Cennetin Bahçesi

Her ne kadar müminler tarafından Salât-Salavât gerilse de anlamı ve geçmişine dayalı bilgilerin birçok kişi tarafından henüz netlik kazanmadığı bilinmektedir. Bunun üzerine getirdiğiniz Salavât’ın ne anlama geldiğini ve diğer tezkiyelerini sizlere sunacağız. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V)’e duâ, tezkiye ve tebrik manasında yapılan bir okunuştur. Salavât’ın manası yapılan dua, rahmet ve istiğfar gibi anlamları taşımaktadır. Salavât Kur’an’da emredildiği şekilde yapılan ve aynı zaman’da Hz. Peygamberimiz tarafından tarif edildiği şekilde dile getirilen bir ibadet türü olmaktadır. Salavât, Salât’ın çoğul hali olarak Türkçede Peygamber Efendimize yapılan dua manasını zikretmektedir.

KUR’AN’DA SALAVÂT’IN YERİ

Kur’ân-ı Kerim’de hemen üstte belirttiğimiz Salavât’ın anlam belirtisi şöyle yer almaktadır; Âllâh ve O’nun melekleri Peygamber’e hep salât ederler. Ey mü’minler, siz de Ona salât (ve dua) ediniz ve samimiyetle selam veriniz” (el-Ahzab, 33/56).
Salât ve selamlarımızı yukarıda yer alan âyeti-i kerime sayesinde ibadet edebilmekteyiz. Hürmetlerimizi sunduğumuz bu ayette, aynı zaman’da bir tür ibadet şeklini de yerine getirmiş bulunmaktayız. Yerine getirdiğimiz bu ayet-i kerime farz olup, her Müslüman’ın mutlaka yerine getirmesi gereken bir farzı olmaktadır. Mutlak suretle her Müslüman’ın mutlaka en kısa şekilde var olduğu “Âllahümme salli alâ Muhammed”(Allahım, Muhammedi Rahmetinle Tebrik Et ve Esen Kıl) diye telaffuz ederek salât getirebilmekteyiz. Salât’ın en kısa hallerinden olan bu ayet-i kerime her Müslüman için farz kılınmıştır.

PEYGAMBER EFENDİMİZ SALAVÂT HAKKINDA NE BUYURMUŞTUR?

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V)’in Salât hakkında net söylemleri de hadislerin içerisinde yer almaktadır. Peygamber Efendimizin deyimiyle; “Benim adım anılırken, adımın yanında salât getirmeyen kişinin burnu sürtsün ve hakarete uğrasın” diye buyurmuştur(et-Tâc, V, 145). Ayrıca namaz esnasında tahiyyâttan hemen sonra okunan “Allahümme Salli Bârik…” duaları da Peygamber Efendimiz üzerine yapılan Salavâtı temsil etmektedir. Yapılan bu selamlama üzerine Hz. Peygamberimiz tarafından bu fazilet hakkında şöyle buyurmaktadır; Kim bana bir salât getirirse, Allah ona on salât (mağfiret) eder” (et-Tâc, Vı 145).
Bu nedenledir ki; bir mümin olarak hayatınızın her anında, namaz esnasında ve sonrasında Kur’an-ı Kerim’in emrettiği gibi Salavât getirmek size bir farzdır.

Bir önceki yazımız olan Ashab-ı Kiram Dinimizdeki Yeri? başlıklı makalemizde ashab, ashab-ı kiram ve ashan hakkında bilgiler verilmektedir.