Şirk, yedi helak edici günahların başına konulmuş bir günah olmakla beraber, o bir küfürdür. Bu sebeple, “Bu yedi günah insanı dinden çıkarmaz ama fasık olur.”isabetli değildir. Bu ifade daha çok şirkin dışındaki günahlar için kullanılır.
“Büyük günah işleyenler imandan çıkmaz.” şeklindeki ehl-i sünnetin kabul ettiği prensip, şirk yani küfrün dışındaki büyük günahlar için geçerlidir. Küfür ve şirk de bir günahtır, ama “günah” kavramı bunları tanıtmaya yetersiz kalacağı için, bunlar kendi özel kavramlarıyla anılır.
“Allah kendisine şirk koşulmasını asla affetmez.” mealindeki ayet, şirkin bir büyük günah gibi değil, bir küfür gibi muamele göreceğini göstermektedir.
“Şirk, karıncanın ayak sesinden bile gizlidir.” mealindeki hadiste gösteriş ve riyakârlığa dikkat çekilmektedir. Şirk iki çeşittir; biri şirk-i celî / açık şirk, diğeri şirk-i hafî / gizli şirktir.
Açık şirk, insanların dış dünyada herhangi bir nesneyi Allah’a açıkça ortak koşmak manasına gelir. Gizli şirk ise, insanların iç dünyalarında -küfür manasında olmazsa da- yine de ona benzeyen hissî bir ortak koşmak manasına gelir. İbadetlerde gösteriş yapmak, başkasının iltifatını arzu etmek, başka dünyevî menfaatleri gözetmek, maddî-manevî makamları kazanmayı hedefleme gibi hususlar bu tür gizli şirklerdendir.
Söz konusu hadiste “nefs-i emmarenin gizli hilelerine, şeytanın gizli tuzaklarına” dikkat çekilmiştir.
Bir önceki yazımız olan Allah'ın zamandan münezzeh olması ne anlama gelmektedir? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.