CEVAP
Muhammed aleyhisselamın ümmetinden ehl-i sünnet itikadında olan müminlerin bir çok, hesap görmeden Cennete gireceklerdir. Resulullah efendimiz, (Tanrı rızası için ve isteyerek namazını kılan, orucunu tutan, haccını icra eden, zekâtını veren, hesapsız ve azapsız Cennete girer) buyurdu.
Kıyamette inciden yapılmış minberler üstünde oturan, yüzleri nur benzer biçimde parlayan zatlar görülür. Bunlara Peygamberler ve şehitler bile imrenir.
Bunların kim olduğu sorulduğunda Peygamber efendimiz, (Ülkeleri ayrı ayrı olmasına rağmen, bir araya gelen, Tanrı rızası için birbirini seven ve Allahü teâlâyı anan kimselerdir) buyurdu.
Demek ki, akrabalık, hemşehrilik benzer biçimde yakınlıkları olmadığı halde, sırf Tanrı rızası için birbirini seven kimselere ne mutlu.
(Kıyamette bir grup insan, rüzgâr benzer biçimde mahşer halkının üstünden geçip Cennete girecektir. Bunlar, her an ölüme hazır olan kimselerdir) hadis-i şerifi, üstünde bulunan kul ve hak borçlarını ödeyip her an ölüme hazır bekleyen mesut kimseleri bildirmektedir.
Peygamber efendimiz, kıyamette çeşitli sıkıntıların olacağını bildirince, Eshab-ı kiram, bundan kurtulmanın çaresini sual ederler. Resulullah efendimiz buyurur ki:
(Dünyada âlimlerin eteğine yapışmaktır. Kıyamet günü Allahü teâlâ, âlimlerle zahidleri toplar. Zahidlerin Cennete girmelerini emreder. Zahidler Cennete gider. Âlimler kalır. Allahü teâlâ, âlimlere, buyurur ki: “Sizleri burada bırakmam, hapsetmek maksadıyla değildir. Zahidler, dünyada yalnız kendilerini düzeltmekle meşgul oldular. Ahirette de yalnız kendilerini bağışladım. Fakat sizler, dünyada kendinizden başka, öteki insanlarla da meşgul oldunuz, onlara kurtuluş yolunu gösterdiniz. Şimdi size uyanları da yanınıza alıp Cennete girin!” Âlimler de dostlarını alıp Cennete götürürler.) [El-Envar]
(Kıyamette nurdan kürsüler üstünde yüzleri ay benzer biçimde parlayan zatlar görülür. Hepimiz hesap ile meşgul iken bunlar oldukça neşelidir. Melekler bunlara “Hangi amel yardımıyla bu derecelere yükseldiniz?” diye merak ederler. Onlar da, “Bizim öyleki fazla amelimiz yoktu. Sadece beş zaman namazımızı doğru olarak kılar, Resul-i ekremin adı anılınca, ona olan sevgimizden dolayı ağlar, Allahü teâlânın verdiğine şükreder, yoksulluğumuza sabrederdik. Allahü teâlânın bizlere olan bu mükâfatı iki şey karşılığıdır. Biri dünyaya gönül bağlamadığımız, diğeri de Habibullahı sevdiğimiz içindir” derler.) [El-Envar]
Hesap sorulmadan Cennete gireceklerle ilgili hadis-i şeriflerden birkaçı şu şekilde:
(Cehennemlik 70 bin şahıs Osman’ın şefaati ile hesap vermeden Cennete girecektir.) [İ.Asakir]
(Günahlarını hatırlayıp ağlayan, hesap görmeden Cennete girer.) [İ.Gazali]
(İlim öğrenen öğrenci, kocasına itaat eden hanım, ana-babasına iyilik eden evlat, Peygamberlerle birlikte hesapsız olarak Cennete girer.) [İ.Rafii]
(Helal olmak şartıyla, oruç tutup iftar eden, sahur yemeği yiyen ve Tanrı yolunda gözcülük eden kimselere yediklerinden dolayı hesap yoktur.) [Bezzar]
(Kul, sahur, iftar ve dostları ile yediği yemekten sorumlu değildir.) [İ.Gazali]
Aslen her insana hesap sorulacaktır. Fakat kiminin hesabı öyleki kolay olacak ki, buna hesap denmez. Sözgelişi şehitlerin, Eshab-ı kiramın hesapları fazlaca kolay olacaktır. (Sen sahabeden misin, sen şehit misin?) denecek, o da (Evet) diyecek, hiçbir sorun görmeden Cennete gidecektir.
Bir önceki yazımız olan Kameraya alınan işler başlıklı makalemizde kameraya hakkında bilgiler verilmektedir.