İslam dininin Müslümanlar üzerinde kıldığı ilahi esaslardan biri de Allah’ı sevmek ve Allah’tan korkmaktır. Müslüman müminler Rabbimize büyük bir tutku ile bağlı olup, lütfü ve keremi kendisine sonsuz kılınarak sevgi ve hürmetle bağlı kalacaktır. Kullar Rabb’in merhameti ve rahmeti üzerine benimseyerek tüm her şeyi kuşatacağına inanacaktır. Kul her ne kadar günahkar olursa olsun, yine de Rabb’in karşısında mutlaka umudunu yitirmemelidir. Sevgiye dayalı olarak Rabbimizin sonsuz şefkati, sevgisi ve rahmetini unutmayacağı gibi, aynı zamanda kahr ve azabını da unutmamalıdır. Bu doğrultuda O’ndan korkmalı ve O’ndan gelecek her lütfü baş tacı etmelidir. Korku derecesinin ifratından her daim ümitsizlik ve umutsuzluk doğar, buna hitaben fazladan ümit beslemek kulları gaflete düşürerek akıbetini umursamamasına neden olmaktadır.
Allah’a İman İle Sevgi Duymak
Allahtan hiçbir zaman ümit kesilmemeli ve O’ndan gelecek olan sevgiyi de gazabı da baş tacı etmelidir. Bu konuya hemen yukarıda da değindik ve tekrarlamakta fayda olacağından bu tür bir yaklaşımda olmak gerek Allah’ın sevgisine, gerek ise O’ndan korkulmasına işaret olmaktadır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de kullara şöyle belirtilmiştir; “Müminler, Allah’ın gazabından korkarlar ve buna dayalı olarak rahmetini de umarlar.” tasviri kullar arasında sevgi ve korkunun temelini kurmaktadır. Zira Allah’tan ümidi kesmek ve azabından emin olmak da dinimiz İslam’da yasaklanmıştır.
Tüm bu oluşumlara dayalı olarak Allah’a bağlılık sadece O’nu sevmek veya O’ndan korkmayla son bulmamaktadır. Bunun üzerine her hayrın başı ve hikmetin başı mutlak suretle Allah korkusu ile tanımlanmaktadır. Bu söze ek olarak Allah’a olan korku en az O’nu sevmek kadar tatlı bir hale sahip olmaktadır. Gerçek manada Yaradan’a olan sevgi ve korku saygısı müminlerin aklından çıkmamalı ve bunu kalpleri ile yaşamaları gerekmektedir. Son olarak Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’in de Allah sevgisi ve korkusu üzerine buyurduğu gibi;
“Mü`min kimse, Allah`ın azab ve ikabının miktarını bilseydi, hiçbir kimse Cenneti ümid etmezdi. Kâfir de Allah`ın rahmetinin ne kadar çok olduğunu bilseydi hiç kimse O`nun rahmetinden ümid kesmezdi.”
Bir önceki yazımız olan Mezhep Nedir? başlıklı makalemizde Ehl-i Bid’a Mezhebi, Ehl-i Delalet Mezhebi ve Ehl-i Sünnet Mezhebi hakkında bilgiler verilmektedir.