CEVAP
Bizi Cennete koyacak olan da, Cehenneme atacak olan da Allahü teâlâdır. Bir başkası bu işi yapması imkansız. (Putların gazabına uğrarız da, bizi Cehenneme atar) benzer biçimde bir korku yanlış olur. Deccal yada başka zalimlerden, bizi Cehenneme sokar diye korkulmaz. Bu hususlarda yalnız Allahü teâlâdan korkulur. Yılandan, hırsızdan, caniden korkmalar, bununla ilgili değildir. Allahü teâlâ dilerse, bu korkulardan da bizi muhafaza eder.
(Yalnız senden yardım isteriz) mealindeki âyet-i kerimeden ilkin, (Yalnız sana yakarma ederiz) buyuruluyor. Demek ki, yakarma yalnız Allahü teâlâya olur. Putlara yada başkalarına olmaz. İbadetten sonrasında yardım istemek, bu ibadetin yapılmasında, kabul edilmesinde ve neticede Cennete girmemizde, yalnız senden yardım diliyoruz anlama gelir. (İnsanlardan istenen yardımda da, yardımı yaratan sensin, başkasından bir yardım istesek bile, bu yardımı yaratan sensin, bizlere her türlü yardım senden gelir, yükümüzü biri kaldırsa buna o gücü veren sensin, senin emrin olmadan kimse hiç kimseye yardım edemez) anlama gelir.
Nitekim Abdülaziz Dehlevi hazretleri, Fatiha suresinin tefsirinde buyuruyor ki:
Birinden yardım istenirken, yalnız Allahü teâlâya güvenilip, o kulun Tanrı’ın yardımına mazhar olduğu, Allahü teâlânın her şeyi sebeple yarattığı, o kulun da bir sebep olduğu düşünerek ondan yardım istemek, Allahü teâlâdan istemek olur. (Tahkik-ul-hakkıl-mübin)
Kurtubi tefsirinde buyuruluyor ki:
(Yalnız sana yakarma eder ve yalnız senden yardım diliyoruz) mealindeki âyet-i kerimeyi kabul edip söyleyen, Cebriye’den de, Mutezileden de uzak kalmış ve onlara lüzumlu yanıt verilmiş olur.
Mutezile fırkası, (Tanrı bizim yaptığımız işlere karışmaz) diyor. Biz, (Ya Rabbi, senden yardım isteriz) demekle, işi yapanın Allahü teâlâ olduğu meydana çıkıyor ve Mutezile rezil oluyor.
Cebriye fırkası ise, (Her işi icra eden Tanrı’tır, kulların hiçbir görevi olmaz, günahı, sevabı işleten de odur) diyor. Biz, (Ya Rabbi, sana yakarma eder ve senden yardım isteriz) demekle, kulların da iş yapmış olduğu, yakarma etmiş olduğu ve yardım istediği meydana çıkıyor. İbadeti bizim yaptığımız, günahı bizim işlediğimiz, dolayısıyla günahtan sorumlu olduğumuz meydana çıkıyor. Cebriye’ye ihtiyaç duyulan yanıt verilmiş oluyor ve Cebriyecilikten de kurtulmuş oluyoruz.
Bir önceki yazımız olan Aşk, sevgi ve heves başlıklı makalemizde heves ve sevgi hakkında bilgiler verilmektedir.