CEVAP
Allahü teâlânın adları tevkifidir. Kısaca, İslamiyet’te bildirilen adları söylemek caiz, bunlardan başkasını söylemek caiz değildir. Örnek olarak Allahü teâlâya âlim denir. Fakat; âlim manasına gelen fakih kelimesini Allah için kullanmak caiz olmaz. Şu sebeple, İslamiyet, Allahü teâlâya fakih dememiştir. İlah manasına tanrı kelimesini kullanmakta sakınca yoktur. Örnek olarak, (Hindlilerin tanrıları inektir), (Birdir Allah, ondan başka tanrı yoktur), (Bizim tanrımız Allah’tır) demek caizdir. Fakat (Bizim Allah’ımız tanrıdır) demek caiz olmaz. Bu inceliği iyi idrak etmek gerekir.
Allahü teâlânın adları sonsuzdur. Binbir adı var diye meşhurdur. Kısaca, adlardan binbir tanesini insanlara bildirmiştir. Dinimizde bunlardan 99’u bildirilmiştir. Bunlara Esma-ül hüsnâ denir.
Allah adı yerine, tanrı yada tanrı adı yerine Allah demek caiz değildir. Şu sebeple tanrı, ilah, mabud-put anlamına gelir. Asuriler, Türkleri, güneşe, yıldızlara tapınmaya alıştırdıkları için tanyeri ağarınca, güneşe tapınırlardı. Bu sebepten, Güneşin adı, tanyeri ve nihayet tanrı oldu.
Allah kelimesi özel isimdir. Hiçbir dilde karşılığı olmaz. Allah kelimesinde müzekkerlik, müenneslik yoktur. İlah kelimesinin ise her dilde karşılığı, bazı dillerde de müzekker [erkek] ve müennes [dişi] şekli vardır. Örnek olarak Arapça’da Mabud-Mabude, Türkçe’de Tanrı-Tanrıça, İngilizce God-Goddess, Fransızca Dieu-Deesse, Almanca Gott-Göttin benzer biçimde. Bu kelimelerin asla biri Allah adı yerine kullanılmaz. Allah manasına yalnız Allah kelimesini kullanmakta fayda vardır. Şu sebeple Allahü teâlâ, (Benim ismim Allah’tır. Bana, Allah diye yakarma edin) buyuruyor. Kendisi ne bildirmişse onu kullanmakta fayda vardır. İlah manasında her millet kendi dilindeki kelimeyi kullanır. Fakat Allah her dilde aynıdır. (S.Ebediyye)
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah sadece bir tek ilahtır.) [Nisa 171]
(Ben Allah’ım, benden başka ilah yoktur.) [Taha 14]
(Mevlanız Allah’tır.) [Âl-i İmran 150]
(De ki: “İster Allah, ister Rahman deyin, hangisini derseniz deyin, en güzel isimler O’nundur.”) [İsra 110]
(En güzel isimler Allah’ındır, O’na o isimlerle yakarma edin, O’nun adları mevzusunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir.) [Araf 180]
İbadet haricinde
Sual: Allahü teâlâ için bazı şiirlerde, Tanrı, Padişah, Çalap, Sultan, Üstad, Hudâ benzer biçimde ifadeler kullanılıyor. (Tanrı misafiri) de deniyor. Bu tarz şeyleri kullanmak caiz mi?
CEVAP
Bunlar Allah isminin yerine kullanılmaz, sözgelişi Allahü ekber yerine tanrı uludur denmez, fakat bu kelimeler ilah, mabud anlamında kullanılabilir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlânın adları, tevkîfîdir, doğrusu dinin sahibinin bildirmesine bağlıdır. İslamiyet’in söylediği adı söylemeli. İslamiyet’in bildirmediği isim, ne kadar iyi, güzel olsa da söylenemez. (2/67)
Allah kelimesinin tercümesi söylenmez. Allahü teâlâ, (Benim ismim Allah’tır) buyuruyor. Hangi milletten olursa olsun, lisanı, dili ne olursa olsun, her insanın Allah demesi gerekir.
Âsûrîler, Güneş’e, yıldızlara tapınırlardı. Tanyeri ağarınca, Güneş’e tapınırlardı. Bu sebepten, Güneş’in adı, tanyeri ve nihayet tanrı oldu. Tanrı kelimesi ile ötekiler ibadette kullanılmaz, fakat yakarma haricinde ilah anlamında kullanılabilir. Sırayla her birine birer örnek verelim:
1- İlah mânâsında tanrı kelimesini kullanmak caizdir. Örnek olarak, (Hintlilerin tanrısı inektir), (Allah’tan başka tanrı yoktur), (Bizim tanrımız Allah’tır) ve (Tanrı misafiri, rızkıyla gelir) demekte sakınca yoktur.
Bir ozan diyor ki:
Tanrımız tek bir ilah,
Yok bizlere başka penah,
İkiye tapmak günah,
La ilahe illallah.
2- Kuddusî baba der ki:
Ey rahmeti bolca Padişah,
Ben işledim hadsiz günah,
Gece gündüz çekerim ah!
Boynu bükük geldim sana.
3- Yunus Emre der ki:
Hak Çalap’ım, Hak Çalap’ım,
Senden gayrı yok Çalap’ım,
Günahları affedersin,
Ey rahmeti oldukca Çalap’ım.
4- Süleyman Çelebi der ki:
Dertlilerin dermanısın,
Âlemlerin Sultan’ısın.
5- Mektubat-ı Rabbânî’deki bir beyit:
Ayna arkasındaki papağana benzerim,
O ezelî Üstad’ın sözlerini söylerim.
6- Hudâ kelimesi, daha oldukca Farsçada kullanılır. Yunus Emre der ki:
Hudâ bizlere verdi sevda,
Sevmek oldu, artık besin,
Ele geçmez bu dünyada,
Gülme gözüm bundan sonrasında!
Yabancı dillerdeki Dieu, Gott ve God kelimeleri de, ilah, mabud mânâsında kullanılabilir. Allah adı yerine kullanılamaz. (Bizim tanrımız Allah’tır) anlamında şöyleki denebilir:
İlahünâ hüvallahü. (Arapça)
Hudâ mâ Allah est. (Farsça)
Notre Dieu est Allah. (Fransızca)
Our God is Allah. (İngilizce)
Unser Gott ist Allah. (Almanca)
Hancı yolcu
Sual: (Dünya han, insanoğlu yolcu ve Allah hancı) demek; bir de, koyunları insana, ağılı dünyaya, çobanı da Allah’a benzetmek caiz midir?
CEVAP
Dünyayı hana, insanları yolcuya benzetmek normaldir. Koyunları insana, ağılı dünyaya benzetmek de normaldir, fakat çobanı ve hancıyı Allahü teâlâya benzetmek hoş değildir. Bir insana bile çoban dense alınır. Dinimizin bildirdiği adları söylemelidir. Allahü teâlânın bin bir adı varken, benzetmelerden uzak durmalıdır. Birgivi Vasiyetnamesi şerhinde, Allah’ın isimlerinin tevkifî olduğu, doğrusu dinin bildirdiği adları söylemek gerektiği bildirilmektedir.
Allah ve God
Sual: Allah yerine Tanrı yada God demekte sakınca var mıdır?
CEVAP
Evet, caiz olmaz, zira Allah kelimesi özel isimdir. Hiçbir lisanda karşılığı yoktur. Bununla birlikte Allah’ın adları tevkîfîdir, doğrusu dinin bildirmesine bağlıdır, dinimiz iyi mi bildirmişse, aynen onu söylemek gerekir. Tercümesi söylenmez. Allahü teâlâ, (Benim ismim Allah’tır) buyuruyor. Lisanı ne olursa olsun, her insanın Allah demesi gerekir.
Bir kimsenin adı Tahir olsa, ona Tahir bey demeyip, mânasını söylemek, doğrusu Temiz bey demek yanlış olur. Bahadır, yiğit, kahraman kelimeleri aynı mânadadır. Bahadır beye, Yiğit bey yada Kahraman bey desek doğru olmaz. Bunun benzer biçimde muhabbet kelimesiyle sevgi kelimesi aynı anlamdadır. Muhabbet hanıma Sevgi hanım desek uygun olur mu? Sevgi ablaya da Muhabbet abla denmez. Murat; arzu, istek anlamına gelir. Murat adlı birine Arzu yada Arzu desek asla uygun olur mu? Bunun benzer biçimde münevver, aydın anlamına gelir. Münevver adlı birine Aydın denir mi?
İlah yerine başka dildeki karşılığı olan God, Gott, Dieu, Huda, Tanrı benzer biçimde kelimeleri kullanmanın mahzuru olmaz, fakat Allah yerine başka kelime kullanılamaz.
Tanrı kelimesini kullanmak
Sual: (Tanrı kelimesini Şamanistler, Güneş’e tapanlar çıkardığı için asla kullanmamak daha iyi olur) diyorlar. İlah anlamında kullanmanın mahzuru var mıdır?
CEVAP
İlah anlamında kullanmanın mahzuru olmadığı benzer biçimde, asla kullanmamanın da mahzuru olmaz. Kullanmak bir gerekseme değildir. Tanrı yerine kullanılacak oldukca kelime var. Genel anlamda bu kelimeyi, dinden uzak kimseler kullandığı için, asla kullanmamak daha uygundur. Allah isminin yerine asla kullanılmaz, ilah anlamında gerekseme olursa kullanılabilir. Birkaç örnek verelim:
Allah adı yerine, tanrı demek caiz değildir. Şu sebeple tanrı, ilah, mabud anlamına gelir. Örnek olarak, (Hintlilerin tanrıları inektir) denilmektedir. (Birdir Allah, Ondan başka tanrı yok) denilebilir. Başka dillerdeki Dieu, Gott ve God kelimeleri de, ilah, mabud mânâsına kullanılabilir. Allah adı yerine kullanılamaz. Allahü teâlâya ortak, Allahü teâlâ benzer biçimde ikinci bir tanrı var olması imkansız. Vacib-ül-vücud, bir olan bu ilah, bu tanrı; isminin (Allah) bulunduğunu kendisi bildirmiştir. (H. L. O. İman)
(Enbiya) sûresi yirmi ikinci âyetinde mealen, (Allah’tan başka bir ilah, bir tanrı daha bulunsaydı, âlemdeki düzen bozulur, karma karışık olurdu) buyuruldu. (F. Bilgiler)
Fahreddin Râzî, (İlahın, tanrının, daima var olması lazımdır. Madde, cisim, yer kaplayan şeyler tanrı olması imkansız) diyor. Komünistler, masonlar, tanrısız kâfir olup, Dehriyye kısmındandır. Komünist memleketlerde tanrısızlar [ateistler] dernekler kurmuşlardır. (S. Ebediyye)
Musa aleyhisselam, (Allahü teâlâdan başka tanrı yoktur) dedi. (Dıyâ-ül Kulûb)
Kâfirlerin bâtıl, bozuk mabudlarını reddetmek, bu bozuk tanrılarda uluhiyet sıfatı bulunduğuna inanmamaktır. Bir şeyde uluhiyet sıfatı bulunduğuna inanmak, onu tanrı yapmak olur. Hiçbir insana tanrı dememelidir. (Hak Sözün Vesikaları)
Yunus Emre’nin de, tanrı kelimesini kullandığı bir dörtlüğü şöyledir:
Uzak durma ehillerden,
Kaçmak gerek cahillerden.
Tanrı, bîzar bahîllerden,
Bahîl dîdâr görür değil.
Farsça huda, tanrı anlamına gelir. Huda kelimesi de, tanrı anlamında kullanılmaktadır.
(Hâşâ, zulüm etmez kuluna hudası, her insanın çekmiş olduğu kendi cezası) sözü, Nahl sûresinin 33. âyetinden alınmıştır. (İslam Ahlakı)
İhtiyaç olmadıkça tanrı kelimesini kullanmamalı. Zaman içinde yaygınlaşarak Allah anlamında kullanılabilir. Şu sebeple biz, (Tanrı uludur) denildiği zamanları yaşadık. O zamanlar, tanrı, Allah yerine kullanılıyordu. Hâlbuki Allahü teâlânın 99 ism-i şerifi bile, Allah isminin yerine kullanılmaz.
Allahü teâlâ için tanrı demek günah olur. Allah adını kullanmak istemeyip, bunun yerine, tanrı demek hattâ 99 isimden birini bile kullanmak, oldukca büyük ve çirkin kabahat olur. (S. Ebediyye)
Bir önceki yazımız olan Allahü teâlânın sıfatları başlıklı makalemizde allahu, fatlar ve tealan hakkında bilgiler verilmektedir.