Sebeple yaratmak

Sual: İmamı- Rabbani hazretleri, ikinci cildin 62. mektubunda, (Allahü teâlâ, birçok seviye ve yarar için, her şeyi sebeple yaratmaktadır. Eğer, her şeyi sebepsiz olarak, derhal yaratsaydı, âlemde düzen, seviye kalmaz, karmakarışık olurdu) buyuruyor. Bu ifade örneklerle birazcık açıklanabilir mi?
CEVAP
Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki, her şeyi sebeplerle yaratmaktadır. Böylece, madde âlemine ve toplumsal hayata seviye vermektedir. Sebepsiz yaratsaydı, âlemdeki bu düzen, bu seviye olmazdı. Mikroplar hastalığa, bulutlar yağmura, güneş hayata, katalizörler birçok kimya reaksiyonlarının hızlanmasına ve hayvanlar, bitkisel maddelerin et, süt, bal hâline gelmelerine, yapraklar organik maddelerin sentezine sebep oldukları şeklinde, insanoğlu da, tayyare, otomobil, ilaç, elektrik motorlarının ve daha nice şeylerin yapılmasına sebep olmaktadır. Tüm bu sebeplere kuvvet, etki veren Allahü teâlâdır. İnsanlara fazla olarak akıl ve irade de vermiştir. Sebeplere, vasıtalara yaratıcı denmez. (S. Ebediyye)

Canlı cansız tüm varlıkların bir seviye içinde olduklarını görüyoruz. Her maddenin yapısında, her vakada, her reaksiyonda, asla değişmeyen düzen, matematik bağlantılar bulunduğunu öğreniyoruz. Bu düzenleri, bağlantıları, fizik, kimya, astronomi ve biyoloji kanunları diye isimlendiriyoruz. Bu değişmez düzenden faydalanarak, sanayii, fabrikalar kuruyor, ilaçlar yapıyor, aya gidiyor, yıldızlarla, atomlarla bağlantı kuruyoruz. Radyolar, televizyonlar, bilgisayarlar ve web siteleri yapıyoruz. Mahlûklarda, bu seviye olmasaydı, her şey rastgele olsaydı, bunların hiçbirini yapamazdık. Her şey çarpışır, bozulur, felaketler olurdu. Her şey yok olurdu. Varlıkların tertipli, bağlantılı, kanunlu olmaları, bunların kendiliklerinden, rastgele var olmadıklarını, her şeyin bilgili, kudretli, gören, işiten, dilediğini icra eden bir varlık tarafınca var edildiklerini göstermektedir. O, dilediklerini var etmekte ve yok etmektedir. Her şeyi var etmeye ve yok etmeye, başka şeyleri sebep yapmıştır. Sebepsiz yaratsaydı, varlıkların birbiri içinde bu seviye olmazdı. Her şey karma karışık olurdu. Onun varlığı da belli olmazdı. Hem de, fen, uygarlık hâsıl olamazdı. (İ. Ahlakı)

Allahü teâlâ varlıkları sebeplerle yaratmasaydı, dünyada asla seviye olmazdı. Örnek olarak yer çekimi kanunu yaratmasaydı, hiçbir şey yerde durması imkansız, hepsi havada uçardı. Rabbimiz, suya kaldırma kuvveti vermeseydi, gemiler, balıklar yüzemezdi. Biyoloji kanunlarını yaratmasaydı, çocuk olmazdı. Kimya kanunlarını yaratmasaydı ilaçlar olmazdı, ineğin yediği ot, et ve süt hâline gelmezdi, arı bal yapamazdı. Bunlar şeklinde daha yüzlerce, binlerce örnek verilebilir.

Allahü teâlâ dileseydi, sebepsiz yaratırdı
Sual: Allahü teâlâ, dileseydi ilaç almadan hasta iyi olması imkansız mı, yemeden doyuramaz mıydı, bu tarz şeyleri bir sebeple yaratmasının sebebi, hikmeti ne olabilir?
Yanıt:
Allahü teâlâ dileseydi, her şeyi sebepsiz yaratır, ateşsiz yakar, yemeden doyurur, tayyaresiz uçurur, radyosuz, uzaktan duyururdu. Fakat lütuf ederek, kullarına iyilik ederek, her şeyi yaratmasını bir sebebe bağladı. Belirli şeyleri, belli sebeplerle yaratmayı diledi. İşlerini, sebeplerin altına gizledi. Kudretini sebepler altında sakladı. Onun bir şeyi yaratmasını isteyen, o şeyin sebebine yapışır, o şeye kavuşur. Lambayı yakmak isteyen, kibrit kullanır. Zeytinyağı çıkarmak isteyen, baskı aleti kullanır. Başı ağrıyan, aspirin kullanır. Cennete gidip, sonsuz nimetlere kavuşmak isteyen, İslâmiyete uyar. Kendini tabanca ile vuran, zehir içen ölür. Terli iken su içen, hasta olur. Günah işleyen, imanını gideren de, Cehenneme gider. Hepimiz, hangi sebebe başvurursa, o sebebin araç kılındığı şeye kavuşur. Müslüman kitaplarını okuyan, Müslümanlığı öğrenir, sever, Müslüman olur. Dinsizlerin, mezhepsizlerin içinde yaşayan, onların sözlerini dinleyen, din cahili olur ve imanını kaybeder, kafir olur. İnsan hangi yerin vasıtasına binerse, oraya gider.

Allahü teâlâ, işlerini sebeplerle yaratmamış olsaydı, kimse hiç kimseye muhtaç olmazdı. Hepimiz, her şeyi Allahü teâlâdan ister, hiçbir şeye başvurmazdı. Bu şekilde olunca, insanoğlu içinde, amir, işgören, işçi, sanatkar, öğrenci, hoca ve nice insanlık bağları kalmaz, dünya ve ahiretin nizamı bozulurdu. Güzel ile çirkin, iyi ile kötü ve muti ile âsi içinde fark kalmazdı.

Allahü teâlâ dileseydi, adetini başka türlü de yapardı. Her şeyi, o adetine gore yaratırdı. Örnek olarak dileseydi, kafirleri, dünyada zevk ve safasına düşkün olanları, can yakanları, insanları aldatanları Cennete sokardı. İmanı olanları, yakarma edenleri, iyilik yapanları Cehenneme sokardı. Fakat, âyet-i kerimeler ve hadîs-i şerifler, bu şekilde dilemediğini göstermektedir.

Bir önceki yazımız olan Kadına yaratıcı demek başlıklı makalemizde demek ve yarat hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.