İLAHİ AŞK DENİLİNCE AKLIMIZA GELENLER!
İlahi aşk Allah’a duyulan sevginin sözlerle anlam kazanan halidir. O’na sevgimizi, aşkımızı, hayranlığımızı ve yakarışımızı belirttiğimiz en iyi kavram olarak nitelendirebiliriz. Yaşayan kul ilahi aşka kapıldığının farkında dahi değildir. Kuşkusuz ve şüphesiz herhangi bir araştırmaya gerek duymadan sadece aşkını yaşar. Git gide O’na özlem duyar ve O’na kavuşacağı günü büyük bir sabırsızlıkla beklemeye başlar. Tüm yaşantısı değişime uğrar. Kulakları bir başka işitmeye, gözleri bir başka görmeye, dilleri bir başka söylemeye en önemlisi de kalbi bir başka atmaya başlar. Teninde hep O’nu hisseder, O’nun varlığını hissederek yaşamını sürdürür. İlahi aşk bir kişinin bir kişiye duyduğu aşktan çok farklı bir boyuttadır. İnsanoğlu birisine âşık olup ilişkisini ileri düzeye taşıyamadığı zaman sanki dünyası kararır, gözü hiç bir şey görmez, dünya üzerinde ondan başkası yok zanneder. Fakat bir süre sonra kendini toparladığında yeni bir ilişkiye yelken açar ve geçmişin üzerine sünger çeker.
İlahi aşkın farkına varanlar ise tamamen akıl, şuur noktasında farklı bir boyuta geçiş yaparlar. Bu aşkın tarifini bir başkasına tanımlamak oldukça güçtür fakat kişinin içerisinde bulunan bu aşk onu günden güne heyecanlandırır, gözü dünya malını görmez, kimseden medet ummaz hale gelir. Yaşayış, inanç, hissetme yetisi, O’nun bize vaat ettiklerini kazanabilmek için harcanan çaba noktasında oldukça değişim gösteren bir yaşam stili. İşte tüm bunlar Allah’ın varlığının ve birliğinin olduğunun farkına vararak dünya hayatına meyletmeden dünya yaşantısını Allah rızası yolunda bitirmek ve sadece O’na karşı içindeki hisleri büyütmek anlamına gelir. İlahi aşk yalnız O’ndadır. Bu aşkı tatmak ise herkese kısmet olmaz. Bu aşk üzerine yaşayan kişiler arasında yunus emre, Mevlana ve pek çok halk ozanı yer almaktadır.
Bir önceki yazımız olan FİTRE VE ZEKÂT VERMENİN ÖLÇÜLERİ! başlıklı makalemizde FİTRE VE ZEKÂT VERMENİN ÖLÇÜLERİ! hakkında bilgiler verilmektedir.