde reformcu biri, hâşâ, (İmansızlar, Tanrı’ı ellerine geçirseler meydan dayağı atarlar) diyor. Tanrı’ı bu şekilde cisim olarak göstermek sövgü değil midir?
CEVAP
Her şeyin yaratanı, sahibi yüce Tanrı hakkında bu şekilde çirkin ifade kullanmak normal olarak küfürdür.
Günahı hepimiz kendi işler
Sual: Amentü’de bildirildiği şeklinde, hayrı da, şerri de yaratan Tanrı olunca, (Sevab yada günah kazanmak da bizim elimizde olmuyor) diye inanmak sövgü olur mu?
CEVAP
Normal olarak sövgü olur. Bu şekilde inanmak Cebriyye adlı dalalet fırkasının görüşüdür. Cebriyye fırkası, (Tanrı her işi zorla yaptırır. İnsan kaderine mahkûmdur. Asla kimse, işlediği günahtan sorumlu değildir) der. Bu da oldukça yanlıştır. Hepimiz yaptığından mesuldür. İyilik eden mükâfatını, fenalık eden cezasını görür. Zerre kadar hayır ve şer işleyen, karşılığını alır. (Tekvir 14, Zilzal 7,8)
Elin, ayağın titremesiyle, kendi isteğiyle hareket ettirmek farklıdır. Biz günahı da sevabı da kendi irademizle işliyoruz. Tik şeklinde, kendiliğinden günah sevab işlenmiyor.
Meyhaneye gidip içki içen kendi iradesiyle yapmıyor mu? Hâşâ bunu Tanrı zorla mı yaptırıyor? Suçu Tanrı’a yüklemek ne kadar yanlıştır. Camiye gidip namaz kılan da kendi iradesiyle kılıyor. Fakat insana iyilik ve fenalık etme enerjisini veren de Allahü teâlâdır. Sözgelişi bakkala gidip helva yada içki isteyince, bakkal vermese alabilir miyiz? Fakat biz gidip istemezsek bakkal da zorla vermez, Bakkal verdi diye suçu bakkala yüklemek yanlış olur. Helva istemek yada içki istemek benim elimde değil demek de oldukça yanlıştır.
Cebriyye fırkası, sanki zorla veriyormuş şeklinde suçu bakkala yüklerken, Mutezile fırkası bakkalı aradan çıkarıyor, (Gidip kendim aldım, insan kendi işini yaratır) diyor. Her ikisi de yanlış ve küfürdür. Onun için bid’at ehli Cehenneme gider. Eğer zerre kadar imanı var ise, cezasını çektikten sonrasında Cennete girer. Fakat bu kadar İslamiyet’e zıt görüşleri olanların imanla ölmeleri oldukça zor olsa gerek. Onun için Ehl-i sünnet itikadından zerre kadar sapmamalıdır.
Ateiste şefaat
Sual: (Hocamıza şefaat yetkisi verilirse, âhirette filanca ateiste şefaat edecek) deniyor. Ateiste şefaat edilir mi?
CEVAP
Kesinlikle şefaat edilmez. Resulullah efendimize bile, bu şekilde bir şefaat yetkisi verilmemiştir. Şefaat, imanı olanlaradır. Hattâ inanç etse de, ateistliğine tevbe etmiş olduğu bilinmeyen şahıs için, o şekilde demek caiz olmaz. Bundan dolayı iki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Şefaat edicilerin şefaati, onlara [kâfirlere] yarar vermez.) [Müddesir 48]
(O gün zâlimler için, ne sevecen bir dost, ne de sözü dinlenir şefaatçi vardır.) [Mümin 18]
Allahü teâlâ, (Şefaat yoktur) derken, (Şefaat eder) demek, Tanrı’ı yalancı çıkarmak olur. Sözgelişi bir kadının gayrimüslimle evlenmesi caiz değildir, küfürdür. Bunun aksini söylemek sövgü olduğu şeklinde, (Ateiste şefaat edilir) demek de küfürdür. Bundan dolayı Allahü teâlâ yalancı çıkarılmaktadır. Tanrı, (Olmaz) derken, (Olur) demek ne kadar çirkindir. İbadetlerden ilkin, küfre düşürücü söz ve işleri öğrenmelidir. Bir kimsenin hocasının bu şekilde küfre düşmesini beğenmesi de sövgü olur.
Bazı sövgü sözler
Sual: Ekteki sözleri söylemek küfre kısaca kâfirliğe sebep olur mu?
CEVAP
Bunlardan sövgü olanların hepsini Fetâvâ-i Hindiyye’den alarak aşağıya çıkardık:
1- Kur’andaki yedullah, vechullah tâbirleri için, (Bunlar, Tanrı’ın uzuvlarıdır) demek. Doğrusu (Tanrı’ın eli ve yüzü vardır) demek.
2- (Tanrı, susturamıyor senin dilini, ben iyi mi susturayım) demek.
3- (Seni Tanrı’tan daha oldukça seviyorum) demek.
4- Allahü teâlâ için, mekân isnat etmek, sözgelişi, (Tanrı’ın olmadığı, boş bir yer yoktur. Tanrı, göktedir, yukarıdadır, alttadır, gökten yada Arş’tan bizi görüyor) şeklinde sözler söylemek.
5- (Tanrı, Cennette olacak ve müminler de Tanrı’ı Cennette görecektir) diyerek Tanrı’a mekân isnat etmek. [Allahü teâlâyı müminler Cennette, cihetsiz olarak, karşısında bulunmayarak ve nasıl olduğu anlaşılmayarak görecektir. Bu şekilde inanmak lazımdır.]
6- (Peygamberler günah işleyebilir) demek.
7- Peygamber için, bayağı biri şeklinde, (Şu adam, o adam) demek. [Hintli Hamidullah, Peygamber efendimiz için (Bu adam) tâbirini kullanmıştır. İslam Peygamberi adlı kitabında, (Kırkında bu tecrübeli adam, kavmini ıslaha girişim etti) diyor. (s. 34)]
8- Hazret-i Ebu Bekir yada Hazret-i Ömer’e sövmek ve onlara nalet etmek.
9- Mutezile şeklinde, (Tanrı dünyada görülmediği şeklinde, âhirette de görülmez) demek.
10- Mütevatir olan hadisleri inkâr etmek.
11- Def, kaval [veya başka çalgı] çalarak Kur’an okumak.
12- (Fazlaca Kur’an okudum, benden günahı kaldırmadı) demek.
13- Birine (Namaz kıl!) denince, (Sen namaz kıldın da ne oldu) demek. (Fetâvâ-i Hindiyye)
(Cennete gideceğiz) demek
Sual: Bir zamane hocası, yandaşlarına, (Ben de, siz de, normal olarak ölen şu bebeğin gittiği yere, kısaca Cennete gideceğiz) diyor. Cennete gideceklerini bu şekilde kati söylemek sövgü değil mi?
CEVAP
Aşere-i mübeşşereden başkalarına güvence cennetlik denmez. Dinimizde Tanrı’ın rahmetinden umut kesip, (Biz güvence cehennemliğiz) demek sövgü olduğu şeklinde, (Biz güvence cennetliğiz) demek de küfürdür. Allahü teâlâdan korkmalı ve rahmetinden ümidini kesmemeli, kısaca beyn-el-havfi ver-reca [korkuyla ümit arasında] olmalıdır. İkinci bir husus ise, her çocuğun muhakkak Cennete gideceği de kati değildir, şundan dolayı bu hususta âlimlerimizin değişik kavilleri vardır.
(İnşallah Cennette buluşacağız) denebilir. Temenni ayrı, kati konuşmak ayrıdır.
Mecûsî başlığı
Sual: Mecûsîlerin giydirilmiş olduğu başlığı kullanmak sövgü olur mu?
CEVAP
Din kitaplarında deniyor ki:
Mecûsîlere mahsus kalensüveyi, başlığı, dinin bildirdiği zaruretler hariç, kullanmak, sövgü olur. (Hindiyye)
Sual: Bir kimse, “ben kaybolanları, çalınanları bilirim” dese, bu kimsenin imanına bir zarar gelir mi?
Yanıt: Bir kimse; “Ben çalınanları ve kaybolanları bilirim” dese, bunu söyleyen ve buna inanan kâfir olur. Bana cin haber veriyor dese, gene kâfir olur. Peygamberler ve cinniler dahi gaybı bilmezler. Gaybı, sadece Allahü teâlâ bilir ve bir de Onun bildirdikleri bilir.
Sual: Günah işleyen hiç kimseye, “tövbe et” denildiğinde, o da reddederse, imanına bir zarar gelir mi?
Yanıt: Bir şahıs, ufak günah işlese, birisi de ona “tövbe et” dese, o kimse de, “ne işledim ki tövbe edeyim” dese, imanı gider.
Sual: Gıybet, dedikodu meydana getiren bir hiç kimseye, “bunu yapma günahtır” diye uyarma edildiğinde, o da, “bu da bir şey mi ki” diye yanıt verse, bu kimsenin imanına bir zarar gelir mi?
Yanıt: Bir kimse, birinin gıyabında bir şey söylese, dedikodusunu yapsa, yanında bulunanlar da, gıybet etme dese, buna karşı o kimse de, bu bir şey midir dese, bunu söyleyenin imanı gider. Bundan dolayı bu hareketiyle, haramı hafife almış, harama önem vermemiştir.
Noel gecesini kutlamak
Sual: Hıristiyanların ve öteki gayr-i müslimlerin, mukaddes kabul ettikleri gün ve geceleri Müslümanların kutlamalarında sakınca var mıdır?
Yanıt: İslâmiyette, güneş yılının ayları içinde sayılı bir kutsal gün, bir gece yoktur. Nevruz, Noel gecesi, Müslüman olmayanlar içinde kıymetli sayılır. Dürr-ül-muhtârda deniyor ki:
“Nevruz ve Mihrican günleri şerefine bir şey vermek caiz değildir. Bu günlerin isimlerini söyleyerek yada niyet ederek bir şey armağan etmek haramdır. Eğer bu günlere kıymet vererek yaparsa, kâfir olur. Bundan dolayı bu günlere müşrikler kıymet vermektedir. Ebül Hafs-ı kebîr diyor ki: Bir kimse Allahü teâlâya elli yıl yakarma etse, sonrasında bir müşrike, Nevruz günü şerefine yumurta armağan etse, kâfir olur. Yapmış olduğu ibadetlerin sevapları yok olur. Eğer bir Müslümana armağan eder ve bu güne kıymet vermezse, âdete uyarak verirse, kâfir olmaz. Fakat, tehlikeden kurtulmak için bigün öncesinden yada sonradan vermelidir. Başka günlerde almadığını, o gün satın alırsa, o güne kıymet vermiş ise kâfir olur. Kıymet vermeyip, yalnız yiyecek içmek niyet etmiş ise, kâfir olmaz.”
İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Kâfirlerin âdetlerini, kâfirlik alametlerini yapıyorlar. Bilhassa, çiçek hastalığı zamanında, bu bela, iyilerinde de, fenalarında da görülüyor. Bu şirkten kurtulabilen ve kâfirlik alametlerinden birini yapmayan hanım, oldukça azdır. Hinduların bayram günlerine, ateşe tapınanların Nevruz günlerine, Hristiyanların Noel gecelerine ve öteki paskalyalarına saygı etmek, onların âdetlerini, onlar şeklinde yapmak, şirk olur, küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve kâfirler şeklinde, birbirlerine armağan gönderiyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir. Sûre-i Yusuftaki âyet-i kerimede mealen; (Biz, Allahü teâlânın varlığına, birliğine, her şeyi yaratan O olduğuna inandık, Müslüman olduk diyenlerin bir çok, başkalarına yakarma ve itaat ederek ve daha birçok hareketleri ve sözleri ile, müşrik oluyorlar) buyuruldu.”
Büyük Kostantin putperest iken, Hristiyanlığı kabul etmiş ve putperestlikten de birçok şeyi Hristiyanlığa sokturmuştur. Noel gecesinin yılbaşı olmasını da kabul ettirmiş, böylece yeni bir Hristiyanlık dini kurulmuştur.
Sual: Din bilgilerinden hepimiz için lazım olanları öğrenmemenin, dinimiz açısından hükmü nedir?
Yanıt: İman edilecek şeyleri ve farzlardan, haramlardan meşhur olanları, lüzumu kadar öğrenmek, her Müslümana farzdır. Bu tarz şeyleri öğrenmemek haramdır. Bu detayları işitip de, öğrenmeye önem, ehemmiyet vermemek ise sövgü olur, imanı giderir.
Sual: Bir kimse, dinin komut ve yasaklarını öğrenmez, öğrenmeye ve bunlara uymaya önem vermezse imanı gider mi?
Yanıt: Adam olsun, hanım olsun, her insanoğlunun, her sözünde, her işinde, Allahü teâlânın emirlerine, kısaca farzlara ve yasak ettiklerine, haramlara uyması lazımdır. Bir farzın yapılmasına, bir haramdan sakınmaya önem vermeyenin imanı gider, kâfir olur.
Sual: Bazı kimseler, “git Tanrı babadan iste” diyor. Bu şekilde söylemek imanı giderir mi?
Yanıt: “Tanrı baba” diyenin imanı gider, kâfir olur.
Sual: İslâmiyetin saygı gösterilmesini emrettiği herhangi bir emrine, saygısızlık etmek, insanoğlunun imanını giderir mi?
Yanıt: Mevzu ile ilgili olarak Birgivî vasıyyetnâmesi şerhinde deniyor ki:
“Zünnar denilen papaz kuşağını bağlamak, haç, salip denilen birbirine dik kesişen iki çubuğa tapınmak, boynuna asarak saygı etmek ve İslâmiyeti bildiren din kitaplarından birini tahkir etmek, İslâm âlimlerinden birini alay etmek ve küfre sebep olan bir söz söylemek, yazmak ve saygı etmemiz emrolunan bir şeyi tahkir ve tahkir etmemiz emrolunan bir şeyi tazim etmek küfürdür, imanı giderir. Büyük günah işleyen, bunun fena bulunduğunu düşünür, yaptığına pişman olur, Allahü teâlâdan utanırsa, imanı gitmez, kâfir olmaz. Bu günahına tövbe eder, Allahü teâlâdan af dilerse, affolur. Tövbe etmeden ölürse, Allahü teâlâ dilerse, gene affeder, dilerse, günahı kadar azap edip, sonrasında Cennete kor. Fakat imansız olarak ölen, ahirette asla affolunmayacak, Cehenneme gidecektir.”
Sual: Haramlara ehemmiyet vermeyenlerin, sakınmayanların imanı gider, Müslümanlıktan çıkarlar mı?
Yanıt: İslâmiyetin haram etmiş olduğu şeylerden kaçınmak, her Müslüman için lazımdır. Haramın haram olmasına önem vermeyen kısaca Allahü teâlânın yasak etmesine aldırış etmeyen yada bu tarz şeyleri beğenen, ne güzel diyen kafir olur. Allahü teâlânın haram etmesine önem verip, kabul edip de, nefsine yenik olarak, aldanarak, bu tarz şeyleri meydana getiren ve sonrasında akıllarını toparlayıp pişman olanlar kâfir olmaz, imanlarını kaybetmezler. Bu şekilde kimselere asi, fasık, günahkâr denir. Bunlar, günahları sebebiyle, bir ihtimal Cehenneme girip cezalarını çekerse de, Cehennemde sonsuz kalmayacaklar, çıkıp Cennete kavuşacaklardır.
Sual: İmanın gitmesine sebep olan bir şeyi bilmeden yapınca yada söyleyince, inanç gider mi?
Yanıt: Küfre sebep olan bir işi, bilerek yapmak sövgü olur. Bilmeyerek yapınca da sövgü olur diyen âlimler çoktur.
Sual: Allahın sevdiklerini sevmemek, insanoğlunun imanını giderir mi?
Yanıt: Mevzu ile ilgili olarak Miftâh-ul Aden kitabında deniyor ki:
“Allahü teâlânın sevilmiş olduğu kimseyi sevmemek ve İslâmiyeti bozmak için uğraşanları sevmek, son nefeste imansız gitmeye sebep olur.”
Sual: Namaz kılmanın farz olduğuna inanmak, imanın şartı mıdır, eğer o şekilde ise buna inanmayan bir kimsenin imanı gider mi?
Yanıt: Namaz kılmak, imanın şartı değil ise de, namaz kılmanın farz olduğuna inanmak, imanın şartıdır. Bu sebeple namazın farz olduğuna inanmayanın imanı gider.
Sual: “Tanrı gökte bizlere bakıyor, benim şahidimdir” yada “Tanrı baba” demenin imana bir ziyanı olur mu?
Yanıt: “Allahü teâlâ, gökte benim şahidimdir” dese, imanı gider, kâfir olur. Zira Allahü teâlâya, mekân, belli bir yer isnat etmiş olur. Oysa Allahü teâlâ, mekândan beridir, uzaktır. “Tanrı baba” diyenin de imanı gider, kâfir olur. Mahluklar kısaca yaratılmışlar için kullanılan baba, anne, mimar şeklinde kelimeler, Allahü teâlâ için kullanılmaz.
Sual: Din bilgilerini ve âlimleri kötülemek de imanı giderir mi?
Yanıt: İslâm bilgilerine inanmamak, bu tarz şeyleri ve din âlimlerini aşağılamak da, küfr-i cühûdî olur, kısaca direnme ederek inkar olur.
Sual: Farzları, sünnetleri beğenmemek imanı giderir mi?
Yanıt: Farzları, sünnetleri, beğenmemek, sövgü olur, imanı giderir.
Sual: Günah olan şeyleri sevmek, beğenmek, imana zarar verir mi?
Yanıt: Küfrü, haramları, mekruhları sevmek, beğenmek, imanı giderir.
Sual: Bir Müslüman, imanı gideren bir sözü, hiçbir fakirlik olmadan söylerse, imanı gider mi?
Yanıt: Allahü teâlâya mahsus olan sıfatlara ülûhiyyet, ilahlık sıfatları denir. Akaid ve fıkıh kitaplarının çoğunda, sözgelişi Dürerde deniyor ki:
“Bir kimse, kalbi inanç ile dolu olduğu hâlde, küfre sebep olan bir şeyi, fakirlik olmadan, kısaca isteyerek söylerse, imanı gider, kâfir olur. Kalbindeki imanın faydası olmaz. Bundan dolayı, bir kimsenin kâfir olduğu sözünden anlaşılır. Küfre sebep olan şeyi söyleyince, insanoğlu içinde da, Allahü teâlâ yanında da kâfir olur.”
Sual: Gayr-i müslimlerin ibadetlerini onlar şeklinde yapmak, imanı giderir mi?
Yanıt: Kâfirlerin ibadetlerini, yakarma olarak yapmak, sözgelişi kiliselerinde çaldıkları org şeklinde çalgıları ve çanları camilerde çalmak ve İslâmiyetin kâfirlik alameti saydığı şeyleri, fakirlik, cebir, zorlama olmadan kullanmak sövgü olur, imanı giderir. Birgivî vasıyyetnâmesinde; “Kafirlerin yakarma olarak yaptıklarını meydana getiren ve kullanan kâfir olur” denmektedir.
Sual: “Tanrı gökte şahidimdir” diyenin, imanı giderir mi?
Yanıt: Bir kimse, “Allahü teâlâ, gökte benim şahidimdir” dese, kâfir olur. Zira Allahü teâlâya, mekân isnat etmiş olur. Allahü teâlâ, mekândan beridir.
Sual: Din bilgilerini öğrenmeye ehemmiyet vermeyenin imanı gider mi?
Yanıt: İmanı, helali, haramı, farzları, güzel terbiye bilgilerini, lüzumu kadar öğrenmek farzdır. Öğrenmeyip bilgisiz kalan farzı terk etmiş olur. Öğrenmeye lüzum görmeyen, önem vermeyenin imanı gider.
Sual: Abdestsiz bulunduğunu bilerek namaz kılanın imanı gider mi?
Yanıt: Abdestsiz bulunduğunu bilerek namaz kılmak ve sünnet olan bir işi beğenmemek de sövgü olur.
Sual: Şartlarına uygun olarak okunan ezan ile alay eden kimsenin, imanı tehlikeye girer mi?
Yanıt: Sünnete uygun olarak okunan ezan ile alay eden, beğenmeyen, söz ile, hareket ile, hakaret edenin imanı gider.
Sual: Müslüman bulunduğunu söyleyen bir kimse, dinin komut ve yasakları için “ben onları bilmiyorum, öğrenmek de istemem” dese imanı gider mi?
Yanıt: Miftâh-ul Aden kitabında; “İslâmiyeti bilmiyorum yada istemem dese, imanı gider, kâfir olur” denmektedir.
Sual: Tefsir ve fıkıh kitaplarına saygınlık etmeyen, bunlarla alay eden kimsenin imanı gider mi?
Yanıt: Miftâh-ul Aden kitabında; “Biri diğerine, gel İslâm âlimine gidelim yada fıkıh, ilmihal kitabını okuyup öğrenelim dese, o da, ben bilimsel ne yapayım dese, imanı gider, kâfir olur. Zira, bilimsel istihfaftır, hafife almaktır. Tefsir ve fıkıh kitaplarına hakaret eden, bu tarz şeyleri beğenmeyen, kötüleyen kimsenin imanı gider, kâfir olur” denmektedir.
Sual: Bir kimse, İslâm âlimlerinden herhangi birisine yada evliyaya sövse, hakaret etse, bu kimsenin imanına bir zarar gelir mi?
Yanıt: Bu mevzuda Miftâh-ul-Aden kitabında deniyor ki:
“Bir kimse, bir âlime buğzetse yada sövse, bu yapmış olduğu sebepsiz ise, o kimsenin küfründen korkulur.” Doğrusu imanı gidebilir.
Sual: Kendisinin yada başkasının kâfir olmasını isteyen bir kimsenin, imanı gider mi?
Yanıt: Kâfir olmayı isteyen bir kimse, buna, kâfir olmaya niyet etmiş olduğu anda, imanı gider, kâfir olur. Başkasının kâfir olmasını isteyen kimse, küfrü beğenmiş olduğu için istiyorsa, kâfir olur. Fena, zalim olduğundan, zulmünün cezasını Cehennem ateşinde çekmesi için istiyorsa, kâfir olmaz. Küfre sebep olduklarını bilerek ve arzusu ile sövgü kelimelerini söyleyen kâfir olur. Bilmeyerek söylüyorsa, âlimlerin çoğuna bakılırsa gene kâfir olur. Küfre sebep olmayan kelime söylemek isterken, şaşırarak, küfre sebep olanı söylerse kâfir olmaz.
Sual: Aralarındaki bir meseleyi çözmek için, gel din kitaplarına bakalım, orada iyi mi bildirilmiş ise o şekilde yapalım denilen kimse, benim İslâmiyetle alakam yok dese, imanına zarar gelir mi?
Yanıt: İslâmiyete de müracaat edelim diyene, İslâmiyet ile işim yoktur diyenin, imanı gider, kafir olur. İmanını ve nikahını tecdid etmesi, yenilemesi lazım olur.
Sual: Din bilgilerine inanmamak, aşağılamak imanı giderir mi?
Yanıt: İslâm bilgilerine inanmamak, bu tarz şeyleri ve din âlimlerini aşağılamak da, sövgü olur, imanı giderir.
Bir önceki yazımız olan Küfre düşen ne yapmalı? başlıklı makalemizde kufre ve yapmal hakkında bilgiler verilmektedir.