Ölümden niçin çok korkuyoruz. Bazı intisnalar haricinde yaşayan her canlı ölmek istemez. Çünkü yaşanılan bir alemden görünmeyen bir aleme yolculuk insanı korkutur. Her canlının bir gün mutlaka öleceğini bilmeyenimiz yoktur. Akıllı insan öldükten sonra sınırsız bir hayata göre program yapar yaşamını ona göre sürdürür. Böylece görünmeyen aleme renk vermiş olur. Yani görünmeyen âlemi, görünen bir âlem olarak hissetmeye başlar. Böylelikle dünyası değişen insanı, öteki âleme yapılacak yolculuk korkutmaz, tam tersine sevindirir. Çünkü sonsuz nimetlerin, hayatın kendisini beklediğini bilir. Öteki âlemi unutan dünya zevkine kapılanların ölümden korkması kadar normal bir şey yoktur. Gece kondu da yaşayan bir insana villa anahtarı verildiğinde hemen taşınmak isteyecektir. Çünkü o insan villanın rahatlığını ve maddi değerini çok iyi bilir. Gece kondusuyla kıyas yapınca villanın daha da değerli olduğunu anlar. Taşınma süresi, hazırlığı, yaşayacağı sıkıntı hiç kendisini üzmez… Bu örnek misali Allah’ın katına tertemiz çıkıp cennet anahtarını alma hayaliyle ibadet eden bir insan ölmekten neden korksun ki? Allah’ı seven, Allah’a bir an önce kavuşmak isteyenler kalplerinde dünya sevgisini bir zerre kadar barındırmayanlar ölümden korkmaz. Çünkü kendisini bekleyen, elindeki nimetlerden kat kat fazla değerindedir. Bunun dışındaki insanlar ölümden korkar. Öteki hayatı ihmal ederler. Bu yüzden ibadetleri pek sevimli gelmez. Onlar geçici dünyada saplanıp kalmışlardır. Dünya nimetlerine aldanıp edebi hayatı, sonsuz nimetleri düşünmezler.
Bir önceki yazımız olan Allah'a Şirk Koşmak başlıklı makalemizde Allah'a Şirk Koşmak hakkında bilgiler verilmektedir.