Sual: Rüşvetin dindeki yeri nedir?
CEVAP
Dinimiz, gasp edilmiş malı ve zulüm, hırsızlık ile alınan, rüşvet, faiz, kumar ücretleri ve öteki hıyanet yollarından biri ile ele geçen kazancın yenilmesini ve başkalarına yedirilmesini yasak etmiştir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Birbirinizin mallarını, aranızda [kumar, sahtekârlık, hırsızlık, gasp, rüşvet gibi] bâtıl sebeplerle yemeyin!) [Bekara 188]
Haksızı haklı, hatası doğru, kötüyü iyi, liyakatsizi liyakatli göstermek için bir kimseden para, mal almak rüşvettir. Bu şekilde gayrı meşru hareket için, para, mal verilmesine araç olmamalıdır! Bu sebeple hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Rüşvet alana, verene ve bunlar içinde rüşvete araç olana da Tanrı nalet etsin.) [Hakim]
(Rüşvet alan da, veren de Cehennemdedir.) [Taberani]
Kızın babasının yada akrabasının, kızı vermeye razı olmaları için damattan istedikleri para yada mal rüşvet olur.
Ayakbastı parası almak da rüşvettir, haramdır.
Layık olmayan kişileri işe almak için rüşvet istemek, ülke idaresini ehliyetsiz ellere terk etmek anlama gelir. Bu da bir milletin yıkılmasına sebep olur.
Bir öğretmenin, yeteneksiz bir talebeyi rüşvetle geçirmesi de, layık olmayan kalitesiz, kimselerin iş başına geçmesine vesile olur.
Alt sırada olan bir evrakı, rüşvetle üste çıkarıp derhal muamelesini yapmak, öteki sırası gelen insanların haklarına tecavüzdür, zulümdür.
Bir doktorun rüşvet alarak sağlam memura rapor vermesi, düzenin bozulmasının, ülkenin yıkılmasının sebeplerindendir.
Belediyelerce, kanunsuz binalara ruhsat vermek yada ruhsatsız yapılara rüşvet alarak göz yummak yada daha başka şekilde rüşvet almak vazifeye ihanettir.
Dinsiz bir kimse, Tanrı’tan korkmadığı için, kanunun görmediği yerlerde her rezaleti işleyebilir. Fakat bir müslüman, Allahü teâlânın daima kendini gördüğünü bilmiş olduğu için, rüşvete karışmaz ve öteki günahları işlemez. Eğer müslüman bir kimse, rüşvet benzer biçimde kirli işlere karışmışsa, Tanrı’tan korkmadığı yada azca korkmuş olduğu anlaşılabilir. Bunun için müslüman bir kimsenin rüşvet alması, bir tek kendini günaha sokmakla kalmaz, bununla birlikte İslamiyet’e de ihanettir. Neticede, rüşvet bir milleti manen ve maddeten çökerten bir illettir. İlgililere destek olmak, her ferdin vazifesidir.
Dinen büyük günah olup, bir milletin felaketine sebep olan rüşveti kaldırmak, sadece İslam ahlakına haiz olmakla mümkündür. Bu sebeple ahlaklı bir müslüman haksızlık etmediği benzer biçimde, haksızlığa da razı olmaz. Müslümanda Tanrı korkusu bulunmuş olduğu için, rüşvete araç bile olmaktan, aslandan, yılandan kaçar benzer biçimde kaçar. Bu bakımdan çocuklarımızı, gençlerimizi ahlaklı yetiştirmek, millet olarak başta gelen vazifelerimizden biridir.
Devlet memurlarının vazifelerini yaparken, vazife yapmış olduğu kişilerden armağan almaları da doğru değildir. Hazret-i Ömer, devlet başkanı iken, hanımı ile bir köye gider. Köylü bayanlar hanımına çeşitli armağan verirler. Eve geldikleri vakit, Hazret-i Ömer, hanımına, (Bu tarz şeyleri nereden aldın?) diye sorar. Hanımı da, (Köylü bayanlar armağan etti) der.
Hazret-i Ömer, (Ben halife olmasaydım, sana bu hediyeler verilmezdi. Ben halife değilken sana niçin armağan vermiyorlardı) diyerek, verilen armağanları beyt-ül-mala verir.
Rüşvet, haksız kazanç yollarından biridir. Tüm dinlerde günahtır. Devletlerin ceza kanunlarında, devlet idaresine karşı işlenen bir kamu [kamu] suçu kabul edilmiştir.
Rüşvetin yaygınlaşması kıyamet alametlerindendir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(O şekilde bir vakit gelecek, rüşvet, armağan adı altında alınıp verilecek, öğrenek olsun diye, gözdağı vermek için suçsuz kimseler öldürülecektir.) [İ.Gazali]
Rüşvet almak büyük günahtır. Fakat malını, canını, hakkını ve namusunu kurtarmak için istemeyerek rüşvet vermek caizdir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dinini ve namusunu malı ile koruyabilen bunu yapsın.) [Hakim]
(Şahıs, şerefini ne ile korursa, o sadaka olur.) [Ebu Ya’la]
Sual: Varlıklı olmak, dinini ve şerefini korumak için para vermek günah mıdır?
CEVAP
İslam âlimleri (Ahir zamanda para, insanoğlunun silahıdır. İnsan canını, sağlığını, dinini ve şerefini para ile korur) buyurmuştur. Hadis-i şerifte de, (Ahir zamanda zenginlik saadettir) buyuruldu. Dinini ve şerefini korumak için para vermek günah değil, aksine sevaptır. Hadis-i şeriflerde, (Şerefinizi mal ile koruyun!) ve (Kişinin, şerefini korumak için verdiği şey, kendisi için sadaka olur) buyuruldu. Her türlü tedbire karşın, varlıklı olamayan da, haline şükretmeli, fakirliğe sabretmelidir.
Mal ne kadar oldukça olursa hesabı vardır, haramdan kazanılmışsa azabı vardır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(O gün, size verilen her nimetten sorguya çekileceksiniz.) [Tekasür 8]
Eldeki mal ile de gururlanmak doğru değildir. Mal er geç bigün yok olacak, fakat hesabı kalacaktır. Atalarımız demiş ki:
Boşuna gururlanma, deme var mı ben benzer biçimde!
Tersten bir rüzgâr yapıt, savurur harman benzer biçimde.
Rüşvet haramdır
Sual: S. Ebediyye’de (Hac için ayak bastı parası, vergi, rüşvet vermek caiz) dendiği için dil uzatılıyor. İşin aslı nedir?
CEVAP
S. Ebediyye’nin büyük kısmı İbni Âbidin hazretlerinin (Redd-ül muhtar) kitabından alınmıştır. Bu kısım da o kitabından alınmıştır. S. Ebediyye’de şu şekilde deniyor:
İbni Âbidin, beşinci cilt, ikiyüzyetmişikinci sayfada buyuruyor ki:
(Rüşvet olarak istenip alınan mal, insanoğlunun mülkü olmaz. Veren, geri isteyebilir. İstemeden verdi ise, geri isteyemez. Fakat alanın geri vermesi vacib olur. Bir âlime, kendine şefaat etmesi yada zulümden kurtarması için, evvel verilen şey rüşvet olur. Fakat sonrasında verilen hediyesini alması caiz olur. Evvel istemesi haramdır. Evvel verilen hediyeyi alması caizdir, denildi. Hocanın talebesinden armağan alması da caiz denildi. Dinine, malına, canına zarar gelmesinden korkan kimsenin rüşvet vermesi caizdir. Dinini, malını ve canını, zâlimlerin zulmünden korumak için ve hakkını kurtarmak için bir şey vermek rüşvet olmaz. Alana günah olur.)
Dördüncü cilt, üçyüzüncü sayfada hakimin rüşvet alması haram bulunduğunu anlatırken buyuruluyor ki:
Müftü, hakim, vali olmak için rüşvet vermek ve birinin, haklı dahi olsa, memura, hakime rüşvet vermesi ve bunların almaları haramdır. Bu sebeple aslına bakarsan vacib olan şeyi yapmak için bir şey almak caiz değildir. Bu işleri yaptıktan sonrasında, istemeden verilen armağan, rüşvet olmaz. Memurların zulmünden kurtulmak yada hakkını almak, malını, canını, dinini, ırzını korumak için memura yada aracıya vermek caizdir. Bunların alması haramdır. Zulüm yapılması için vermek ve almak haramdır.
Meryem anayı ziyaret için Kudüs’e gelenlerden ve turistlerden ayakbastı parası yada başka isimlerle bir şey almak caiz olmaz. Müslüman hacıdan ayakbastı parası almak da haramdır. (Kira ücret bahsi)
Tüm İslam âleminden gelen milyonlarca hacının her birinden yüzlerce lira rüşvet almaktan haya etmiyorlar. Din kardeşi, yüzlerce lira vermezse, buna hac farizasını yaptırmıyorlar. Oysa Osmanlıların Redd-ül-muhtar kitabında, Kudüs’ü ziyarete gelen Hristiyanlardan ayakbastı parası almak haramdır diyor. Osmanlılar, kâfirden bile ayakbastı parası almazdı. Vehhabiler ise, Müslümandan istiyor. Vermezse, ibadete engel oluyor. (Faideli Bilgiler kitabı)
Farzları yapabilmek ve haramlardan kurtulabilmek için verilen mal da rüşvet olmaz. Bu tarz şeyleri almak günah olur. (Helal haram ve şüpheli şeyler bahsi)
Hac için ayak bastı parası, vergi, rüşvet vermek caizdir. Malını, canını, hakkını kurtarmak için rüşvet vermek, daima caizdir. Rüşvet istemek günah olur. (Hac bahsi)
Bu ifadelerden açıkça anlaşılabileceği benzer biçimde, rüşvetin haramlığı açıkça bildiriliyor. Hac ibadetini kurtarmak için, rüşvet vermenin caiz olduğu açıklanıyor. S. Ebediyye’ye İbni Âbidin’den alınan bilgilerden dolayı dil uzatmak, cahillikten yada art niyetten başka bir şey değildir.
Rüşvet vermek ve almak
Sual: Bir kimse, dinini, malını, ırzını korumak yada herhangi bir kimseyi zalimlerin zulmünden kurtarmak için rüşvet verebilir mi?
Yanıt: Mevzu ile ilgili olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Rüşvet olarak istenip alınan mal, insanoğlunun mülkü olmaz. Veren, geri isteyebilir. İstemeden verdi ise, geri isteyemez. Fakat alanın bunu geri vermesi vacip olur. Bir âlime, kendine şefaat etmesi yada zulümden kurtarması için, evvel verilen şey rüşvet olur. Fakat sonrasında verilen hediyesini alması caiz olur. Evvel istemesi haramdır. Evvel verilen hediyeyi almanın, hocanın talebesinden armağan alması caiz denildi. Dinine, malına, canına zarar gelmesinden korkan kimsenin rüşvet vermesi caizdir. Dinini, malını ve canını, zalimlerin zulmünden korumak için ve hakkını kurtarmak için bir şey vermek rüşvet olmaz. Alana günah olur.”
Farzları yapabilmek ve haramlardan kurtulabilmek için verilen mal da rüşvet olmaz. Bu tarz şeyleri almak günah olur. Gene İbni Âbidînde rüşvet almanın haram olduğu anlatılırken, rüşveti dörde ayırmaktadır. Müftü, egemen, vali olmak için rüşvet vermek ve birinin, haklı dahi olsa, memura, hâkime rüşvet vermesi ve bunların almaları haramdır. Bu sebeple aslına bakarsan vacip olan şeyi yapmak için bir şey almak caiz değildir. Bu işleri yaptıktan sonrasında, istemeden verilen armağan, rüşvet olmaz. Memurların zulmünden kurtulmak yada hakkını almak, malını, canını, dinini, ırzını korumak için memura yada aracıya vermek caizdir. Bunların alması ise haramdır. Zulüm yapılması için vermek ve almak da haramdır.
Bir önceki yazımız olan Riya ve ihlas başlıklı makalemizde ihlas hakkında bilgiler verilmektedir.