CEVAP
Kesinlikle öyleki bir şey yok. Bu tamamen dinimize aykırıdır. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Normal olarak, ehl-i kitap [Yahudi veya Hristiyan] olsun, müşrik olsun, tüm kâfirler Cehennem ateşindedir. Orada ebedî bırakılırlar. Onlar insanların en kötüsü, en şerlileridir.) [Beyyine 6; Kurtubi tefsiri]
Görüldüğü şeklinde, ehl-i kitabın doğrusu Yahudi ve Hristiyanların da kâfir oldukları, burada açıkça bildiriliyor. (İnsanların en kötüsü) ve (Cehenneme gidecek) denen kimselerle ortaklaşa iş yapılır mı asla? Allahü teâlâ, kâfirlerin birbirinin dostu bulunduğunu, onları dost edinmemek icap ettiğini açıkça bildiriyor. Bir âyet-i kerime meali:
(Ey inanç edenler, Yahudileri de, Hristiyanları da dost edinmeyin! Onlar, [İslam’a olan düşmanlıklarında] birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan [kâfir] olur. Allahü teâlâ, [kâfirleri dost edinip, kendine] zulmedenlere hidayet etmez.) [Maide 51]
İslamiyet erişince, Hristiyanlık ve önceki tüm dinler nesh edilmiş, yürürlükten kaldırılmıştır. Hakiki Hristiyanlık da olsa, hakiki İncil ve Tevrat da bulunsa, bunlar artık geçerli değildir. Hakikisi geçerli olacak olsaydı, Allahü teâlâ İslamiyet’i göndermez, (Hakiki İsevilik şudur, İsevi dinine devam edin) derdi. Bu şekilde demeyip, (Hak din, yalnız İslamiyet’tir) buyurdu. (İslamiyet’ten başka din, kabul etmem) buyurdu. İslamiyet’in hükmünüyse, kıyamete kadar geçerli kıldı.
Hristiyanlar, tahrif edilmeyen İncil’i bulsalar, aynen İsa aleyhisselamın bildirdiği şeklinde yakarma etseler de, Muhammed aleyhisselamı hak peygamber ve Müslümanlığı hak din olarak kabul edip Müslüman olmadıkları müddetçe, sövgü suretiyle olurlar. Şu sebeple imanın altı şartından biri, tüm peygamberlere inanmaktır. Birini kabul etmeyen kâfir olur. Ehl-i kitab kâfirdir. Hoş gören çıksa da, kâfirlik asla hoş görülmez.
İsa aleyhisselam erişince, zemzemle şarabı, Hristiyanlarla Müslümanları birleştirmeyecek, aksine Hristiyanlığı ortadan kaldıracak, İslamiyet’in bir ferdi olarak Müslümanlığı yayacaktır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(İsa, benim dinim üstüne gelir.) [İ. Ahmed]
(İsa, âdil bir yargıcı olarak gökten inecek, haçı kıracak [Hristiyanlığı kaldıracak], domuzu öldürecek [domuz etini yasaklayacak], İslam’dan başka şeyi yasaklayacaktır.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Ebi Şeybe]
(Vallahi Meryem’in oğlu âdil bir yargıcı olarak inecek, haçı parçalayacak, domuzu öldürecek, kin, nefret ve haset ortadan kalkacaktır.) [Müslim]
Hakiki İncil’de Muhammed aleyhisselamın üstünlüklerini gören Hazret-i İsa, onun ümmetinden olmak için oldukça yalvardı, yakarma etti ve duası kabul edildi. Allahü teâlâ, Onu diri olarak, göğe yükseltti. Kıyamete yakın, Muhammed aleyhisselamın ümmeti olmak için yeryüzüne inecek, onun dinine uyacak ve onu yayacak, Hristiyanlık ve Yahudilik şeklinde bozuk dinleri kaldıracaktır. (H. L. O. İman)
Kitab-ül-vefa fi-fedail-il-Mustafa kitabında şöyleki yazıyor: Bigün Ka’bül-Ahbar, bir Yahudi âliminin ağladığını görmüş oldu. (Niçin ağlıyorsun?) diye sordu. Yahudi âlim söylemedi. Ka’b, (İstersen seni ağlatan şeyleri sana söyleyeyim) dedi. Yahudi âliminin, (Söyle) demesi üstüne, şöyleki dedi: (Musa aleyhisselam Tevrat’tan okuyarak: “Yâ Rabbi! Ben bir ümmet gördüm ki, onlar ümmetlerin hayırlısıdır. İman etmeleri için insanlara emr-i maruf ve nehy-i münker yaparlar. İlk ve son kitaba inanırlar. Deccal ile savaşırlar. Bu tarz şeyleri bana ümmet eyle” dedi. Allahü teâlâ, “Yâ Musa, Onlar Ahmed’in ümmetidir” buyurdu.) Bu tarz şeyleri dinleyen Yahudi âlimi, (Doğru söyledin yâ Ka’b) diyerek, onu onaylama etti. Ka’b dedi ki: (Musa aleyhisselam, “Yâ Rabbi, o ümmet, oldukça hamd eder. Bir iş yapmak isteyince inşallah derler. Onları bana ümmet eyle” dedi. Allahü teâlâ, “Yâ Musa, Onlar Ahmed’in ümmetidir” buyurdu.) Yahudi âlimi, (Doğru söyledin ya Ka’b) dedi. Gene Ka’b şöyleki devam etti: (Musa aleyhisselam Tevrat’a bakıp, “Yâ Rabbi, ben bir ümmet görüyorum ki, onlar yükseğe çıksa tekbir getirirler, alçak yere inseler hamd ederler. Onlar için yeryüzünün toprağı temiz kılındı. O toprakla necasetten ve hadesten, cünüplükten, suyla temizlendikleri şeklinde temizlenirler. Yeryüzü onların mescitleridir. Kısaca, nerede dilerlerse, orada yakarma ederler. Onları bana ümmet eyle” dedi. Allahü teâlâ, “Yâ Musa, Onlar Ahmed’in ümmetidir” buyurdu.) Yahudi âlimi, (Doğru söylüyorsun ey Ka’b) dedi. Gene şöyleki söyledi: (Musa aleyhisselam, Tevrat’ta görerek, “Yâ Rabbi, bir ümmet ki, onların Mushafları kalblerindedir. Namaz kılarken melekler şeklinde saf tutarlar. Mescitlerinde bal arısı şeklinde sesleri işitilir. Onlardan pek azı Cehenneme gider. Onları bana ümmet eyle” diye arz edince, Allahü teâlâ, “Yâ Musa, Onlar Ahmed’in ümmetidir” buyurdu.) Yahudi âlimi, (Doğru söyledin yâ Ka’b) dedi. Musa aleyhisselam, Muhammed aleyhisselamın ümmetine verilen hayırları görünce, Onun ümmetinden olmak istedi. Allahü teâlâ onu teselli etti. (Şevahid-ün-nübüvve)
Dünyaya gelmiş olan 124 binden fazla Peygamberin en büyükleri, Muhammed aleyhisselama tâbi olmayı istemiştir. Musa aleyhisselam, Onun zamanında bulunsaydı, O büyüklüğü ile birlikte, Ona tâbi olmayı istedi. İsa aleyhisselamın gökten inip, Onun dini yolunda yürüyecektir. Onun ümmeti olan Müslümanlar, Ona tâbi oldukları için, tüm insanların hayırlısı ve en iyileri oldu. Cennete gireceklerin bir çok bunlar oldu ve Cennete herkesten ilkin gireceklerdir. (S. Ebediyye)
İslamiyet erişince, önceki tüm dinleri nesh etmiş, yürürlükten kaldırmıştır. İki dinli insan olmaz. Bir insan ya Müslüman’dır yada Musevi’dir veya İsevi’dir. Musevi Müslüman, İsevi Müslüman olmaz. Müslüman olmak için, bozuk, bâtıl dinlerden, doğrusu küfürden kaçınmak da şarttır.
Hazret-i Mehdi’yi ve Hazret-i İsa’yı hepimiz tanımaz demek de doğru değildir. O zamanki Müslümanlar, her ikisini de tanıyacaktır. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Mehdi’nin başı hizasında bir bulut olacak, buluttan bir melek, “Bu Mehdi’dir, sözünü kulak verin” diyecektir.) [Ebu Nuaym]
(İsa, Mehdi’nin arkasında namaz kılacaktır.) [İbni Hacer-i Mekki]
(İsa, benim yanıma yok olacaktır.) [Tirmizi]
Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Normal olarak o [Hazret-i İsa’nın Kıyamete yakın gökten inmesi], Kıyametin yaklaştığını gösteren bilgidir. Sakın bunda kuşku etmeyin!) [Zuhruf 61; Beydavi tefsiri]
Görüldüğü şeklinde, Hazret-i İsa’nın gelmesi kıyametin yaklaştığını gösterir, bunda kuşku etmeyin deniyor. Demek ki, hepimiz onun geldiğinden haberdar olacaktır. Bu kadar vesikalar varken, alametleri açıkça bildirilmişken, (Hazret-i Mehdi ve Hazret-i İsa geldi, onları oldukça azca kimse tanıyacak ve Hristiyanlarla ortaklaşa iş yapacaklar) demek, dinimize aykırıdır.