Günde 5 kere bizi namaza çağıran ve her okunduğunda tüyleri diken diken yapan Ezan, asırlar boyunca Arapça olarak okunmuştur. Asırlar boyunca tüm Müslüman medeniyetler hiçbir zaman Ezan’ın asıl yapısına dokunmamıştır ve Arapça olarak okunmasına devam ettirmişlerdir. Peki, ama neden Ezan diğer dillerde okunmaz? Okunması neden hoş karşılanmaz?
Hanefi mezhebinde Ezan’ın Türkçe okunması caiz değildir, şafii mezhebinde ise Arapça bilmeyen yabancıların anlayabilmeleri için kendi dilleriyle okuması caiz kabul edilmiştir. Ancak şafii mezhebinde bu durum sürekli değildir. Yani, yabancı insan Arapça öğrenene kadar bu şekilde devam edebilir ve en kısa zamanda Arapça öğrenmesi gereklidir.
Ezanın sözleri Arapça’dır. Ancak bir Arap’ın sözleri değildir. Onun dizilişi ve uyumu Allah tarafından sahabelere ilham edilmiştir ve Peygamber Efendimizin onayı ile de kesinleştirilmiştir. Dikkat edilmesi gereken nokta ise Ezan, Ezan-ı Muhammedi olarak adlandırılır. Hiçbir yere özgü değildir. Ne Ezan-ı Arabi, ne Ezan-ı Türki ne de başka bir şey. Sadece Ezan-ı Muhammedi olarak adlandırılmıştır.
Arapça Ezan’ın anlamının etrafındaki bir kabuk gibidir ve eğer o kabuk soyulmaya çalışırsa, içerisindeki anlam yavaş yavaş uçmaya başlar. Anlamını yavaş yavaş yitirmeye başlayan Ezan, ilerleyen zamanlarda insanlar tarafından değiştirilmeye ve çarpıtılmaya başlayabilir.
Peygamber Efendimiz Kuran-ı Kerim okurken onu dinleyen düşmanları, okuduğunun bir şiir olduğunu ve bu kadar güzel bir şiiri hiçbir yerde görmediklerini söylemişlerdir. Bu kadar derin anlamlar içeren bir şiirin diğer dillere tam olarak çevrilmesi nasıl mümkün olabilir ki? Türkçe yazılmış bir şiirin İngilizce’ye tam olarak çevrilmesi mümkün olmayabilir. En basit şiirler bile diğer dillere çevrilemezken, çevrilse bile tam anlamını veremezken nasıl olur da Kuran-ı Kerim gibi bir mübarek diğer dillere çevrilip okunduğunda anlamını yitirmez.
Bir önceki yazımız olan Günahlardan nasıl kaçılır başlıklı makalemizde Günahlardan nasıl kaçılır hakkında bilgiler verilmektedir.