Dini inancın esaslarını farklı şekillerde yorumlayıp, bu konuda insanlara yardımcı olan bir kimseye ehli kıble adı verilmektedir. Farklı itikadi mezheplerle ilgisi olan Müslümanlar, ehl-i kıble tabirine uyabilmektedir. Öte yandan Ehl-i kıblenin asıl olarak kelime anlamı, “Kabe’ye doğru yönelip namaz kılan kişiler” olarak bilinmektedir. Ehl-i kıble olan kişilerin kıldığı yön Kabe olarak kabul edilmektedir ancak, Ehl-i kıble olan kişinin, yaptırmış olduğu bu ibadeti ve üzerine almış olduğu bu görevi bir kibir aracı olarak görmemesi gerekmektedir. Eğer kişi bu durumu kibir aracı ya da üstünlük durumu olarak görürse bu dinen küfre girmektedir. Kişinin bu durumu sadece namaz kıldırmak olarak görmesi ve başka herhangi bir amaç için kullanmaması gerekmektedir.
Böyle kişilerin arkasında namaz kılmanın farz olduğu söylenmektedir ve eğer kişi gerçekten Ehl-i kıbleye uyuyorsa, herhangi bir Müslüman’ın o’na kafir demeye hakkı bulunmamaktadır. Öte yandan dinimizde zaten bir Müslüman’ın başka bir Müslüman’ı kafir olarak ilan etmeye hakkı yoktur. Ehl-i kıble olarak bilinen kişilerin, Allah ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’in bir olduğuna ve varlığına inanmaları gerekmektedir. Bununla birlikte Zarurat-i dinniye olarak nitelendirilen temel İslam hükümlerinin de, yine Ehl-i sünnet olarak bilinen kişiler tarafından kabul edilmesi gerekmektedir. Genel olarak Ehl-i sünnet olarak birçok kişi bulunmaktadır ve bu kişilerin etrafında toplanan Müslümanlar, zaman zaman fikir ayrılığına düşebilmektedir. Ancak bu durumun Ehl-i sünnetin kelime anlamıyla herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.
Ehl-i Kıble Tekfir Edilemez
Ehl-i kıble olarak bilinen bir kişinin, İslam’a ya da dine uygun olan herhangi bir hareket yapmadıkça kişiye kafir denilmesi söz konusu değildir. Ehli kıble tekfir edilemez sözü de buradan gelmektedir. Eğer kıble ehli üzerinde bulunan bu sorumluluğu kötü amaçlarla ve zihniyetlerle kullanıyorsa, bu durumda kişinin kafir olduğu iddia edilebilmektedir. Ancak böyle bir durumun olmaması karşısında herhangi bir Müslüman’ın böyle bir kişiyi kafir olarak ilan etmesi söz konusu değildir. Kıble ehli olan bir kişi, Allah’ın gücüne ve kudretine inanan, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Allah’ın kulu ve elçesi olduğunu kabul eden kişidir.
Bir önceki yazımız olan HÛD ALEYHİSSELÂM başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.