“Sübhanallah” ifadesi, Cenab-ı Hakk’ın mahlukatı ve eserleri karşısında duyulan hayret ve şaşmayı ifade etmek için söylenir. “Sübhanallah” tespihi, Cenab-ı Hakk’ın zatında, sıfatında ve efalinde bütün kusurlardan ve noksanlıklardan uzak olduğunu ifade eder.
Devamını oku »:Allah var mı; Bu sorunun mantıklı delilleri var mıdır?
1. Bir vagonu diğer vagon çekiyorsa en baştakini kim çekiyor? Şu halde bu kainatın icat edeni ve var edeni olmalı değil mi? 2. Bir harf bile katipsiz olmaz iken, insanın ve evrenin sahipsiz olacağını nasıl düşünebiliriz? Ayrıca bir şeyi yapan usta bile yaptığı şeyin türünden değildir. Örneğin saatı yapan saat türünden, harfi yazan da harf türünden değildir. Şu halde bizi ve evreni …
Devamını oku »:Allah Nerdedir?
“Nerede?” sorusu, mekân tutan varlıklar için sorulabilir. Bunlar da maddî varlıklardır. Mekân madde olduğu gibi onda yer tutanlar da maddedirler. Mekânı ve maddeyi yaratan ve bir ismi Nur olan Allah hakkında böyle bir şey düşünülemez… Kaldı ki, mahluklar içinde bile, mekânla kayıtlı olmayanlar vardır. Bunun en yakın misali kendi ruhumuzdur. Organlarımızın yerleri, mekânları vardır. Bunun içindir ki, “Ciğer nerededir?” yahut,“Böbrek nerededir?” gibi sorular sorulabilir. Fakat, ruh ve onun latifeleri, …
Devamını oku »:Allah’ı neden göremiyoruz?
Allah’ın bir ismi Nur’dur. Nuranî varlıklar olan meleklerden, güneş ışığına ve kâinatı doldurmuş bütün ışınlara kadar, her şey bu ismin değişik tecellilerini taşımaktadır. İnsan gözü, bu dünyada, sadece madde alemini görür. Ne kendi ruhunu, ne amellerini yazan melekleri görebilir ne de ışınlar âlemini. İnsan gözünün kâinatta mevcut ışınların ancak % 2.5 kadarını görebildiği tespit edilmiştir. Bu göz ile bu alemde bütün nuranî …
Devamını oku »:“Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim (bilinmeye muhabbet ettim) ve kâinatı yarattım.” mealinde ne anlatılmaktadır? Bunu nasıl anlamak gerekir?
“Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim, mahlukatı yarattım.” (Acluni, Keşfü’l-Hafa, II/132) Bu insanlara göre, Allah’ın bir çok emir ve yasaklarını dolayısıyla -haşa- bir gösteriş, bir tahakküm gibi algılamalar da söz konusudur. Örneğin, “Ben cinleri ve insanları yalnız beni tanıyıp kulluk etsinler diye yarattım.“(Zariyat, 51/56) mealindeki ayetten de bu tasavvur hezeyanı söz konusu olabilir. “Allah herkesi kendine kul-köle yapmış.. Bu bir tahakkümdür, …
Devamını oku »:Tevhit inancı nedir ve kaça ayrılır?
Tevhit inancı: Bütün kâinatın yaratıcısı olan Allah’ın bir tek ilah olduğuna, onun ne zatında, ne fiillerinde, hiçbir ortağı olmadığına iman etmek anlamına gelir. Tevhit inancının sağlam bir zemine oturtulması, tevhit anlayışının değişik yönlerden doğru algılanmasına bağlıdır. Aksi takdirde, “Allah’ın zatında şeriki yok” deyip de, ibadete layık tek hak mabut olduğunu ifade eden ilahlığında veya fiilî icraatlarında bu tevhidi zedeleyecek düşünce ve eylemelere girmek …
Devamını oku »:Allah için “Tanrı” ifadesi kullanılmalı mıdır? Allah Teala’ya hitab ederken “Tanrım” dediğimizde bir sakınca var mıdır?
“Allah” lafza-i celal Allah’ın ism-i hassıdır/özel ismidir. Kur’an’da -besmelelerle birlikte- 2800’den fazla “Allah” ismi geçmektedir. İhlas suresinde yer alan, “De ki: O Allah’tır, birdir.” mealindeki ayet, Allah’ın kendine bu ismi taktığını açıkça beyan etmiştir. “İster Allah diye çağırın, ister Rahman.. fark etmez, güzel isimler onundur.”(İsra, 17/110) mealindeki ayette de Allah lafza-i celal ile, Rahman ism-i celili arasında bir fark olmadığı, ikisinin de O’nun özel isimleri …
Devamını oku »:İlah ve rab ne anlama gelir, arasındaki farklar nelerdir?
“Er-Rabb” tabiri Yüce Allah’ın güzel isimlerinin en fazla anlam ifade edenlerinden biridir. Sözlükte “Rabb” kelimesi mâlik, yaratıcı, sâhip, bir şeyi ıslâh eden, terbiye eden, efendi anlamlarını ifade etmektedir. Bu isim, birbirini destekleyip kuvvetlendiren en az beş ayrı mânâya işaret etmektedir. İLÂH: Kendisine ibadet edilen, her şeyden çok sevilen, tazim ve tesbih edilen mutlak varlık. Lügatta, örtünmek, gizlenmek, alışmak ve kulluk anlamında kullanılmakla beraber genelde ibadet edilen, tapınılan …
Devamını oku »:Cennette Allah’ı görme olacak mıdır? Bu konu hakkında İslâm alimlerinin görüşü nasıldır?
Bir ömür boyu, O’nun yarattığı şu kâinattan, yine O’nun ihsan ettiği beden ile istifade eden ve her biri ayrı bir ilâhî ihsan olan akıl, kalp ve hissiyatıyla nice hakikatlere muhatap olan insanoğlu, kendisini bu kadar lütuflara gark eden Rabbini görmeyi elbette aşk derecesinde arzu ediyor. İnsan kalbine yerleştirilen bu arzunun cevabı cennette verilecek ve böylece insan, cennet lezzetlerini çok gerilerde …
Devamını oku »:Allah kendisinden daha büyük bir varlık yaratabilir mi?
Bu soruya maddeler hâlinde cevap vermeyi daha uygun görüyoruz: 1. Soruda kasıt vardır: Bu sorunun hedefi inançları sarsmak, saf zihinleri bulandırmak, masum ve körpe dimağlara zehir akıtmaktır. Bir akrep kıskacı olan bu demogojik soru ile insanlar zehirlenmek istenmektedir. Şöyle ki: Eğer bu soruya “Evet” diye cevap verilse o zaman “Demek ki sizin Rabbiniz, yarattığı şeyden güçsüzdür.” denilecek. Eğer, “Hayır” diye cevap verilse, o zaman da “Demek ki sizin …
Devamını oku »: