İnsanoğlunun tarihin başladığı günden beri sorguladığı, arayışta olduğu, kafasını kurcalayan bir olgudur hayat nedir, neden varız, nasıl olduk, nerden geldik, nereye gidiyoruz, ben neyim.
İslam inancına göre insan hayatı bir uykudan ibarettir ve ölünce ahirette gerçek hayata döneceğimizi Kuranı kerimde söylenmiştir, hayatın sanal bir kurgu olduğu bilim adamlarının bize verdiği bilgilerden ip uçları çıkarabiliriz, hayatı nasıl algılıyoruz sadece 5 duyu organımızla, bu organların beynimize elektriksel sinyaller yollayıp bu sinyaller neticesinde beynimiz bir takım uygulamalardan sonra bizlere bir takım hayat gerçekliği yaşattığını biliyoruz, mesela gözümüzü düşünelim, göz belli bir ışınım seviyesindeki cisimlerin yaydığı ışınımları alır, gözle beyin arasındaki sinirsel kablolarla beynimize iletir beyinde bir takım işlevsellikten sonra o alınan ışınımların ne olduğunu bize bildirir ve bizler bir şeyler görürüz, aslında gözümüzün göremediği gördüğünden çok daha fazla olduğunu bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır, yani aslında gözümüz değil beynimiz görür, yada gördüğümüzü zannederiz.
İnsanlar bazı zamanlarda halüsinasyonlar görürler bunlar beyinin oyunlarıdır, gerçek olmasa da gerçek zannederiz, şizofreni hastalarıda böyledir olmayan gerçekliğin beyin sayesinde gerçek olarak algılanmasıdır, yani ilerde öyle bir makine icat edilse, bu makinadan beynimize istediğimiz elektriksel sinyaller gönderebilsek istediğimiz gibi bir sanal gerçeklikle yaşayabiliriz.
Bazı kişiler beynin kapasitesini artırmak yönünde bir takım çalışmalarla olağanüstü haller yaşayabilmişlerdir, bunlar genelde bir takım kelimelerin tekrarlanması suretiyle beyine bir takım sinyalleri ardı ardına gönderip, beyini uyarıp, kapasitesini artırıp doğaüstü haller yaşayabilmişlerdir, İslam’da bunun adına zikir denir, bir takım kişiler bu zikirler sayesinde düşünce gücü hızıyla Dünyada hatta kâinatta istedikleri yerlere çok kısa zamanda gitmişlerdir bu insanlardan bir tanesi de Lâdikli Ahmet ağadır, Ahmet ağayla ilgili birçok bilgiye internetten ulaşabilirsiniz, bunun yanında karşısındakinin düşüncelerini öğrenme, maddelerin içinden geçebilme, görünmez olma gibi olağanüstü hallere yıllara varan egzersizlerle ulaşabilmişlerdir.
Kısaca hayat zannettiğimiz bu gerçeklik sadece beynimizin bize hissettirdiği gerçeklikten ibarettir, gördüğümüz zannettiğimiz, dokunduğumuz, kokladığımız, tat aldığımız her şey beynimizin bize hissettirdiğidir, hayat gerçekliğine belki de Kuranı Kerimde yazdığı gibi ölünce kavuşacağız, sevgiyle kalın.
Bir önceki yazımız olan SEFERİ NAMAZI NASIL KILINIR ? başlıklı makalemizde SEFERİ NAMAZI ve yolculuk namazı nasıl kılınır hakkında bilgiler verilmektedir.