CEVAP
Bes, kâfi, yeter, yetişir anlama gelir. Bâki, kalan anlama gelir. Heves ise, nefsin isteği, geçici arzu anlama gelir. Allah bes diyen, Allahü teâlâya tevekkül etmiş olur. Tevekkül, vekil etmek, işini başkasına havale etmektir. Istılahta ise, Allah’a güvenmek, Ona dayanmaktır.
Tevekkül, değiştirilmesi insan gücünün haricinde olan acı olayların, ezelde takdir edildiğini bilip, üzülmemek, Allah’tan geldiğini düşünerek seve seve karşılamaktır. Allah bes diyen, [Ona tevekkül eden] doğrusu onu vekil eden kurtulur. [Vekil: koruyucu, gözetleyici, bakıcı, destek.]
Bes Farsçadır. Allah bes ifadesinin Arapçası, Hasbiyallah anlama gelir. Hasbiyallah, Allah bana yetişir anlama gelir. Hasbiyallahü ve ni’mel vekil ise, Allah bana yetişir, O, güvenilip dayanılan ne güzel vekil, anlama gelir. Hasbünallahü ve ni’mel vekil ise, Allah bizlere yetişir, O, güvenilip dayanılan ne güzel vekil, anlama gelir. Kur’an-ı kerimde, yürekli müminlerin, (Hasbünallahü ve ni’mel vekil) dedikleri bildiriliyor. (Al-i İmran 173)
Allahü teâlâ, Peygamber efendimize buyuruyor ki:
(Sana hile yapmak isterlerse, Allah sana kâfidir.) [Enfal 62]
([Ey resulüm, senden] yüz çevirirlerse, “Hasbiyallahü la ilahe illa hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azim” de! = Allah bana kâfidir, Ondan başka ilah yoktur, ben bir tek Ona güvenir, Ona dayanırım. O büyük Arşın sahibidir.) [Tevbe 129] (İlla hüve kelimesinde durulursa, illa hü diye durulur.)
(De ki: Hasbiyallahü aleyhi yetevekkel-ül-mütevekkilün= Bana Allah yeter, güvenip dayanacaklar, sadece Ona güvenip dayanırlar.) [Zümer 38]
(Allah’a dayan; vekil olarak Allah sana yeter.) [Nisa 81]
(Müminlere, “Düşmanlarınız, size karşı asker topladı; onlardan sakının” denildiğinde bu, onların imanlarını arttırdı ve “Hasbünallahü ve ni’mel vekil” dediler.) [Al-i İmran 173]
Zümer suresinin 36. âyetinde mealen, (Allah kuluna kâfi değil mi) buyuruluyor. Evet, (Allah bes) demeliyiz. Bu şekilde hiç kimseye de şeytan musallat olması imkansız. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edip de yalnız Rablerine tevekkül eden kimselere şeytan hâkimiyet kuramaz.) [Nahl 99]
Her Müslümanın Allahü teâlâya tevekkül etmesi farzdır. Tevekkül imanın şartıdır. Bu sebeple âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Eğer imanınız var ise, Allah’a tevekkül ediniz!) [Maide 23]
Bir insan için en büyük makam, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmaktır. O halde tevekkül etmek gerekir. Bu sebeple Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah, tevekkül edenleri normal olarak sever.) [Al-i İmran 159]
(Dünya hayatında size verilen nimetler geçicidir. İman edip, Rablerine tevekkül edenler, Ona güvenip dayananlar için, ahirette verilecek Allah’ın indindeki mükâfat ise, dünya nimetlerinden daha hayırlı ve daha süreklidir.) [Şurâ 36]
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Hasbiyallahü ve ni’mel vekil sözü her korku için bir emniyettir.) [Deylemi]
(Sabah akşam 7 kere, “Hasbiyallahü la ilahe illahü, aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabb-ül arşil azim” okuyan, dünya ve ahiret sıkıntısından kurtulur.) [İbni Sünni]
(Bunu on kez okuyanın sıkıntısını Allahü teâlâ giderir.) [Şir’a]
(Sıkıntılı iken “Hasbünallahü ve ni’mel-vekil” deyiniz!) [İbni Merdeveyhi]
O halde Allah bes [hasbiyallah] demek ve bu sözde İbrahim aleyhisselam benzer biçimde durmak gerekir.
Bâki heves, masivadır, Allah’tan gayrı şeylerdir. Allah’tan gayrı şeylerle uğraşmak ise faydasız işle zaman geçirmektir. Hadis-i şerifte, (Bir kimsenin faydasız işle zaman geçirmesi, Allahü teâlânın, onu sevmediğine alamettir) buyuruldu. (Mek. Rabbani)
On cümle
Muhammed bin Hişâm anlatır: Ma’rûf-ı Kerhî bana; “Sana; dünya ve ahiret saadeti için on cümle öğreteyim. Bu şekilde yakarma edenin duası kabul olur” dedi. “Yazayım mı” dedim. “Hayır, Behr bin Hâris iyi mi yine ederek bana öğrettiyse, ben de aynı şekilde sana öğretirim” diyerek şu hadisi bildirdi:
(Her namazdan sonrasında [dua ederken], şu on cümleyi söyleyenin dualarını Allahü teâlâ kabul eder:
1- Dinim için Allah bana kâfidir.
2- Dünyam için Allah bana kâfidir.
3- [İki cihan] endişelerim için Allah bana kâfidir.
4- Haset eden için Allah bana kâfidir.
5- Bana haksızlık eden için Allah bana kâfidir.
6- Fenalık etmek isteyen için Allah bana kâfidir.
7- Ölüm anında Allah bana kâfidir.
8- Kabirde Allah bana kâfidir.
9- Mîzanda Allah bana kâfidir.
10- Sıratta Allah bana kâfidir.
Kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah bana kâfidir. Ona tevekkül eder, Ona yalvarırım.) [Nevadir-il Usul, Hakîm-i Tirmizi]
Bir önceki yazımız olan Lütfun da hoş, kahrın da... başlıklı makalemizde lutfun hakkında bilgiler verilmektedir.