Anasayfa » Ahlak bilgileri » İyi veya kötü çığır açmak

İyi veya kötü çığır açmak

Sual: Ölünce her insanın amel defterinin kapanacağı söyleniyor. Ülkede fazlaca iyilik veya fazlaca fenalık etmiş kimseler vardır. Bunların da amel defterleri kapanır mı?
CEVAP
Ölünce amel defterleri kapanır. Fakat iyi veya kötü işte önderlik edenlerin amel defterleri kapanmaz.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dinimizde iyi bir çığır açana, bunun sevabı ile bununla amel edenlerin sevabı verilir, o çığırda [o yolda] gidenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Dinimizde kötü bir çığır açana da, bunun günahı ile, bununla amel edenlerin günahı verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.) [Müslim]

(Bir mümin vefat edince her ameli kesilir. Yalnız üç amelinin sevabı, amel defterine yazılmaya devam eder. Bunlar, sadaka-i cariyelerinin, yararlı kitaplarının ve salih evlatlarının kendisi için ettikleri yakarma ve istigfarların sevaplarıdır.) [Ebuşşeyh]
[Sadaka-i cariye, cami, çeşme yol gibi, insanlara faydası dokunan, faydalı işlerdir.]

Asla kimse, işlediği kötülüğün günahını başkasına veremez. Fakat mümin ibadetlerinin sevabını başkasına armağan edebilir. Kendi sevabından da asla eksilme olmaz. (Hidaye)

Günaha ortaklık
Bir kimse, yardım etmiş olduğu bölgelere, okumuş olduğu gazeteye dikkat etmelidir. Para vererek almış olduğu gazete, iyi ise, o gazetenin iyiliğine ortak olur. Kötü ise, vebali vardır, kötülüğe ortak olmuş olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her iyilik bir hazinedir. Her hazinenin anahtarı vardır. İyiliği açan, kötülüğü kilitleyen bir anahtara haiz olana müjdeler olsun! Kötülüğü açan, iyiliği kilitleyen bir anahtarı olana da yazıklar olsun!) [İbni Mace]
(İyi işe vesile olan, hayatında ve öldükten sonrasında da o işi yapanlar kadar sevap kazanır. Kötü işe ön ayak olana da, bu iş terk edilinceye kadar, bunun günahı yazılır.)
[Taberani]
(Zulmen öldürülen her kişinin günahından Âdem’in ilk oğlunun
[Kabilin] de bir oranı vardır. Adam öldürmeye ilk kez o sebep olmuştur.) [Taberani]

Şu halde, günah olan işlere destek olmak, o günaha ortak olmak anlamına gelir. İnsanlığın dünya ve ahiret saadeti için çalışanlara destek olmak da, onların sevaplarına ortak olmak anlamına gelir.

Hayırlı iş
Bir kimsenin iyi veya kötü olduğu yapmış olduğu işlerden anlaşılır. Bir kimse, kötülüklerden kaçıyor, iyi işler yapıyorsa, o kişinin Cennete gitme ihtimali çoktur. Onun için iyi kimselerle birlikte olmaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, bir kula hayır murat etmiş olduğu vakit, dinini kayıran kimseler yanında emek harcamayı nasip eder. Şerri murat edilen kul da, dinini kayırmayan kötülerin yanında çalışır.) [Deylemi]

İyi veya kötü çığır açmak
Sual:
Bir evladın sevapları ana-babasına da yazılıyormuş. Günahları da yazılır mı? Kabil’in işlediği günahlardan babası Âdem aleyhisselama da yazılır mı?
CEVAP
Hadis-i şerifte (Bir Müslümanın evladı, yakarma edince, kazanılmış olduğu sevap kadar, babasına da verilir. Bir kimse, çocuğuna günah öğretirse, bu çocuk ne kadar günah işlerse, babasına da o denli günah yazılır) buyuruldu. Günah öğretmeyen Hazret-i Âdem’e, kardeşini öldüren Kabil’in günahı yazılmaz. Günahkârların günahları, başkasına da yazılmaz. Hadis-i şerifte, (Asla kimse ötekinin günahını çekmez) buyuruldu. (Hakim)

Kur’an-ı kerimde aynı manada fazlaca âyet vardır:
(Hiçbir günahkâr, ötekinin günahını çekmez.) [Enam 164]

İnsanları sapıtanlar, sapıklıkta önder olanlar, kendi günahlarını yüklendikleri şeklinde o kimselerin günahlarını da yüklenirler. (Nahl 25-Beydavi)

Bir kimse, bir iyiliği halletmeye gücü yetmiyorsa, o iyiliğin yapılmasına sebep olursa, o iyiliği yapmış şeklinde sevap kazanır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hayra delalet eden [yol gösteren, sebep olan] o hayrı icra eden şeklinde sevaba kavuşur.) [Beyheki]

Müminlerin ihlasla yaptıkları iyi işlerin sevapları kıyamete kadar onların amel defterlerine yazılır.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin öldükten sonrasında, 7 amelinin sevabı kabrinde de kendisine yazılır. Bunlar: 1- İlim öğretmek, 2- Çeşme yapmak, 3- Su kuyusu kazmak, 4- Hurma ağacı dikmek, 5- Cami yaptırmak, 6- Mushaf bırakmak, 7- Ölümden sonrasında kendine istigfar edecek salih evlat bırakmak.) [Ebu Davud]

Sual: Ufak evlatların ibadetlerinin sevapları ana-babasına da verilir mi?
CEVAP
Çocuğun yapmış olduğu iyiliklerin sevabı kendisinedir. Ana-babasına, öğretme ve yaptırma sevabı verilir. (Bezzâziyye)

Şahısların sünneti
Sual:
“Yalnız Peygamberin sünneti olur. Âlimlerin sünneti olmaz” deniyor. Örneğin, Hazret-i Ömer’in sünneti denir mi?
CEVAP
Sünnet, yol, çığır anlamına gelir. (Sünnetullah), Tanrı’ın sünneti, Tanrı’ın yolu anlamına gelir. (Sünnet-i Resulullah), Resulullahın sünneti, Resulullahın yolu anlamına gelir. Resulullahın yolu, Allahü teâlânın yolundan ayrı olmadığı halde, Resulullahın sünneti dendiği şeklinde, Peygamber efendimizin yolundan ayrı olmayan her sahabinin de sünneti olur. (Hazret-i Ömer’in sünneti), (Hazret-i Ali’nin sünneti) demek caiz ve gerekir. Nitekim hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sünnetime ve Hulefa-i Raşidinin sünnetine sımsıkı sarılın!) [Ebu Davud]

Hazret-i Ömer, hulefa-i Raşidindendir. Bu hadis-i şerife uyarak (Hazret-i Ömer’in sünneti) denir. Hazret-i Ömer’in sünneti dendiği şeklinde, İmam-ı a’zam hazretlerinin sünneti veya (falanca âlimin sünneti) demekte de sakınca yoktur. Hatta bid’at ehlinin sünneti de (yolu, çığırı da) olur.

Hidayete sebep olan Cennetliktir
Hidayette olmak ve insanları hidayete davetin önemi büyüktür. Emr-i maruf ve nehy-i münker farzdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edip iyi işler icra eden, hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç, insanoğlu zarardadır.) [Asr 2,3]
(Sizin içinizde, insanları hayra,
[edille-i şeriyyeye = dört delile uymaya] çağrı eden ve iyiliği emredip kötülükten [Dört delile muhalefetten] men eden bir cemaat bulunsun. İşte Onlar, kurtuluşa erenlerdir.) [Al-i İmran 104]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Tahsilsiz ilme, rehbersiz hidayete kavuşmak isteyen, boş şeylerden yüz çevirsin!) [İ. Gazali]

(İbadetlerini ihlas ile yapanlara müjdeler olsun! Bunlar hidayet yıldızlarıdır.) [Ebu Nuaym]
(İmamlar
[önderler] hadi ve mehdi olduğu sürece, insanoğlu dal ve mudil olsa da asla helak olmaz.) [Hatib] (Hadi = doğru yolu bulmuş, hidayete ermiş, Hidayet yolunu gösteren, mürşid, Mehdi = hidayete vesile olan, hidayete getiren. Dâl = sapık, mudil = saptıran)

(Esselamü ala menittebeal hüda = Hidayete uyana, hak yolda olana slm olsun.)
[Nesai]

(Ya Rabbi, bizi hidayetten sonrasında, başkalarının hidayetine vesile olanlardan eyle.) [Buhari]

İnsan yaratılışta; hidayet ve dalalet olmak suretiyle iki taraflıdır. Ona hidayeti tanıtmak için bir rehbere veya bir üstadın kitabına gerekseme vardır. Hidayet fazlaca kıymetli olduğu şeklinde, hidayete sebep olmak da fazlaca kıymetlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Senin vasıtanla Allahü teâlânın bir kişiye hidayet vermesi, senin için üstüne güneşin doğup batmış olduğu her şeyden daha hayırlıdır.) [Taberani]
(Bir kâfirin hidayetine sebep olmak, kızıl develere malik olmaktan iyidir.)
[Buhari, İ. Ahmed]

(Bir insanoğlunun hidayetine sebep olan [Onu ehl-i sünnet yapan] muhakkak Cennete girer.) [Buhari]
(Bir Müslüman, arkadaşına, hidayetini arttıracak veya onu tehlikeden kurtaracak hikmetli bir sözden daha iyi bir armağan veremez.)
[Ebu Ya’la]
(Kim, hidayete
[Ehl-i sünnete] çağrı ederse, o yola girenlerin tüm sevapları ona da yazılır, diğerlerinin ecrinden bir şey eksilmez. Kim de, sapıklığa çağrı ederse, o yola girenlerin günahları, ona da verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.) [Tirmizi]
(Haktan bâtılı veya hidayetten dalaleti red gayesi ile, ilim öğrenmek için yola çıkan kimse, kırk yıl yakarma eden bir abid şeklinde ecir alır.)
[Deylemi]

Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını başkalarına vermek de, hidayete sebep olmak şeklinde sevaptır. Hatta kitabı alan, o kitapla amel etmemiş olsa, dalalette kalsa bile, kitabı veren niyetine bakılırsa onu hidayete kavuşturmuş şeklinde sevap alır. Şu sebeple hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Hayrın yolunu gösteren onu işleyen gibidir.) [Ebu Davud, Tirmizi]

(Emr-i maruf ve nehy-i münker ederken ölen şehittir.) [İ. Asakir]
(Tüm ibadetlere verilen sevap, Tanrı yolunda cihada verilen sevaba bakılırsa, deniz yanında bir damla su gibidir. Cihad sevabı da, emr-i maruf ve nehy-i anilmünker
[dinin emir ve yasaklarını öğretme] sevabı yanında, denize nispetle bir damla su gibidir.) [Deylemi]

Yol gösteren icra eden gibidir
Sual: Kur’an-ı kerimde iyi işe aracılık edene bir hisse verileceği bildiriliyor. Bu bir hisse ne kadardır?
CEVAP
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İyi ve kötü işe aracılık eden ondan bir hisse alır. Tanrı her şeyin karşılığını verir.) [Nisa 85]

(Tanrı, zerre kadar iyiliğin sevabını da kat kat artırır ve ek olarak büyük mükafat verir.) [Nisa 40]
(Bir iyilik yapana on misli verilir; bir fenalık ise misli ile cezalandırılır; asla hiç kimseye haksızlık yapılmaz.)
[Enam 160]

Peygamber efendimizin bu konudaki hadis-i şeriflerinden bazıları şöyledir:
(Hayra delalet edene [yol gösterene], o hayrı işleyen kadar sevap verilir.) [Buhari]

(Hayra delalet eden [yol gösteren, önderlik eden], onu icra eden gibidir.) [Ebu Ya’la]

(Kötülüğe delalet eden onu icra eden gibidir.) [Deylemi]
(Doğuda biri öldürülür de, batıda olan buna razı olursa, öldürme günahına ortak olur.)
[İ. Gazali]

(Yakarma edenle âmin diyen, Kur’an okuyanla dinleyen, hoca ile öğrenci sevapta ortaktır.) [Deylemi]

Bu hadis-i şeriflerden, iyi veya kötü bir işe aracılık edene, o işi icra eden kadar sevap veya günah verileceği anlaşılmaktadır. Sadece aynı iyiliği icra eden aynı sevaba kavuşamaz. İnsanların durumlarına bakılırsa de değişmiş olur. İhlasına ve imanının kuvvetine göre farklılık gösterir. Gençlikte veya ihtiyarlıkta, rahat veya sıkıntılı durumlarda daha azca veya daha fazlaca sevap alır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Bir kimse, Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshabımdan birinin bir avuç kadar arpa sadakasının sevabına kavuşamaz.) [Buhari]
(Fitne zamanında meydana getirilen yakarma, benim yanıma hicret etmek şeklinde fazlaca sevaptır.)
[Müslim]

(Fitne fesat yayılmış olduğu vakit, sünnetime yapışana yüz şehit sevabı verilir!) [Hakim] (Şu sebeple fitne fesat zamanında İslamiyet’e uymak, kâfirlerle savaşmak şeklinde güç olacaktır.)

(Rabbiniz, rahimdir. Bir iyilik yapmak isteyip de yapamayana, bir sevap verir. Yapana, on mislinden 700 misli veya daha çok sevap verir. Fenalık yapmak isteyip de yapmayana bir sevap, yaparsa bir günah yazar, dilerse onu affeder.)
[Taberani]

Demek ki iyilik yapana veya iyiliğe aracı olana ondan yedi yüze kadar, hatta duruma bakılırsa daha fazlaca sevap veriliyor. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:.
Gençlikte, şehvetin, asabiyetin kapladığı anlarda, İslamiyet’in bir emrini yerine getirmek, ihtiyarlıkta meydana getirilen aynı ibadetten fazlaca üstün ve kıymetli olur. [Hele başka maniler de araya katılırsa, bunları dinlemeyip yapılan ibadetin sevabı o kadar çoktur ki, ancak Allahü teâlâ bilir.] Şu sebeple, engeller karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Engel olmayarak, kolay meydana getirilen ibadetler, aşağıda kalır. Bunun içindir ki, insanların yüksekleri, meleklerin yükseklerinden daha üstün olmuştur. Şu sebeple insan, engeller içinde yakarma ediyor. Melekler ise, engel olmadan emre itaat ediyor. Muharebede, askerin kıymeti artar ve savaşırken küçük bir hizmetleri, sulh zamanındaki büyük gayretlerinden daha kıymetli olur. (3/35)

İlim öğrenmek ve öğretmek
Sual:
Ehl-i sünnete uygun bir din kitabını başkasına armağan edince bizlere de sevap olur mu?
CEVAP
Evet fazlaca sevap olur. Şu sebeple hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Bir kimse amel etmese de, ilimden bir sorun öğrenirse, bin rekat [nafile] namazdan efdal olur. Eğer öğrendiği ilim ile amel eder veya bunu başkasına öğretirse hem bunun sevabını alır, hem de kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabını alır.) [Hatib]

(Din kardeşine, öğretilecek ilimden daha faziletli olan sadaka yoktur.) [İbni Neccar]

(En üstün sadaka, ilim öğrenmek, sonrasında da onu başkasına öğretmektir.) [İbni Mace]

Saygın bir kitap vermek de o bilimsel başkasına öğretmek olur. İyiliğe vesile olan o iyiliği yapmış şeklinde sevap kazanır. Bunun aksi de, doğrusu bozuk bir kitabı başkasına verip onun itikadını da bozmak fazlaca veballidir. Bu sefer günaha ortak olur.

İki kat azap
Sual:
Araf suresinde, (İki kat azap veriliyor) deniyor. Niye düzgüsel ceza değil de iki kat?
CEVAP
Tefsirlerde iki kat azaptan maksat şöyleki bildiriliyor:
Hem kendi küfürlerinden dolayı, hem de başkalarını saptırdıklarından dolayı iki kat azap veriliyor. Onlara uyanlar da hem kâfir olduklarından, hem de sapık bir lideri körü körüne yansılamak ettiklerinden dolayı iki kat azaba maruz kalacaklardır. (Beydavi)

Bir önceki yazımız olan İstişarenin önemi başlıklı makalemizde arenin ve onemi hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.