Sual: Yeni Müslüman olan bir yabancı dost var. Buna öncelikle neyi öğretmeliyiz?
CEVAP
İlk ilkin imanı, kısaca Allahü teâlâyı, Onun sıfatlarını, Resulullah efendimizin Tanrı’ın Peygamberi bulunduğunu, Amentü’de bildirilen altı esası, sonrasında da İslam’ın beş şartını öğretip namaz kılmasını sağlamalıdır. Zira bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kitab ehli olan bir kavme görevle gidince, ilkin, La ilahe illallah Muhammedün Resulullah demeye çağrı et. Bunu kabul ederlerse, günde beş zaman namazın farz bulunduğunu bildir. Bunu da kabul ederlerse, Tanrı’ın Müslümanların zenginlerinden alınıp fakirlerine verilen zekatı farz kıldığını söyle.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud]
Bu hadis-i şerifte öncelikle, Tanrı’a imanla beraber Resulünü de onaylama bildirilmiştir. Resulullahı onaylama etmeyen mümin ve Müslüman olması imkansız.
Sual: Yeni müslüman olanın yada akıl-baliğ olan çocuğun, ilkin Kelime-i şehadet söylemesi ve bunun manasını öğrenip, inanması gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Bundan sonrasında, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı olan itikad, kısaca inanç edilmesi ihtiyaç duyulan detayları öğrenip, bunlara inanması gerekir.
Sonrasında Ehl-i sünnetin dört mezhebinden birinin kitaplarında yazılı olan fıkıh bilgilerini, kısaca İslam’ın beş şartını ve helal, haram olan şeyleri öğrenmesi ve bunlara inanması ve uygun yaşaması gerekir. Bu tarz şeyleri öğrenmek ve uymak gerektiğine inanmayan, ehemmiyet vermeyen mürted olur. Şu demek oluyor ki kelime-i şehadet getirerek müslüman olduktan sonrasında, yine kâfir olur.
Nikahlı müslüman bir kız, baliga olduğu süre, Müslümanlığı bilmezse, nikahı bozulur. Şu demek oluyor ki mürted olur. Allahü teâlânın sıfatlarını ona bildirmelidir. O da, yine etmeli ve (bunlara inandım) demelidir. (Dürr-ül-muhtar)
İbni Abidin hazretleri bunu açıklarken diyor ki:
Kız minik iken, ana-babasına tâbi olarak müslümandır. Baliga olunca, ana-babasının dinine tâbi olması devam etmez. İslamiyet’i bilmeyerek baliga olunca, mürted olur. İman edilecek şeyleri işitip de, inanmamış kimse, kelime-i tevhid söylese, kısaca (La ilahe illallah Muhammedün resulullah) dese, müslüman olmaz. (Amentü billahi…) de bulunan altı şeye inanan ve (Allahü teâlânın emirlerinin ve yasaklarının hepsini kabul ettim, beğendim) diyen kimse müslüman olur.
Her müslüman, çocuklarına Amentü’yü ezberletmeli, manasını iyice öğretmelidir! Çocuk bu altı şeyi öğrenmez ve inandığını söylemezse, baliğ olduğu süre müslüman olmaz, mürted olur.
Bir tek Tanrı’a inandım demek kâfi değildir. Amentü’de bildirilen altı husustan birini, örneğin kaderi inkâr eden, kâfir olur, tüm iyi amelleri yok olur. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Kâfir (Beni İslam’a uygun defnedin) dese, mümin sayılır mı?
CEVAP
Hayır. Kelime-i şehadeti yada manasını söylerse evet.
Sual: Yeni Müslüman oldum, fıkıh bilgilerim yok sayılır, her şeyi yeni öğreniyorum, küfre sebep olan şeylerin hepsini de bilmiyorum. Bilmeyerek küfre düşürecek bir şey yaparsam yada söylersem, benim durumum o süre ne olur? Bilmeyerek yaparsam imanımı yitirmiş olur muyum?
CEVAP
Hayır imanınızı yitirmiş olmazsınız. Polonya benzer biçimde bir yerde, yeni Müslüman olmuş bir kimse, normal olarak küfre düşüren bir fazlaca şeyi bilmesi imkansız. Bilmediği için de derhal ona küfre düştün denmez. Peki ne yapmalı? (Allahü teâlâya ve Resulüne ve Onun Allahü teâlâdan getirdiklerinin hepsine inandım, beğendim, kabul ettim. Allahü teâlânın ve Resulünün dostlarını severim ve düşmanlarını sevmem demek kâfidir.) Dinimizin bildirdiği bir şeyde şüpheye düşen kimse, (Allahü teâlâ ve Onun Peygamberi, bu şey ile neyi bildirmek istemiş ise, öylece inanç ettim, inandım) demelidir.
Secdenin önemi
Sual: Bir gayrimüslim, secde âyetini dinledikten sonrasında tilavet secdesi yapsa, bu hiç kimseye Müslüman oldu denebilir mi?
CEVAP
Evet, Müslüman olduğu anlaşılır. (Bezzaziyye, İbni Abidin)
Gene bunun benzer biçimde, namazlarını cemaatle kılan bir kimsenin Müslüman olduğu anlaşılır, şundan dolayı İslamiyet’ten önceki hak dinlerde namaz yalnız kılınır, cemaatle kılınmazdı. (İ. Ahlakı)
Dinimizde zahire, görünüşe bakılırsa yargı verildiği için, bir gayrimüslim bu tarz şeyleri yapınca Müslüman olduğuna hükmedilir. Yoksa bâtıl inancından vazgeçmedikçe, dinimizin bildirdiği hususlara inanç etmedikçe, bir tek bu tarz şeyleri yapmakla Müslüman olmuş olmaz. Müslüman görünmek için münafıklık da yapmış olabilir, fakat küfrünü belli eden bir sözü, hareketi görülmedikçe, dünyada ona Müslüman muamelesi yapılır.
Sual: Gayr-i müslim bir ülkede inanç etmiş olan kimsenin, derhal farzları yapması, haramlardan sakınması gerekir mi?
Yanıt: Gayr-i müslim bir memlekette Müslüman olan bir kimse, farzları, haramları işitince, bunlara uyması lazım olur. Müslümanların yaşamış olduğu bir ülkede imana gelen yada baliğ kısaca erişkinlik çağına giren kimse de, derhal o andan itibaren, farzları yapması, haramlardan kaçınması lazım olur. Müslümanların yaşamış olduğu ülkede imana gelen kimsenin, farz bulunduğunu öğreninceye kadar, kılmadığı namazları ve tutmadığı oruçları kaza etmesi de lazım olur. Bilmemesi, terk etmek günahından kurtulması için özür olur. Öğrenmeyi terk etti ise, asla özür olmaz.
Sual: Hanım, adam her Müslümanın ilk bilmesi, inanması lazım olan şey nedir?
Yanıt: Yükümlü olan, kısaca akıl ve baliğ olan, hanım, adam her Müslümanın, Allahü teâlâyı tanıması, bilmesi, kısaca Allahü teâlânın sıfât-ı zâtiyyesini ve sıfât-ı sübûtiyyesini, doğru bilmesi ve inanması lazımdır. Her insana ilk farz olan şey budur. Bilmemek özür olmaz, bilmemek günah olur.
Sual: Yeni Müslüman olan bir kimsenin, ne olursa olsun gusül abdesti alması gerekir mi?
Yanıt: Yeni Müslüman olan bir gayr-i müslimin, Müslüman olunca, gusül abdesti alması müstehabdır.
Not: Öteki maddelerde Amentü’nün bu 6 esası hakkında geniş informasyon verilmiştir.
Bir önceki yazımız olan Kelime-i şehadeti söylemek başlıklı makalemizde ehadeti, kelime ve soylemek hakkında bilgiler verilmektedir.